TOPLUMUN MARUZ KALDIĞI RİCS (PİSLİK)
TOPLUMUN MARUZ KALDIĞI RİCS (PİSLİK)
Kur’an’da “Rics” Kavramı
Kur’an’da birçok kavram gibi rics (رجس) kelimesi de sadece maddî pisliği değil, aynı zamanda insan aklını ve fıtratını kirleten manevî sapmaları da ifade eder. Ayetlerde bazen doğrudan haram kılınan nesneler (içki, kumar, domuz eti) için kullanılırken; bazen de şirk, yalan, kalp hastalığı, iki yüzlülük gibi insanın zihnini ve kalbini karartan davranışlara işaret eder.
Kur’an’da geçtiği ayetler:
-
Mâide 90: İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları rics olarak nitelendirilir.
-
En’âm 125, 145: İman etmeyenlerin gönüllerine daralma ve domuz eti yasağı.
-
A’râf 71: Putperestliğin pisliği.
-
Tevbe 95, 125: Münafıklığın ve kalplerindeki hastalığın artışı.
-
Yûnus 100: Aklını kullanmayanların üzerine bırakılan pislik.
-
Hac 30: Putlardan ve yalan sözden uzak durmak.
-
Ahzâb 33: Ehlibeyt’in bu pislikten arındırılma duası.
Bütün bu ayetler ışığında rics, hem dış dünyadaki kirletici pratikleri hem de iç dünyadaki zihnî ve ahlakî bozulmayı kapsayan kuşatıcı bir kavramdır.
Günümüz Toplumunda Rics’in Yansımaları
Bugün yaşadığımız toplum yapısına baktığımızda, Kur’an’ın rics olarak tanımladığı pek çok unsurun sıradanlaştırıldığını görmekteyiz:
-
İçki: Adeta modern hayatın bir parçası haline gelmiş, eğlencenin ayrılmaz unsuru gibi sunulmaktadır.
-
Kumar ve şans oyunları: Devlet eliyle meşrulaştırılmış, ailelerin gelirini tüketen bir alışkanlık halini almıştır.
-
Şeyh, evliya, türbe kültü: Kur’an’ın putperestlik olarak nitelediği davranışlar, farklı isimler altında sürdürülmektedir.
-
Domuz ve türevleri: Doğrudan tüketim yanında birçok gıda, ilaç ve kozmetik ürünün içine girmiştir.
-
Yalan ve aldatma: Ticaretin ve siyasetin sıradan bir dili haline gelmiştir.
-
Şefaat anlayışı: Allah’ın dışında aracılar edinmek, dini istismar edenlerin elinde bir rics’e dönüşmüştür.
Toplum, bu pisliklerin kuşatması altında “normalleşmiş bir sapma” yaşamaktadır. İnsanların çoğu, bu kirlenmeyi fark etmeyecek kadar alışmıştır.
Neden Bu Hâle Geldik?
Kur’an, bu durumu “aklını kullanmayanların üzerine Allah’ın rics’i bırakması” (Yûnus 100) şeklinde açıklar. Yani rics, Allah’ın kulları zorla pisliğe batırması değil; insanların kendi tercihleriyle sapmaya yönelmeleri ve sonunda bu sapmanın bir ilâhî sünnet olarak üzerlerine mühürlenmesidir.
Hidayete yönelmek isteyenin gönlü genişlerken, inkârı tercih edenin kalbi daralır (En’âm 125). Böylece bireysel tercihler toplumsal yozlaşmayı, toplumsal yozlaşma da bir kader gibi kuşatıcı bir ortamı doğurur.
Kurtuluş Yolu
Peki, çıkış nerede?
-
Kaynağa dönüş: Dini, geleneksel hurafelerden, rivayetlerin bulanıklığından değil; Kur’an’ın apaçık ayetlerinden öğrenmek.
-
Aklı işletmek: Rics’in özellikle “aklını kullanmayanlar” üzerine bırakıldığı hatırlanmalı. Sorgulamayan toplumlar kolayca sapar.
-
Şirkten arınmak: Türbelerden, aracılardan, şefaat ticaretinden uzak durmak.
-
Helal-haram bilinci: İçki, kumar, domuz, yalan ve benzeri konularda Kur’an’ın net yasaklarını tavizsiz benimsemek.
-
Toplumsal ıslah: Bireysel temizlenme, toplumsal bir bilinç hareketiyle desteklenmedikçe eksik kalır.
Sonuç
Bugün yaşadığımız ahlaki ve sosyal çöküş, Kur’an’ın “rics” kavramıyla tam anlamıyla örtüşmektedir. Toplum, içten ve dıştan kirletilmiş bir yapıdadır. Bu girdaptan çıkış ise ancak vahyin berrak kaynağına yönelmek, aklı ve vicdanı özgürleştirmek, dini Allah’ın kitabından öğrenmekle mümkündür.
Yorumlar
Yorum Gönder