Kayıtlar

şehir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Din ve Şehir 🏙️

Resim
🏙️ Din ve Şehir: Medine'nin Manasında Gizlenen Hakikât 📜 Giriş: Din, Sadece İnanç mı, Yoksa Birbirine Karşı Sorumluluk mu? Modern dünyada din çoğu zaman bireysel bir inanç biçimi olarak algılansa da, Kur’anî bağlamda din, insanın hem Allah’a hem de diğer insanlara karşı sorumluluğunu belirleyen kapsamlı bir toplumsal sözleşmedir. Bu sözleşmenin en yoğun biçimde tezahür ettiği yer ise şehirlerdir. Çünkü şehirler, insanın başkalarıyla sürekli temas hâlinde olduğu, hakların, sınırların ve düzenin yaşandığı ortak yaşam alanlarıdır. 🏛️ Medine: Bir Kavramdan Şehre Kur’an’da geçen "Medîne" kelimesi, yalnızca bir yerleşim yerini değil, aynı zamanda hukuk, düzen ve hak gözetimi içeren bir yapıyı ifade eder. Bu kelimenin kökü olan "d-y-n", "borçlu olmak", "karşılık vermek", "itaat etmek", "hesaba çekilmek" gibi anlamları barındırır. Aynı kökten türeyen "dîn", yalnızca Allah’a kulluk değil, aynı zamanda toplumsal ilişkil...

ENBİYA SURESİ "zaman ötesi sesler"

Resim
Enbiyâ Suresi , yalnızca geçmiş peygamberleri anlatan kronolojik bir liste değil, “zamanı yararak ilerleyen hakikat”in evrensel bir haritası gibi parlar.  🌌 1. Enbiyâ = Nebiler = Zaman Yolcuları mı? Surenin adı “ Enbiyâ ” – yani “nebiler” çoğulu. Ama bu sadece peygamber biyografilerinin toplamı değildir. Bu surede anlatılan her nebi, bir zamanın kırılma anına müdahil olan bir “hakikat tanığı” gibi sunulur. Geçmişte yaşamış kişiler değil, her döneme gönderilmiş zaman ötesi seslerdir . ⏳ 2. Zaman Kırılması: İlk Ayetle Başlayan Alarm “İnsanların hesabı yaklaştı, ama onlar gaflet içinde yüz çeviriyorlar.” (21:1) Buradaki “ yaklaştı ” ifadesi fiil olarak yakın geçmiş zaman ta. Bu sanki bir uyarı değil, zamanın içe çöktüğü bir anı anlatıyor. Kıyamet gelmiyor, kıyamet başlıyor. Ama insanlar hâlâ “gaflet” denen bir uyku kabuğunda. 🧠 3. Putlar = Düşünce Kalıpları mı? “İbrahim: Bu putlara neye tapıyorsunuz?” dedi. (21:52) İbrahim’in kıssası put kırmakla sınırlı değil. ...

YASİN SURESİ "Sana sesleniyoruz"

Resim
🌪️ 1. Surenin ilk ayetleri: Harfler değil, uyanış sinyalleri mi? يسٓ (Yâ Sîn) “Andolsun hikmet dolu Kur’an’a, sen elçilerdensin.” (36:1–3) 🔹 Yâ Sîn , bazı müfessirlerce “Ey insan!” diye yorumlanır. Ama daha derin bir okuma şunu düşündürür: “Yâ” : seslenme harfi. “Sîn” : Sîn harfi İbranicede “diş” ve “ayırma” sembolüdür; Arapçada “sinâ” ve “sine” (göğüs) kökleriyle ilişkilidir. 💡 Acaba burada bilinçte bir çentik mi atılıyor? Yani “Ey ayrılan, özünü unutan bilinç! Sana sesleniyoruz” gibi. Kur’an’a “hikmetli” denmesi de şunu düşündürür: Bu kitap sadece bilgi sunmaz. Zihni parçalar, sonra yeniden inşa eder. 🧠 2. "Ölüleri diriltiriz" (36:12): Ceset mi bilinç mi? “Şüphesiz biz ölüleri diriltiriz ve yaptıkları her şeyi, bıraktıkları etkileri yazarız...” (36:12) 🔹 Bu ayeti sıradan ölüm–diriliş teması olarak mı okuyacağız? Yoksa: "Yaşarken ölen, içi boşalan bir bilinci yeniden diriltmekten" mi söz ediliyor? Yani kalbi mühürlü, kulağı sağır, ak...

BELED SURESİ : Şehir, İnsan ve Sınavın Anatomisi

Resim
UYARI / HATIRLATMA Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür. Lütfen her ifadeyi  Kur’an’ın bütünüyle  değerlendirin;  ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın.  Hakikatin tek ölçüsü  Allah’ın kitabıdır.  Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir. Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz 🗝 KONU BAŞLIKLARI 🔻 🌆 Beled Suresi: Şehir, İnsan ve Sınavın Anatomisi Surenin ilk ayeti: Lâ uksimu bihâzel beled “Hayır, bu şehre andolsun.” Kur’an’da genelde “ Uksimu ” (yemin ederim) kalıbı gelirken burada " Lâ uksimu " denir. İlk bakışta "Yemin etmiyorum" gibi görünse de bu Arapçada yemin vurgusunu güçlendiren bir ifade biçimidir : ➡️ "Kesinlikle andolsun!" Yani sıradan bir yemin değil, inkârcının inkârına karşı Allah’ın hakikate dikkat çekici yeminidir. 🧭 “Beled” (şehir) neden önemli? “Beled” kelimesi, sadece bir şehir değil, insanın sınandığı, hayatın çetin geçtiği mekân ...

ÖLÜ ŞEHİRLERİN DİRİLİŞİ "Eşek Kemikleri" 🦴

Resim
 ÖLÜ ŞEHİRLERİN DİRİLİŞİ VE HİDAYETİN SIRRI  🦴 BAKARA SURESİ 259. AYETİ: DERİN ANLAM VE SEMBOLİK YORUM Ve yahut bir kısım küfretmiş; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan o kişilerin hâli,  evlerinin çatıları çökmüş bir kente uğrayan kimse gibidir:  O kimse, “Bunu, bu ölümünden sonra Allah nasıl diriltecek?!” diyerek inançsızlığını ortaya koydu. Bunun üzerine Allah onu yüz sene öldürdü, sonra diriltti. Allah, “Ne kadar kaldın?” dedi. O, “Bir gün yahut bir günün bir kısmı kaldım” dedi. Allah, “Tam tersi, sen yüz sene kaldın, öyle iken bak yiyeceğine-içeceğine henüz bozulmamış, eşeğine de bak . –Biz, bunu, sen bilesin ve seni insanlar için bir âyet kılalım diye yaptık-   O kemiklere de bak, onları nasıl yüksekleştiriyoruz. Sonra onlara nasıl et giydiriyoruz?” dedi. Böylece ona açıkça belli olunca, “Şüphesiz Allah’ın her şeye güç yetiren olduğunu daha iyi biliyorum” dedi 🫒 Bakara Suresi 259. ayeti, Allah’ın diriltme kudretini gözler ön...