KURAN AZ, RİVAYETÇİLER ÇOK BİLİYOR
KUR’AN AZ, RİVAYETÇİLER ÇOK BİLİYOR
1. Kur’an’ın Net Tavrı
“De ki: Siz dininizi Allah’a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanları da bilir, yerde olanları da. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.” (Hucurât 16)
Bu ayet, bugün yaşanan tabloyu özetler: Kur’an az konuşur, rivayetçiler çok konuşur. Allah’ın ölçüsü azalır, rivayetçilerin masa başında kurguladıkları senaryolar çoğalır.
2. Rivayetçilerin Abartılı Masalları
3. Dinin Sahibine Rağmen Din İcat Etmek
Rivayetçilerin yaptığı şey sadece “detay vermek” değildir; aynı zamanda dini Allah’ın ölçülerinden koparmaktır.
-
-
Allah, “Muhammed sizin gibi bir insandır, sadece vahiy alır” (Kehf 110) der. Onlar onu “bin mucize sahibi süper kahraman” yapar.
-
Allah, “Kıyamet ansızın gelir” (A‘râf 187) buyurur. Onlar ise Mehdi, Deccal ve kıyamet alametleriyle koca kitaplar doldurur.
4. Asıl Tehlike: Dinin Çarpıtılması
Rivayet kültürü dinde iki büyük tahribat yapmıştır:
-
Allah’ın kelamını gölgelemek – İnsanlar Kur’an yerine rivayet kitaplarını okur.
-
Dini otoriteyi tekelleştirmek – Rivayetleri “sadece biz biliriz” diyerek bir ruhban sınıfı kurarlar.
Oysa Allah şöyle der:
“Bugün sizin dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâm’ı beğendim.” (Maide 3)
Din tamamlanmıştır; kimse Allah’a din öğretemez.
5. Sonuç: Allah’ın Sözünü Öne Almak
Bugün Müslümanların önünde iki yol var:
-
Allah’ın sözünü merkeze almak ve rivayetleri dikkate almadan dini sadece Kurana arz etmek,
-
Beşerin sözünü din edinmek ve Allah’ın kelamını geri plana atmak.
Birincisi tevhid yoludur, ikincisi ise şirktir.
Yorumlar
Yorum Gönder