Rahmân’ın Ayetleri: Vahiy Nimeti
Rahmân’ın Ayetleri: Resûl ve Nebiyyîn Üzerine Bir Okuma
Giriş
Kur’an, vahyi yalnızca bir “bilgi aktarımı” değil, insanın bütün varlığını dönüştüren bir rahmet tecellisi olarak sunar. Bu yüzden bazı ayetlerde vahyin kaynağı özellikle “Rahmân” ismiyle anılır. Nisâ 69 ayeti, Allah’a ve Resûl’e itaat edenlerin ödülünü anlatırken, onları “nebiyyîn” ile aynı safta göstermekte; Meryem 58 ise bu nebilerin en belirgin niteliğini, Rahmân’ın ayetleri karşısındaki duruşları üzerinden tanımlamaktadır. Bu bağlam, Resûl ve Nebiyyîn’in vahyin taşıyıcıları olarak merkezdeki rolünü derinleştirmektedir.
“Kim Allah’a ve Resûl’e itaat ederse, işte onlar Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle (nebiyyîn), sıddîklarla, şehitlerle ve salihlerle beraberdir. Onlar ne güzel arkadaştır!” (Nisâ 69)
1. Allah’a ve Resûl’e İtaat: Rahmân’ın Ayetlerine Kulak Vermek
Nisâ 69’da itaate çağrılan merkez, Allah ve Resûldür.
Allah’a itaat, doğrudan Rahmân’ın ayetlerine yöneliştir.
Resûl’e itaat ise bu ayetler tebliğ edene kulak vermektir.
Ahzâb 45–46’da Resûl’ün görevi bu bağlamda açıklanır:
“Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Allah’ın izniyle O’na çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak (gönderdik).” (Ahzâb 45-46)
Bu ayet., Resûl’ün Rahmân’ın ayetlerini okuyup, ışık saçan kandil gibi Allaha davetini anlatır. Yani Tevhide davet eder.
2. Nebiyyîn: Rahmân’ın Ayetleriyle Yoğrulmuş Kimlik
Nisâ 69’un ödül kısmında, itaat edenlerin “nebiyyîn” ile beraber olacağı belirtilir. Nebiler, Allah’ın mesajını taşıyan zincirin halkalarıdır. Onların ayırt edici vasfı, Rahmân’ın ayetleri karşısındaki teslimiyetleridir.
Meryem 58 bu bağı vurgular:
“İşte bunlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerdir... Onlara Rahmân’ın ayetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı.”(Meryem 58)
Nebilerin “nimetlenmesi”, onların Rahmân’ın ayetleriyle sahici bir ilişki kurmalarından kaynaklanır. Bu, sadece bilgi almak ve o ayetlere olan teslimiyeti anlatmaktadır.
3. Rahmân’ın Ayetleriyle Süreklilik: Nebî–Resûl Zinciri
Ahzâb 7, vahiy zincirindeki sürekliliğe dikkat çeker:
“Hani peygamberlerden sağlam bir söz almıştık: senden, Nuh’tan, İbrâhim’den, Mûsâ’dan ve Meryem oğlu Îsâ’dan. Onlardan sapasağlam bir söz almıştık.” (Ahzâb 7)
Bu söz, aslında Rahmân’ın ayetlerine sadakat sözüydü. Resûl’ün misyonu, bu sürekliliği çağının insanına taşımaktır. Böylece Resûl, yaşayan tanık, Nebiyyîn ise tarihsel zincir haline gelir. Rasûl'un tanıklığını ise Furkan 30. ayette görmekteyiz.
Rasul Ey Rabbim kavmim bu Kuranı elinde tutarken terk etti. (Furkan 30)
4. Mesajın Merkezileşmesi
Nisâ 69 ile Meryem 58 birlikte okunduğunda şu tablo ortaya çıkar:
Resûl’e itaat → Rahmân’ın ayetlerini güncel otorite üzerinden kabul etmek.
Nebiyyîn ile beraberlik → Rahmân’ın ayetleriyle yoğrulmuş tarihsel zincire katılmak.
Bu bağlamda ayetin “ne güzel arkadaştır” ifadesi, kişinin aslında Rahmân’ın ayetleriyle iç içe olmuş en seçkin toplulukla yoldaş kılındığını gösterir.
Sonuç
Nisâ 69, Allah’a ve Resûl’e itaat edenlerin ödülünü, nebiyyîn ile aynı saf olmak şeklinde tasvir eder. Bu, aslında bir müjde olmanın ötesinde, Rahmân’ın ayetlerine yönelenlerin hangi topluluğa dahil olacağını göstermektedir. Meryem 58’in ifadesiyle nebilerin temel kimliği, Rahmân’ın ayetleri karşısında secdeye kapanan, gözyaşı döken kimseler olmalarıdır. Dolayısıyla Nisa 69, Resûl ve Nebiyyîn üzerinden şunu ilan eder: Kim Rahmân’ın ayetlerine yönelirse, Allah’ın nimet verdiği zincire bağlanır ve en güzel arkadaşlarla beraber olur.
UYARI / HATIRLATMA
Yorumlar
Yorum Gönder