Bu Blogda Ara

tespih etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tespih etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Haziran 2025 Perşembe

SALAT VE TESBİH VAKİTLERİ 🌗

1. Salât Vakitleri: Kur’anî Belirleme ve Prensipler 🌗 

Kur’an, salât ibadetini günün belirli zamanlarına yerleştirir. Bu vakitlerin her biri, farklı bilinç ve manevi yoğunluk düzeyleriyle ilişkilidir.

Hûd Suresi 114. ayet

Gündüzün iki ucunda ve gecenin yakın saatlerinde salâtı ikame et. Çünkü iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, hatırlayanlar için bir öğüttür.” (Hûd 11:114)

a. Sabah Salâtı

“Sabah salâtına şahit olunur.” (İsrâ 17:78)

  • Vakit: Güneşin doğmasından önce.

  • Eylem: Kur’an sesli okunur. “Şahadet edilir” ifadesi, bu vaktin sesli kıraate işaret ettiğini gösterir.

b. Akşam Salâtı

“Güneşin kaymasından karanlığın basmasına kadar salât ikame et.” (İsrâ 17:78)

  • Vakit: Güneşin batımı ile karanlığın çökmesi arası.

  • Eylem: Sesli kıraat. Akşam vakti, toplumsal bilinçlenmenin sembolüdür.

c. Cuma Salâtı

“Salât çağrısı yapıldığında Allah'ı anmaya koşun.” (Cum‘ah 62:9)

  • Vakit: Gündüz, muhtemelen öğleye yakın.

  • Eylem: Salât cemaatle yapılır. Dıştan sesli icra edilir, toplumsal çağrı niteliğindedir.

d. Yatsı Salâtı (Nebevî Özellik)

“Gecenin bir kısmında, sana mahsus nafile bir salât olarak uyan.” (İsrâ 17:79)

  • Vakit: Gece yarısından sonra.

  • Eylem: Sesli kıraat. Peygambere özel olmakla birlikte, ümmet için de örnek teşkil eder. Müzemmil Suresi'nde (73:1-6) bu vakit ayrıca vurgulanır.


2. Tesbih Vakitleri: Sessizlik ve İçsel Bilinç

Tesbih, Kur’an’da içsel bir yöneliş olarak öne çıkar ve bazı vakitlerde özellikle teşvik edilir.

a. Sabah ve Akşam

“Rabbinin adını sabah akşam an.” (İnsân 76:25)

  • Eylem: İçsel zikir ve tefekkür. Kur’an dıştan sesli okunmaz.

b. Gün Ortası ve Gün Sonu

“Göklerde ve yerde hamd O'nadır: günün sonlarında ve öğleye eriştiğinizde.” (Rum 30:18)

  • Vakit: Öğle ve ikindi.

  • Eylem: Tesbih ile içsel zikir. Bu vakitler, salât değil, tesbih vakti olarak vurgulanır.

c. Gecenin Derinliği

“Geceleri secde ederek ve ayakta durarak ibadet eden...” (Zümer 39:9)

  • Eylem: Salât ile birlikte derin tefekkür. Sessizlik ve içsellik hâkimdir.


3. Mahremiyet, Salât ve Günlük Hayatta Zaman Bilinci

Kur’an’da gündüz, çalışmanın ve dağılmanın zamanı olarak tanımlanır:

“Gündüzü geçiminiz için yarattık.” (Nebe 78:11)

Gece ise dinlenme ve manevî yoğunluk vaktidir:

“O, geceyi sizin için örtü, uykuyu dinlenme, gündüzü ise geçim vakti yaptı.” (Furkân 25:47)

Kur’an’da mahremiyetle ilgili dikkat çeken ayetlerden biri Nûr 24:58’dir:

“Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar ve sizden henüz ergenlik çağına ulaşmamış olanlar, sizden üç vakitte izin istesinler...”

Mahrem vakitler:

  1. Sabah salâtından önce

  2. Öğle sıcağında elbise çıkarıldığı vakit

  3. Akşam salâtından sonra

Dikkat edilirse, burada öğle vakti “salât” değil, bir “istirahat ve mahremiyet” anı olarak yer alır.


4. Özet Tablo: Kur’an’da Salât ve Tesbih Vakitleri



Sonuç: Kur’anî Zaman Bilinci ve Manevî Ritim

Kur’an’da salât, günün belirli vakitlerine yerleştirilmiş, bilinçli bir duruş ve manevî yöneliş olarak takdim edilmiştir. Sesli kıraatle icra edilen sabah, akşam ve cuma salâtları toplumsal bilinçlenme amacı güderken; tesbih, sessiz ve içsel bir bilinç inşasının aracıdır.

Peygamber’e özel kılınan gece yatsı salâtı, ümmete model teşkil eder ve manevi yoğunlaşmanın zirvesi olarak tanımlanır. Nebinin hayatta olması ve Kuran okumalarından daha fazla yaralanmayı hedefler. Nebi vefatı sonrası uygulamalarda Kuranın öğrenilmesi için Teravih namazı oluşturulmuştur.  Bu ritmik ibadet düzeni, sadece bireysel arınmayı değil, toplumsal huzuru ve dengeli bir hayat akışını da hedefler. Kur’an, zamanı Allah’ın ayetlerinden biri olarak konumlandırır ve insanı, bu ayetle uyum içinde yaşamaya çağırır.


5 Mayıs 2025 Pazartesi

Kuşların SALATI 🕊 🌐

 🌐 Kuşların SALATI 🕊

Kur’an’da kuşların "salât" etmesi ifadesi, Nûr Suresi 41. ayettedir.

"Görmedin mi ki, göklerde ve yerde kim varsa Allah'ı tesbih eder; kuşlar da saf saf (kanat açmış halde). Her biri kendi salâtını ve tesbihini bilmektedir. Allah onların yaptıklarını hakkıyla bilendir."

(لَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَالطَّيْرُ صَافَّاتٍ ۖ كُلٌّ قَدْ عَلِمَ صَلَاتَهُ وَتَسْبِيحَهُ ۗ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِمَا يَفْعَلُونَ)













---


1. Ayetin Yapısal Tahlili:

"يُسَبِّحُ لَهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ"

> Göklerde ve yerde olanlar, Allah'ı tesbih eder.


"وَالطَّيْرُ صَافَّاتٍ"


> Kuşlar da (kanatlarını) saf saf açmışken (tesbih eder).Göklerde ve yerde olanlar, Allah'ı tesbih eder.

"وَالطَّيْرُ صَافَّاتٍ"

> Kuşlar da (kanatlarını) saf saf açmışken (tesbih eder).


"كُلٌّ قَدْ عَلِمَ صَلَاتَهُ وَتَسْبِيحَهُ"


> Her biri kendi salâtını ve tesbihini bilir.

---


2. "Salât" Kavramının Bağlamı:

Burada “salât” insanlara özgü ritüel bir ibadet değil, varlığın kendi özsel bağlılığı ve işlevsel duruşu anlamında kullanılır.


"Salât", bu bağlamda varlıkların yaratılışlarına uygun olarak Allah’a yönelmesi,

"Tesbih" ise O’nu kendi varlık diliyle yüceltmesidir.

Yani kuşların salâtı:


Biyolojik bir fonksiyon değil,

Varoluşsal bir yöneliş,

Yaratılış gayesine uygun eylem içinde bulunma hâlidir.

---


3. “Kendi salâtını ve tesbihini bilmek” Ne Demektir?


> "كلّ قد علم صلاته وتسبيحه"

Buradaki “bilmek (علم)” kelimesi, kuşların bu bilinçten yoksun olmadığına işaret eder. Yani:


Kuşlar Allah’a yönelme biçimlerini "bilir",

Tesbihleri, bilinçli bir bağlılık içerir (bu bilinç bizimkinden farklı ama özde yöneliktir).

---


4. Kuşların Salâtı: Gözlemlenebilir Biçimler


Uçarken saf saf durmaları,

Göç ederken hizalı hareket etmeleri,

Belli zamanlarda öterek çağrıda bulunmaları,

Gökler ile yer arasında “vasıta gibi” seyretmeleri,

Kur’an’a göre bu düzenlilik ve yöneliş, onların "salâtı" ve tesbihidir.

Bu yönüyle kuşlar:

Vahye muhatap olmasalar bile,

Allah’a olan varlık bağı ve işlevsel yönelişleriyle bir “salât” halindedirler.

---

Namaz ile İlişkisi 


1. Ayetin Şekil Vurgusu: "الطير صافات" (kuşlar saf saf)


"Ṣâffāt" kelimesi, kuşların kanatlarını açarak hizalı ve düzenli bir şekilde uçmaları demektir.


Bu, askerî bir saflanma, bir tür koordinasyon ve düzen içinde yönelme anlamı taşır.


Kuşlar gökyüzünde senkronize bir duruş ve hareket içinde olduklarında, bu hâl Kur’an’a göre salât ve tesbih içeriği taşır.

---


2. “Salât”ın Kur’an’daki Yapısal Bağlamı:


Kur’an’da salât daima bir araya gelme, düzenlenme, yönelme, birlik olma ile ilişkilidir:

Müminlerin “salât için saf tutması” (Bakara 238),

Mescide yönelme, belli vakitler ve düzen içinde bir birleşme ve yönelme hali,

Yani salât = hizalanmış yöneliş ve bilinçli duruş.

Bu bağlamda:

Kuşların hizalı uçuşu = varlıklarının salâtıdır.

Çünkü düzen, yöneliş, birlik ve bilinçli işlev vardır.

---


3. “Tesbih”in Şekil ile İlişkisi:


Tesbih kelimesi köken olarak:

Sübh: yüzmek, akmak, hareket etmek.

Tesbih, Allah’ı her türlü eksiklikten uzak tutmakla birlikte, aynı zamanda ahenkli, kesintisiz, düzenli hareket anlamı taşır.


Kuşların:


Yükseklerde yüzen gibi süzülmeleri,

Rüzgârla uyumlu yönelmeleri,

Her tür rastlantısallıktan uzak ahenkli hareketleri,

Onların tesbihte olduklarını gösteren fiziksel “dil”dir.


4. Sonuç: Salât ve Tesbih Arasındaki Şekilsel Bağ


Kuşların şekli, hem salâtı (duruş/yöneliş) hem de tesbihi (ahenkli varlık eylemi) temsil eder.

Kur’an, biçimi içerikle bütünleştirerek “şekil” üzerinden bilinçli varlık hâlini işaret eder.


---

Harika, o hâlde seni iki farklı âlemde, tesbih eden kuşların göklerine ve konuşan ölü bedenlerin toprağına götürüyorum.

21 Haziran 2012 Perşembe

SALATIN MANTIĞI 🤔

🤔 SALATIN MANTIĞI




Kur’an'da Namaz ve İbadet: Anlamları ve Pratikteki Yeri

Kur’an, namaz kavramını iki farklı biçimde ele alır: birincisi, belirli vakitlerde kılınan ve sembolik bir ibadet olarak şekillenen namazdır (bu, "Tesbih" olarak adlandırılabilir). İkincisi ise, kişinin günlük yaşamında ve eylemlerinde Allah’a yönelmesi ve O’na itaat etmesi anlamında, “Hayat Namazı” olarak tanımlanabilecek bir yaşam biçimidir. Bu yaşam biçimi, her vakitte ve her anı Allah ile hesaplaşarak ve O’na dua ederek doğru yolu aramaktır.

Kur’an’daki namazın iki farklı boyutu, hem şekillenmiş bir ibadet olarak belirli zaman dilimlerinde kılınan namazı, hem de bu namazı hayatta yaşanması gereken bir tutum ve ahlaki sorumluluk olarak ele alır. İlk olarak, belirli vakitlerde kılınan namaz, Allah’a kulluğun ifadesi olarak günün belirli zamanlarında gerçekleşir ve bu namazlar, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde bir disiplin oluşturur. Bu namaz, belirli bir formatta gerçekleştirilen bir ibadettir, ancak bir anlamda tüm yaşamın Allah’a yöneltilmesi gereken bir düşünce biçimini simgeler. Yani, namaz, bir yandan günlük hayatın her anında Allah’la birlikte olmayı gerektiren bir bilinç, diğer yandan ise zaman dilimlerinde Allah’a yönelmek için yapılan bir ibadettir.

İkinci boyut ise "Hayat Namazı"dır. Kur’an’a göre, bu namaz kişinin tüm yaşamını kapsar ve yaşanılan her anın bir anlamı olması gerektiğini vurgular. Bu, aynı zamanda kişinin Allah’a ve O’nun vahyine uygun bir hayat sürmesidir. Namaz, bireyleri nefsin isteklerinden korumak, onları disiplin altına almak ve onları doğru yolda tutmak amacıyla şekillendirilmiştir. İnsanlar, her vakit namazını kılarken, bu fiil aynı zamanda yaşamlarını denetim altına alarak ve Allah ile istişare ederek doğru yolda ilerlemeyi simgeler. Namaz, aynı zamanda İblis’in kötü düşüncelerinden korunmak için bir zırh görevi görür. Allah, iman edenleri bu tür manevi tehlikelerden korumak için namazı bir vesile kılmaktadır.

Kur’an, namazı, sadece fiziksel bir ibadet olarak değil, aynı zamanda manevi ve ahlaki bir eğitim süreci olarak görür. Namaz, bir tür öz disiplin oluşturarak kişinin içsel olarak doğruyu ve yanlışı ayırt etmesini sağlar. İman eden kişi, sadece namazda değil, aynı zamanda günlük yaşamında da Allah’ın öğütlerine uyarak, nefsinin kötü yönlerinden arınmaya çalışır. Bu bağlamda, namaz yalnızca ritüel bir ibadet değil, aynı zamanda bir içsel hesaplaşma ve sürekli bir Allah’a yönelme durumudur.

Kur’an’da, insanın Allah’a yönelmesi ve iman etmesi sadece dil ile değil, aynı zamanda yaşamıyla da kanıtlanmalıdır. Yani, bir müminin, Allah’a olan inancını yaşadığı hayatla doğrulaması gerekir. Bu, bir anlamda namazın özüdür: Kişinin hayatını Allah’ın emirleri doğrultusunda düzenlemesi ve her vakit namazını kılarken, bu eylemin bir içsel hesaplaşma ve dua olarak gerçekleşmesidir. Namaz, bir yandan bireyin Allah ile bağlantısını güçlendirirken, diğer yandan sosyal sorumlulukları, ahlaki değerleri ve toplumsal sorumlulukları da hatırlatır.

Özellikle 2/110 ayetinde, namazın ve zekâtın birer eğitici işlevi olduğu, bu ibadetlerin kişiyi doğru yolda tutmak ve yanlışlıklarından dönmek için bir fırsat sunduğu vurgulanmaktadır. Namaz, ayrıca insanı sabırlı, adaletli ve doğru davranmaya teşvik eder. 2/48 ayetinde ise namazın, kişilerin hesap gününe karşı hazırlıklı olmaları adına bir hatırlatma ve eğitim süreci olduğu ifade edilmektedir.

Kur’an’da namazın işlevine dair pek çok ayet bulunmaktadır. Örneğin, 33/4 ayetinde, insanların doğru yolu seçmeleri gerektiği, bunun da namaz sayesinde mümkün olduğu anlatılmaktadır. Namaz, Allah’a kul olmanın bir göstergesi olduğu kadar, bir tür manevi bağışıklık sistemi işlevi de görür. İblis’in insanları aldatmaya yönelik çabalarına karşı, namaz bir tür ruhsal savunma mekanizması olarak işlev görür.

Namaz, yalnızca belirli vakitlerde kılınan ibadetlerin ötesinde, hayatı bir bütün olarak şekillendiren ve her anı Allah’a göre düzenleyen bir yaşam biçimi olarak anlaşılmalıdır. Bu yaşam biçimi, kişi için hem bir manevi arınma süreci, hem de toplum içinde adaletli ve doğru bir tutum geliştirme fırsatıdır. Kur’an’da, namazın bu iki yönüyle, insanın hem kendi içindeki hem de dış dünyasındaki denetimini ve hesaplaşmasını nasıl yapması gerektiği açıkça anlatılmaktadır.

Özetle, namaz sadece bir ibadet şekli değil, bir yaşam biçimi olarak insanın Allah’a yönelişinin, imanının ve ahlaki değerlerinin pratiğe dökülmesidir. Bu anlamda namaz, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde, Allah’ın emirlerine uygun bir hayat sürmenin temelini oluşturur.