Kayıtlar

tefsiri etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kur’an’ın Evlilik Tasavvuru

Resim
​Kur’an’ın Evlilik Tasavvuru: Bir Varoluş Ayeti “ O’nun ayetlerindendir ki, size kendinizden eşler yarattı…” (Rûm 21) ​Kur’an, evliliği salt bir hukukî işlem veya kutsal bir tören olarak değil; insanın fıtratına yerleştirilmiş bir "ayet" (işaret) olarak tanımlar. Bu bakış açısı, evliliği şekilden öze, gelenekten ahlâka taşır. ​1. Ayet Olarak Evlilik (Rûm 30/21) ​Evlilik, Allah’ın varlığına ve rahmetine dair okunması gereken bir işarettir. ​ İşlevsel Değer: Nikâhın varlığı değil, ürettiği anlam önemlidir. ​ Süreç: Eğer bir birliktelik huzur üretmiyorsa, ayet "okunmuyor" demektir. Evlilik bir ibadet formu değil, bir ahlâk inşa alanıdır. ​2. Temel Amaç: Sekînet (Huzur ve Denge) ​Kur’an evliliğin merkezine cinselliği veya nesli değil, "sekînet" kavramını koyar. ​ Güven Limanı: Sekînet; iç huzuru, psikolojik dengeyi ve sarsılmaz bir güveni ifade eder. ​ Yük Ortaklığı: Evlilik, hayatın ağırlığına karşı iki insanın birbirine dayanak olmasıdır. ...

Hakikati Duyan Ama Alaya Alan Zihin

Resim
​Hakikati Duyan Ama Alaya Alan Zihin ​Sorun Bilgisizlik Değil, Tavırdır ​Kur’an’da inkâr çoğu zaman bir "bilmeme" hali değil, bildiği halde yüz çevirme ve üstünlük taslama hali olarak tanımlanır. Câsiye Suresi, tam da bu zihniyetin anatomisini çıkarır. 9. ayet ise bu teşhirin merkezinde durur: ​ "Ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman, onu alay konusu yapar. İşte onlar için aşağılayıcı bir azap vardır." (Câsiye, 45/9) ​Bu ayet, vahiyle hiç karşılaşmamış bir cahili değil; bizzat ayetle temas kurmuş, ondan bir miktar bilgi (ilim) edinmiş ama bu bilgiyi kalbine indirmek yerine nefsine kalkan yapmış bir zihniyet tipini anlatır. ​"Bir Şey Öğrendiği Zaman": Bilginin Sorumluluğundan Kaçış ​Ayetin "İzâ ‘alime min âyâtinâ şey’en" (Ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman) ifadesi çok kritiktir. Burada sözü edilen kişi, ayeti duymuş ve anlamını kavramıştır. Ancak bu "öğrenme" eylemi onu takvaya değil, alaycılığa sürüklemiştir. ​Bugün b...

Kuran’da Kalıcı Nur ile Geçici Aydınlanma

Resim
Kur’an’daki "Nur" (Sürekli Işık) ile "Berk" (Şimşek/Anlık Parıltı)   insanın istikametini belirleyen en temel ayrıştırıcıdır. ​Nurla Yürümek mi, Şimşekle Aldanmak mı? ​Kur’an’da Kalıcı Aydınlık ile Geçici Parıltı Ayrımı ​Kur’an, insanın hakikatle kurduğu ilişkiyi ışık metaforu üzerinden tasvir ederken, ışığın kaynağına ve sürekliliğine dikkat çeker. Bu ayrım; iman ile nifak, vahiy ile zann, hidayet ile anlık heyecanlar arasındaki farkı ortaya koyur. ​1. Nur Varsa Karanlık Engel Değildir ​Kur’an’da iman edenlerin nuru, sadece bir "görme" aracı değil, bir "yol alış" enerjisidir: ​ “O gün mümin erkekleri ve mümin kadınları görürsün; nurları önlerinden ve sağlarından koşar.” (Hadîd, 57/12) ​ Tespit: Nur, dış dünyadaki karanlığı yok etmekten ziyade, yolcunun içindeki pusulayı aktif hale getirir. Mümin, şartların zifiri karanlık olduğu (sosyal çöküş, zulüm, cehalet) anlarda bile yalpalamaz. Çünkü nuru "önünde ve sağında" ona eşl...

