Kuranda "bilgi eksikliği" ve Peygamber’e Nispeti
Kur’an’da “Şekk” (الشّكّ) Kavramı ve Peygamber’e Nispeti
1. Dilsel Çerçeve
Türkçede daha çok “kuşku, şüphe” karşılığında kullanılan “الشّكّ / şekk” kelimesi, Arap dilinde aslında “yakînin zıddı” yani “kesin olmayan bilgi, doğruluğu tam olarak kavranmamış kanaat” anlamına gelir.
-
Yakîn (يقين): Kesin bilgi, şüpheye yer bırakmayan doğruluk.
-
Şekk (شكّ): Kesin olmayan, delile dayanmayan, ihtimaller arasında bırakılmış kanaat.
Dolayısıyla Kur’an’daki kullanımlarda da, mesele sadece “duygusal kuşku” değil, “bilgi eksikliği” ve “kesin bilgiye sahip olmama” durumudur.
2. Yunus 94. Ayet Bağlamı
Yunus Sûresi 94. ayette şöyle buyrulmaktadır:
فَإِن كُنتَ فِي شَكٍّ مِّمَّا أَنزَلْنَا إِلَيْكَ فَسْأَلِ الَّذِينَ يَقْرَءُونَ الْكِتَابَ مِن قَبْلِكَ“Eğer sana indirdiğimizden dolayı bir şekk (kesin olmayan bilgi, tereddüt) içinde idiysen, senden önce Kitap okuyanlara sor…”
Buradaki ifade çoğu meallerde “şüphe ediyorsan / kuşku duyuyorsan” diye çevrilmiştir. Oysa:
-
Fiil, “فإن كنت” (fe in kunte) şeklinde geçmiş zaman kalıbıyla gelmiştir.
-
Bu da ifadenin “şimdiki kuşku” değil, önceden kesin bilgiye sahip olmama durumunu işaret ettiğini gösterir.
3. Başka Ayetlerle Destek
Kur’an’da peygamberimizin geçmiş kavimler ve kıssalar hakkında önceden yeterli bilgi sahibi olmadığını bildiren ayetler vardır:
-
Kaf 22: “Artık gözün keskinleşti, bugün görüşün açıktır.” (Önceden bilginin eksikliği vurgusu)
-
Yusuf 3: “Biz sana bu kıssayı vahyetmekle en güzel şekilde anlatıyoruz. Gerçek şu ki sen bundan önce bundan habersizdin.”
-
Ankebût 48: “Sen bundan önce bir kitap okumuyor, sağ elinle de yazmıyordun…”
-
Kasas 86: “Bu Kitap’ın sana vahyedileceğini sen beklemiyordun…”
Bütün bu ayetler, Hz. Peygamber’in daha önce detaylı bir vahiy bilgisine sahip olmadığını, bu bilgiyi ancak vahiy geldikten sonra elde ettiğini göstermektedir.
4. “Min” Edatı ve Teb‘iz Manası
-
Burada kastedilen, peygamberimizin tüm vahiy hakkında bir şüphe duyması değil,
-
Özellikle kıssa detayları konusunda eksik bilgiye sahip olmasıdır.Bu bilgilerin teyidi için, dönemin Mekke’sinde mevcut olan “ehl-i zikir” yani önceki vahiy geleneğini bilen kişilerden sağlamasının istenmesi gayet doğal görülmektedir.
5. Sonuç
-
Şekk, Kur’an’da peygamber için kullanıldığında “imanî kuşku” değil, “eksik bilgi / kesinlik kazanamamış bilgi” anlamındadır.
-
Yunus 94’teki ifade, peygamberin tereddüt ettiğini değil, bazı konularda önceden kesin bilgiye sahip olmadığını göstermektedir.
-
Ayetin dil yapısı (geçmiş zaman, “min” edatı) bu yorumu destekler.
-
Bu bağlamda, peygamberin “şüpheye düşmesi” gibi bir anlayış hem Kur’an bütünlüğüne hem de ayetin dilsel yapısına aykırıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder