Esfel-i Safilin: Rezillik Seviyesi 🧩



Esfel-i Sâfilîn: İnsanın Ontolojik Rezilliği mi, Vahyin Terk Edilişinin Sonucu mu?

Kur’an’ın kısa fakat muazzam mesajlarla dolu sûrelerinden biri olan Tîn Sûresi, insanın yaratılış gayesi, ontolojik yolculuğu ve nihai akıbeti hakkında sarsıcı bir özeti barındırır. Bu sûrede geçen şu ifade, sadece bir ahlâkî düşüşü değil, aynı zamanda bilinç düzeyinde bir kopuşu anlatır:

“Sonra onu, ‘esfel-i sâfilîn’e döndürdük.” (Tîn 95:5)

🧩 "Esfel-i Sâfilîn" Ne Demektir?

Bu tamlama, hem mekân zarfı (yerin en altı), hem de sıfat (ahlâkın en çürüğü) olarak işlev gören çok yönlü bir ifadedir. Türkçedeki en uygun karşılığı, “alçakların en alçağı” olabilir. Çünkü “alçak” sözcüğü, hem ahlaki çöküntüyü hem de ontolojik düşüklüğü birlikte dile getirir.

Bu yönüyle “esfel-i sâfilîn” ifadesi, insanın sadece yaşlılıkla gelen bir düşkünlük hâlini değil; hakikate karşı bilinçli körleşmesini, anlamdan kopuşunu ve hayvanî dürtülere esir düşmesini anlatır.


🧨 Geleneksel Yorumlara Eleştirel Bakış

1. Cehennem Yorumu

Bazı eski müfessirler bu ifadeyi cehennemdeki azabın en kötüsü olarak anlamıştır. Ancak Tîn Sûresi bağlamında bu isabetli değildir. Çünkü kasemle (yeminle) başlayan bir pasajın içeriği, dünyadaki karşılıklarıyla kanıtlanmalıdır. Tîn, Zeytûn, Sînâ ve Mekke şahit tutulurken, söz konusu düşüşün bu dünyada gözlemlenebilir bir alçalış olduğu anlaşılır.

2. Yaşlılık Düşkünlüğü (Erzel-i Ömr) Yorumu

Hacc 5 ve Yâ-Sîn 68. ayetlerine dayanarak bu ifadenin “ömrün en rezil zamanı” anlamına geldiği öne sürülmüştür:

  • “...Kiminiz önceki bilgisinden sonra hiçbir şey bilmemek üzere ömrün en rezil dönemine ulaştırılır.” (Hacc 22:5)

  • “Kime uzun ömür verirsek onu yaratılış bakımından tersine çeviririz.” (Yâ-Sîn 36:68)

Ancak bu da kapsayıcı değildir. Çünkü yaşlılık, peygamberler de dahil olmak üzere her insanın yaşayabileceği doğal bir süreçtir. Oysa “esfel-i sâfilîn” ifadesi, yalnızca imansızlara ve salih amelden yoksun olanlara özgü bir durumdur.


🚨 Esfel-i Sâfilîn: Kur’anî Tasvirlerle Aşağılıkların Anatomisi

Kur’an, “esfel-i sâfilîn” seviyesine inmiş insanı tasvir eden birçok ayetle bu kavramı tefsir eder. Aşağıda bu alçalışın hangi özelliklerle belirlendiğine dikkat çekelim:

🔸 Anlama ve Algı Organlarının İptali:

“Kalpleri vardır ama anlamazlar. Gözleri vardır ama görmezler. Kulakları vardır ama işitmezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha sapkındırlar.”
(A’râf 7:179)

🔸 Hevâyı Tanrılaştırmak:

“Kötü tutkularını tanrı edineni gördün mü? Çoğu dinlemez, akıl da etmez. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar.”
(Furkân 25:43-44)

🔸 Hevese Uyan Sapkınlık:

“Eğer sana cevap vermezlerse, bil ki onlar yalnızca hevâlarına uymaktadırlar. Allah’ın yol göstermediği kimse, hevesine uyarsa daha sapkın kim olabilir?”
(Kasas 28:50)

🔸 Bilinçli İnkâr ve Umursamazlık:

“Allah’ın ayetlerini bile bile inkâr ediyorlardı. Alay ettikleri şeyler kendilerini kuşatıverdi.”
(Ahkâf 46:26)


💀 Esfel-i Sâfilîn: İnsanın Hayvandan Beterleştiği Durum

“Esfel-i sâfilîn”e düşen kişi, aklını kullanmayan, hevasının peşinden sürüklenen, anlamı yitirmiş, duyarsız ve sorumsuz bir varlığa dönüşür. Bu insanlar yalnızca inkârcı değil; dünyayı ve diğer canlıları sömüren, doğaya ve topluma zulmeden, hırslarını tanrılaştıran kan emici figürlerdir. Vahşi hayvanlar aç kalmadıkça öldürmezken, bu tipler tatmin doygunluğu içinde bile yok etmeye devam eder.


🌀 Ahsen-i Takvîm'den Esfel-i Sâfilîn'e: Bilinçli Bir Çöküş

Kur’an’a göre insan “ahsen-i takvîm” üzere yaratılmıştır (Tîn 95:4). Yani sadece fiziksel değil, ahlaki ve bilişsel donanımla da en güzel hâlde yaratılmıştır. Fakat:

“İman etmez, salih amel işlemez, aklını işletmez, hevâsını ilâh edinirse” → “esfel-i sâfilîn”e düşer.


🕊️ İstisna: Kurtuluş Formülü

Ancak bu düşüş mutlak değildir. Hemen sonraki ayette Rabbimiz şöyle buyurur:

“Ancak iman edip salih amel işleyenler müstesna...”
(Tîn 95:6)

Bu, bir çıkış kapısıdır. Bu karanlık, karanlıktan doğan bir ışıkla yırtılır: İman + Salih Amel.


📌 Sonuç: “Esfel-i Sâfilîn”, Vahyi Reddedip Hevâyı İlah Edinenlerin Rezil Durağıdır

“Esfel-i Sâfilîn” bir yaşlılık hâli değil, bir ahlakî ve bilinçsel çöküştür. Kur’an bu kavramı:

  • Anlamı yitirme,

  • Aklı askıya alma,

  • Hevâyı tanrılaştırma,

  • Başkalarının yaşam hakkını çiğneme gibi;

  • Ontolojik bir rezillik seviyesi olarak tanımlar.

Bu bir “cehennem” değil, cehenneme doğru giden yaşanmakta olan bir kopuş sürecidir.


“İnsan, ya en yüksek potansiyelini (ahsen-i takvîm) gerçekleştiren varlıktır,
ya da hayvandan da aşağı düşen bir ‘şekil’den ibarettir.”
(Kur’an, 7:179 ve 95:5 birlikte düşünülmelidir.)

Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