Hakikatle Yüzleşmemek İçin Kurulan Savunma Hatları

Resim
İnsan Hakikati Eğip Bükmekte Usta “İnsanlar her hakikati kıvıracak bir kıvırma yolu buluyorlar.” Bu cümle, modern bir tespit gibi görünse de Kur’an’ın çok erken bir teşhisidir. Sâd Suresi’nin ilk sekiz ayeti, insanın hakikatle karşılaştığında nasıl savrulduğunu, nasıl kaçamak yollar ürettiğini ve gerçeği neden doğrudan kabul edemediğini çarpıcı biçimde ortaya koyar. 1. Hakikat Gelir, Ama Kalp Kapalıdır “Sâd. Şerefli öğüt dolu Kur’an’a andolsun.” (Sâd 38/1) Kur’an, kendisini daha ilk ayette tanımlar: Bu kitap öğüt (zikr) içerir; yani insanı uyandırmak, hatırlatmak, silkeler. Sorun bilgi eksikliği değildir. Sorun, hatırlamak istemeyen zihin ve direnen kibirdir. 2. Direnişin Adı: Kibir ve Ayrışma “Hayır! İnkâr edenler kibir ve ayrılık içindedir.” (38/2) Hakikati reddedenlerin ortak özelliği şudur: Kibir: “Ben kabul edersem küçülürüm.” Şikak (ayrışma): Hakikati birleştirici değil, bölücü okumak. Hakikat toparlayıcıdır, ama kibir parçalayıcıdır. Bu yüzden gerçek, insanı birleştirmek yerine ...

Allah'ı Tekleyememe Hastalığı ⚠️

Resim
​Zihinsel Üçleme:  Otorite Sapması ​ “Andolsun ki ‘Allah üçün üçüncüsüdür’ diyenler küfre girmiştir. Oysa tek bir ilâhtan başka ilâh yoktur.” (Maide 73) ​Genellikle Hristiyan teolojisine bir reddiye olarak okunan Maide 73, aslında insanlık tarihinin en büyük illüzyonuna dikkat çeker: Otoritenin Bölünmesi. Kur’an’ın şirk uyarısı sadece taş heykellere tapınmakla ilgili değildir; asıl tehlike, zihindeki "referans merkezlerinin" çoğalmasıdır. ​Teslis: Sayısal Bir Sembol mü, Yetkisel Bir Sapma mı? ​Kur’an’ın reddettiği "üçleme", basit bir matematik problemi değildir. Bu, tek olan ilahî iradenin yanına "vazgeçilmez" ortaklar ekleme problemidir.  Tarihsel olarak "Baba-Oğul-Kutsal Ruh" şeklinde tezahür eden bu yapı, bugün modern dini algılarda isim değiştirerek varlığını sürdürmektedir. ​İsimler değişse de mantık aynı kalır: Allah + X + Y. ​Modern Dindarlıkta "Gizli" Teslis Yapıları ​Geleneksel yapılar, Kur’an’ın tek başına "yete...

Göğe Bakma Durağı 👀💥

Resim
​Göğe Bakma Durağı 👀💥 Mülk Suresi 4. Ayet ve Bilginin Sınırları ​Gökyüzüne baktığımızda ne görürüz? Kimimiz için sadece parlayan yıldızlar, kimimiz için uçsuz bucaksız bir karanlık, bilim insanları içinse devasa bir matematiksel denklem...  Kur’an-ı Kerim, Mülk Suresi’nde bizi tam da bu noktaya davet eder: "Bak" der, "Bir daha bak." Ama bu bakışın sonunda bizi şaşırtıcı bir final bekler. ​1. "Bir Daha Bak": Bitmeyen Bir Keşif Yolculuğu ​Mülk Suresi 3. ve 4. ayetlerde Allah, göklerin kusursuz bir uyumla yaratıldığını söyler ve insanın bu düzende bir eksiklik aramasını ister. Ayet, "Bakışını tekrar tekrar çevir" diyerek bizi adeta bilimsel bir araştırmaya teşvik eder. ​Buradaki mesaj açıktır: Evreni incelemekten, teleskoplarımızı en uzağa çevirmekten çekinmeyin. Ancak ayetin sonunda sarsıcı bir tespit vardır: "Bakışın sana aciz ve yorgun olarak geri dönecektir." Bu, "Bakma, göremezsin" demek değildir; aksine "Ne k...

SALATI ALLAH NASIL ÖĞRETTİ ❗

Resim
📚 ALLAH’IN ÖĞRETMESİ Kur’an’da Öz–Şekil Dengesi, İkame İlkesi ve Vahyin Pratiğe Müdahalesi Kur’an’da yer alan “ Allah’ın öğretmesi ” (كَمَا عَلَّمَكُمْ / مِمَّا عَلَّمَكُمُ اللّٰهُ) ifadeleri, insanın kendiliğinden ürettiği pratikleri değil; doğrudan vahiy kaynaklı, yöntem, ölçü ve sınır tayin eden ilahî bir yönlendirmeyi ifade eder. Bu ilke, özellikle salât (Bakara 239) ve av hayvanlarının eğitimi (Mâide 4) örnekleri üzerinden incelendiğinde, vahyin pratiğe nasıl müdahil olduğunu ve öz–şekil ilişkisini nasıl kurduğunu açık biçimde ortaya koyar. Bu makale; özün (zikir ve helal rızık) sabit, şeklin ise (kıyam–rükû–secde yahut eğitilmiş av hayvanı) şartlara göre esneyebilen; ancak özün korunması için vahiy tarafından öğretilmiş bir ikame biçimi olduğunu savunur. Ayrıca salâtın tarihsel seyri ele alınarak, formdan önce anlamın varlığı ve İbrahimî gelenekteki kurumsallaşma süreci ortaya konur. I. VAHİY KAYNAKLI YÖNLENDİRME KAVRAMI Kur’an’daki “Allah’ın öğretmesi” (ta‘lîmullâh) ...

İNSANIN VARLIK DÖNGÜSÜ ♻️

Resim
  İNSANIN VARLIK DÖNGÜSÜ Kur’an’da “Ölüydük → Dirildik → Öleceğiz → Yeniden Diriltileceğiz” Gerçeği ve “SONRA SİZİ BAŞKA BİR YARATILIŞLA ÇIKARDI” İfadesinin Derinliği Kur’an, insanın varlığını iki diriliş ve iki ölüm arasında şekillenen dört aşamalı döngüsel bir süreç olarak sunar. Müminun Suresi 14’te geçen kritik ifade — "Sonra sizi başka bir yaratılışla çıkardı" — bu döngünün anahtarıdır.  Bu ifade, sadece dünyadaki biyolojik yaratılışın zirvesini değil, aynı zamanda ahiretteki yeniden yaratılışın da prototipini oluşturur.  1. Kur'an'ın Dört Aşamalı Varlık Zinciri Kur’an, insanın var oluşunu tek bir yaratılışla sınırlamaz, birbirine bağlı bir süreç zinciri olarak ele alır. Bu zincir, Bakara 28’de özetlenir: "Siz ölü iken sizi dirilten O’dur; sonra sizi öldürecek, sonra tekrar diriltecek." Müminun 14’teki " başka bir yaratılışla çıkardık " ifadesi, bu döngüdeki en kritik kavşağı işaret eder ve insanın sadece dünya için değil, sonraki büyük yara...

Çabalayanlar İçin Yol Açılır ❤️‍🔥

Resim
  ​🌟 Çabalayanlar İçin Yol Açılır: Ankebût 69'un Yedi Derinliği ​﴿وَالَّذِينَ جَاهَدُوا فِينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَا﴾ “Bizim uğrumuzda çaba gösterenlere, elbette yollarımızı açarız.” (Ankebût 69) ​Bu ayet, sadece bir vaat değil, Kur'an'ın evrensel psikolojik yasasıdır : Hidayet pasif bir beklenti değil, aktif bir yönelişin karşılığıdır. “Bizim uğrumuzda çaba gösterenlere, elbette yollarımızı açarız.”  (Ankebût 69) ​Bu ayet, sadece bir vaat değil,  Kur'an'ın evrensel psikolojik yasasıdır : Hidayet pasif bir beklenti değil, aktif bir yönelişin karşılığıdır. ​1. Yön Önemlidir: Çabanın Nesnesi Değil, Alanı ​Ayetteki kilit kelime فِينَا (fînâ) 'dır, yani "Bize doğru, bizim içimize/alanımıza" ... ​ Vurgu: Mesele ne kadar çok çalışıldığı değil, kime doğru çalışıldığıdır. ​ İlke: İnsan düşe kalka da yürüyebilir; adımların kusuru değil, istikameti belirleyicidir. Yön doğruysa, hidayet bir ödül değil, bu çabanın doğal karşılığıdır . ​2...

Korku Propagandasına Karşı Psikolojik Direnç 

Resim
  Korku Propagandasına Karşı Psikolojik Direnç ve İlahi Yasaya Güven ​ Tevbe Suresi'nin 51. ayeti ("De ki: 'Bize, Allah’ın bizim için yazdığından (ketebe) başka hiçbir şey isabet etmez. O bizim Mevlâ’mızdır. O halde müminler yalnız O’na tevekkül etsinler.'"), Müslüman toplumun iç tehdit olan münafıkların korkutma kampanyalarına karşı psikolojik ve ahlaki bir savunma hattı kuran, aktif tevekkülü öğreten bir mesajdır. ​I. Suredeki Temel Bağlam: Siyasi Bir Özne Olarak Toplum ​Tevbe Suresi, Medine döneminde inmiş olup, Müslümanların siyasi bir güç hâline geldiği, savaş, ittifaklar ve iç tehditlerle (münafıklar) mücadele ettiği bir döneme aittir. ​ Temel Çatışma Alanı: Toplumsal düzeni ve güvenliği içeriden sabote eden, ikiyüzlü bir tutum sergileyen münafıklar . ​ Münafıkların Stratejisi (49–50. Ayetler): ​ Korku Yayma (49): "Bize izin ver, fitneye düşürme" diyerek savaştan kaçma ve toplumu tereddüde düşürme. ​ Moral Bozma (50): Müminlere gelen i...

Kur'an'ın Ana ve Yan Hikmetleri

Resim
​🌿 İnfakın Kalbi: Bakara 265'te Kur'an'ın Ana ve Yan Hikmetleri ​Kur’an, insanı ikna etme metodu olarak sadece emir ve yasaklarla yetinmez; her okurun gündelik hayatından ve herkesin bildiği doğal hakikatlerden konuşur. Bu yaklaşım, ilahi mesajın sadece ruhani değil, aynı zamanda yaşanabilir ve bilimsel gerçeklere uygun olduğunun kanıtıdır. Bakara Suresi'nin 265. âyeti, bu çift katmanlı hikmetin en parlak örneklerinden birini sunar: ​“Allah’ın rızasını kazanmak için mallarını harcayanlar, yüksek bir yerdeki bahçeye benzer; bol yağmur yağınca iki kat ürün verir; yağmur az olsa bile bir çisinti ona yeter. Allah yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.” ​1. Ana Mesaj: İnfak ve Niyetin Bereket Kanunu ​Âyetin doğrudan ve temel maksadı, infakın (hayır yapmanın) kabul şartını ve sonucunu açıklamaktır. ​ Sadakatin Meyvesi: İnfak, yalnızca para vermek değil, Allah rızasına yönelik saf bir niyetin eyleme dökülmesidir. Bu saf niyet, tohumun toprağa olan sadakati gibi,...