Dinde Hizipleşmek: Kur’an’ın Uyarısı
Dinde Hizipleşmek: Kur’an’ın Uyarısı
Kur’an, kendisini “her şey için bir açıklama, bir hidayet ve rahmet kaynağı ve Müslümanlar için bir müjde” (Nahl 16/89) olarak tanımlar. Bu ilahi kitap, insanın doğru yolu bulması için indirilen son ilahi rehberdir. Fakat tarih boyunca dinin özünden kopulmuş, farklı yorum ve çıkar hesaplarıyla parça parça edilerek hiziplere ayrılmıştır. Kur’an bu tehlikeyi çok açık ve kesin bir şekilde dile getirir.
Dinlerini Parça Parça Edenler
Kur’an’da “dinlerini parçalayıp bölük bölük olanlar” eleştirilir:
-
“Dinlerini parçaladılar ve bölük bölük oldular. Her hizip kendi yanındakiyle sevinmektedir.” (Rum 30/32)
-
“Dinlerini parça parça edip fırkalara, hiziplere bölünenler var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. Allah onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir.” (En’âm 6/159)
Buradaki mesaj açıktır: Din, Allah’ın birliği, vahyin bütünlüğü ve kulluğun sadeliği üzerine kuruludur. İnsanların bu bütünlüğü bozup gruplara bölünmesi, dini asli kaynağından uzaklaştırır.
Dosdoğru Yol ve Sapma Yolları
Allah, insanlara tek bir yol göstermiştir:
-
“Benim dosdoğru yolum budur; onu izleyin! Başka yolları izlemeyin ki, bu yollar sizi O’nun yolundan ayırıp fırkalara bölmesin.” (En’âm 6/153)
Kur’an, Allah’ın yolunun bir tane olduğunu ve bu yolun dışındaki tüm yolların insanı parçalanmaya, hizipleşmeye ve bölünmeye götürdüğünü bildirir. Bu nedenle, mezhepçilik, tarikatçılık, cemaatçilik gibi hizipleşmeler, Kur’an’ın çizdiği sahih yoldan uzaklaşmak anlamına gelir.
Her Hizbin Kendi Doğrusu
Kur’an, hizipleşmenin en tehlikeli yönüne dikkat çeker:
-
“Fakat işlerini aralarında parçalayıp çeşitli kitaplara ayırdılar. Her hizip kendi tuttuğu yoldan memnundur.” (Mü’minûn 23/53)
-
“İşleri aralarında parçaladılar. Hepsi bize dönecekler.” (Enbiyâ 21/93)
Her hizip, kendi inancını ve yorumunu tek hakikat gibi görür, diğerlerini dışlar. Bu durum, hakikati çoğaltmak yerine hakikati gölgeleyen bir taassuba dönüşür. Oysa hakikat tektir; çoğalan şey hakikat değil, yorum ve zanlardır.
Günümüze Yansıması
Bugün İslam dünyasına baktığımızda Kur’an’ın bu uyarılarının ne kadar yerinde olduğu görülmektedir. Mezhepler, tarikatlar, cemaatler ve ideolojik dini yapılanmalar, ümmeti bölmüş; dini birliği zedelemiş; din, asli kaynağı olan Kur’an’dan uzaklaştırılmıştır. İnsanlar Allah’ın dini yerine, kendi grubunun dar çıkarlarını savunur hale gelmiştir. Bu durum ise dini yozlaştırmakta, toplumsal kargaşa ve fitneye kapı aralamaktadır.
Kur’an’ın Çözümü: Tevhid ve Birlik
Kur’an, bu parçalanmışlığa karşı çözümü tevhitte birleşmek ve Kur’an’a sarılmak olarak sunar:
-
Din, Allah’a teslimiyettir (Âl-i İmrân 3/19).
-
Müminler, Allah’ın ipine topluca sarılmalı, ayrılığa düşmemelidir (Âl-i İmrân 3/103).
-
Peygamber’in görevi, dini parçalamak değil, vahyi tebliğ etmektir. Onun ümmeti bölmesi değil, ümmeti Kur’an etrafında birleştirmesi beklenir.
Dolayısıyla dinde hizipleşmek, Allah’ın kitabını parçalamak demektir. Çözüm ise, Kur’an’ın bütünlüğünü koruyarak, insan ürünü hizip ve mezhep taassuplarını aşmaktır.
Sonuç
Kur’an’ın açık uyarısı şudur: Din Allah’ın yoludur, insan ürünü hiziplerin dar kalıpları değildir. Her hizip kendi doğrusunu savunarak Allah’ın dinini parçalara ayırmakta, fakat hepsi sonunda Allah’a dönecek ve hakikati apaçık görecektir. Gerçek kurtuluş, hiziplere değil, Kur’an’ın yoluna sarılmakla mümkündür.
Yorumlar
Yorum Gönder