Kur'an'da yer alan "yaklaşmayın" emirleri
Kur'an'da yer alan "yaklaşmayın" emirleri, sadece birer yasak değil, derin bir ahlaki ve sosyal felsefenin yansımasıdır. Bu emirler, İslam'ın koruyucu ahlak anlayışını, yani kötülüğe giden yolları baştan kapatma prensibini ortaya koyar.
Şimdi, bu emirlerin en önemlilerini daha detaylı inceleyelim.
Zinaya Yaklaşmayın: Aile ve Toplumun Kutsalını Korumak
İsra Suresi 32. ayetteki "Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece kötü bir fiil ve çok çirkin bir yoldur" emri, Kur'an'ın ahlak felsefesini en güçlü şekilde yansıtan ayetlerden biridir. Ayette "yapmayın" yerine "yaklaşmayın" ifadesinin kullanılması, İslam'ın zinayı sadece bir eylem olarak değil, aynı zamanda ona götüren tüm düşünceleri, konuşmaları ve davranışları yasakladığını gösterir.
Bu emir, toplumun en temel direği olan aile kurumunu korumayı hedefler. Zina, evlilik dışı ilişkilerle nesebin karışmasına, aile bağlarının zedelenmesine ve toplumsal güvenin sarsılmasına yol açar. Bir toplumda cinselliğin kontrolsüz bir şekilde yayılması, cinsel sömürü, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve evlilik kurumunun zayıflaması gibi ciddi sorunları beraberinde getirir. Bu nedenle, Kur'an, bu büyük günaha giden yolları baştan kapatarak, bireyi nefsinin anlık arzusuna karşı korurken, toplumsal huzurun ve ahlakın daimi olmasını sağlar. Bu emir, insanın nefsine hakim olma ve sorumluluk duygusunu geliştirme çağrısıdır.
Yetim Malına Yaklaşmayın: Adalet ve Merhametin Simgesi
En'am Suresi 152. ayetteki "Rüştüne erişinceye kadar yetimin malına, en güzel bir şekilde olmadıkça yaklaşmayın" emri, İslam'ın sosyal adalet ve merhamet anlayışının somut bir ifadesidir. Yetimler, babaları olmadığı için savunmasız ve yardıma muhtaç bir konumdadır. Onların mallarını koruma sorumluluğu, toplumun en zayıf kesimine karşı gösterilmesi gereken ahlaki duyarlılığın bir göstergesidir.
Bu emir, sadece yetimin malını yemeyi veya çalmayı yasaklamakla kalmaz, aynı zamanda bu malın korunması ve artırılması gerektiğini de vurgular. "En güzel bir şekilde" ifadesi, yetimin malını kendi malından daha dikkatli ve özenli kullanma sorumluluğunu yükler. Bu emir, toplumsal vicdanın hassasiyetini ve güçsüz olanın korunması ilkesini öne çıkarır. Yetim malına dokunmamak, aynı zamanda emanete sadakatin, kul hakkına riayetin ve İslam toplumunun en zayıf bireylerine karşı duyulan şefkatin de simgesidir.
Diğer "Yaklaşmayın" Emirleri ve Ortak Felsefesi
Kur'an'da bu iki önemli emrin dışında, dolaylı yoldan yaklaşmaktan kaçınmayı salık veren başka ayetler de bulunmaktadır.
Bu ayetlerin ortak noktası, kötülüğün kökünü kurutmayı hedefleyen bir ahlak anlayışıdır.
- Faiz (Riba): Bakara Suresi 275. ayette faizin (riba) haram olduğu belirtilir. Faiz, sermayenin haksız bir şekilde büyümesine yol açar, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar. İslam, toplumsal adaleti sarsan bu sisteme yaklaşılmasını engeller.
- İsraf: İsra Suresi 26 ve 27. ayetlerde israf edenler "şeytanın kardeşleri" olarak nitelendirilir ve israftan kaçınılması istenir. İsraf, kaynakların verimsiz ve sorumsuz kullanımını ifade eder. Bu durum, bireysel olarak bereketi yok ederken, toplumsal olarak da kaynakların adil paylaşımını engeller.
- Haksız Yere Can Alma: İsra Suresi 33. ayette "Allah'ın haram kıldığı cana, haklı bir sebep olmadıkça yaklaşmayın" buyrulur. Bu emir, canın kutsallığını vurgular ve cinayete giden yolları, yani kin, nefret ve düşmanlık duygularını yasaklar.
Sonuç olarak, Kur'an'daki "yaklaşmayın" emirleri, bireyin hayatını sadece yasalarla değil, aynı zamanda derin bir ahlaki sorumluluk ve vicdanla inşa etmeyi hedefler. Bu emirler, kötülüğü eylemden önce kökünden çözmeyi amaçlayan, bireysel olgunluğu ve toplumsal huzuru aynı anda gözeten bütüncül bir felsefenin yansımasıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder