Dillerini Kıvırarak Allah’a İftira Edenler
Dillerini Kıvırarak Allah’a İftira Edenler: İlahi Kelamı Eğip Bükenlerin Anatomisi
“...Dillerini Kitap ile eğip bükerler ki, siz onu Kitap’tan sanasınız…”(Âl-i İmrân 3:78)
Kur’an, yalnızca insanların davranışlarını değil, dili kullanma biçimlerini de derinlemesine sorgular. Çünkü insan, diliyle yalan söyler, aldatır, hakikati çarpıtır; ama en tehlikelisi: Allah adına konuşur! Bazı insanlar vardır ki, dillerini ustaca kıvırarak, ilahi kelama benzer bir tonlamayla, Allah demediği hâlde demiş gibi sunarlar. İşte Kur’an bu tahrifat türünü çarpıcı bir şekilde tanımlar: يَلْوُونَ أَلْسِنَتَهُم - “dillerini eğip bükerler.”
1. "يَلْوُونَ أَلْسِنَتَهُم": Ne Demektir?
Ayetin ifadesi olan “yelvûne el-sinetehum”:
-
“Lavâ / لَوَى” kökünden gelir: Eğmek, bükmek, kıvırmak.
-
“El-sine / أَلْسِنَة” ise “diller” demektir.
➡️ Yani “dillerini eğip bükerler” ifadesi, dili kullanarak hakikati saptırmak, metinlere mana kaydırmak, söylemi çarpıtmak, yani dili tahrifat aracı olarak kullanmak anlamına gelir.
Bu sadece bir sözel cambazlık değil, ilahi kelamı tahrif etmeye yönelik organize bir çabadır.
2. Amaç: Kitap'tan Olmayanı Kitap Gibi Göstermek
Ayetin devamında şöyle denir:
“…ki siz onu Kitap’tan sanasınız. Oysa o Kitap’tan değildir.”
Yani bu kişiler, Allah’ın indirmediği bir sözü, Allah’tan gelmiş gibi sunmak isterler. Bu durum, sadece bilgi çarpıtması değil, dini bir otorite oluşturma, uydurulmuş dini sistem kurma girişimidir.
📌 Bu, Allah’ın mesajını perdeleyen en sinsi yozlaşmadır.
3. Allah Katından Konuşmak: En Büyük İftira
Kur’an’a göre, Allah adına konuşmak —O’nun söylemediği bir sözü “Allah buyurdu” diyerek sunmak— en büyük iftiralardandır.
"Allah’a yalan uydurandan daha zalim kim olabilir?"(En‘âm 6:93)
“Ellerinizin uydurduğu yalanları Allah’a isnat ederek ‘Bu helaldir, bu haramdır’ demeyin.”(Nahl 16:116)
Burada mesele yalnızca haram/helal ilan etmek değil, kutsal metin üretmek, yani dilini kullanarak Allah’ın konuşmadığı yerlerde O’na söz isnat etmektir.
Kur’an’da bu, açıkça zalimlik, küfür, ve kurtuluştan uzaklaşma sebebi olarak tanımlanır:
“Allah adına yalan uyduranlar asla kurtuluşa eremez.”(Nahl 16:116)
4. Günümüz Yansımaları: Ayet Gibi Konuşmalar
Bugün de benzerlerini görebiliriz:
-
“Hadis gibidir” denerek uydurma sözlerin yayılması,
-
Mevlit, vaaz, ilahi veya menkıbe dilinde “ayet tonlamasıyla” konuşulması,
-
“Allah şöyle buyurdu” denerek delilsiz sözlerin yayılması…
Bütün bunlar, Allah’ın kelamı gibi gösterilen kıvrılmış sözlerdir.
5. Bilerek Allah’a Yalan Söylemek: En Derin Ahlaki Çöküş
Ayetin sonu çok çarpıcıdır:
“Ve onlar bile bile Allah’a yalan söylerler.”
Yani bu insanlar:
-
Ne yaptıklarını bilmektedir,
-
Sözlerinin Allah’a ait olmadığını farkındadır,
-
Buna rağmen Allah’ı kendi yalanlarına kalkan etmektedir!
Bu, hakikatle savaştır. Ve Kur’an, böylelerini en ağır şekilde uyarır.
SONUÇ:
Kur’an, dili kullanarak yapılan tahrifin, toplumları nasıl yozlaştırabileceğini ve bir sahte din üretilebileceğini bildirir. Dilin eğilip bükülmesi, zamanla toplumun imanını, inancını, amellerini ve değerlerini de büküp şekillendirir. Bu yüzden Müslümanlara düşen görev şudur:
“Bu söz gerçekten Allah’tan mı, yoksa birilerinin kıvırdığı dilinden mi?”Bunu sormadan hiçbir söze teslim olunmamalıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder