Koyunlaştırılmış Kitlesel Güç

Koyunlaştırılmış Kitlesel Güç

“Koyun” derken hayvanın kendisinden ya da klonlamasından değil; insanların dogmalarla, kurulu sistemlerle, kör inançlar ve ritüellerle adeta kopyalanmasından, tek tipleştirilmesinden söz ediyoruz.

Dünyada kurulan acımasız düzenler, doğduğumuz aileye, şehre, dine, devlete göre bizi kendi dogmalarına zincirliyor. İnsan çoğu zaman kendi iradesiyle değil, içine doğduğu “kirli atmosferle” şekilleniyor. Örneğin İran’da doğan biri Ayetullah’ı “din adamı” olarak görürken, aynı kişi Avrupa’da papazı, Hindistan’da Budist rahibi, İsrail’de hahamı, Türkiye’de şeyhleri ve imamları aynı konumda görecektir.

Dogmaların Köleliği

Otoriter yapılar, dogmaları dayatarak insanları özgür birey olmaktan çıkarır; onları kuklaya, makineye ve gönüllü askere dönüştürür. Bireyin yerine toplum, devlet, kurum, ırk, sermaye ve din adına konuşan yapılar söz sahibi olur.

  • İsrail’de doğan biri Filistinlilere kurşun sıkar, ama Filistin’de doğsa aynı kurşun ona dönerdi.

  • Irak’ın Şii kesiminde yetişenler Saddam’ın emriyle Halepçe’deki Kürtleri katlederken, Halepçe’de doğmuş olsalar kurban değil, direnişçi olurlardı.

  • Bush’un dogmalarını içselleştiren bir Amerikalı başka ülkeleri bombalar; ama Afganistan’da doğmuş olsa Bush’u düşman bilirdi.

Dogmaların insanı bu denli kolay yönlendirmesi, bireyin özgür düşünce hakkını yok eder.

Din, Sermaye ve İktidar İşbirliği

Tarih boyunca peygamberlerden sonra din; şekle indirgenmiş, içi boşaltılmış, kehanetlerle doldurulmuş bir hale getirildi. Hadis uyduranlar, menfaat için sahte bir din anlayışı kuranlar, mal–mülk fetişizmiyle tanrılaşan zenginlerle aynı cephede buluştu.

Bir yanda;

  • Şeyhler, papazlar, hahamlar, seyitler, dedeler… yani “ruhban sınıfı”
    Diğer yanda;

  • Sermaye sahipleri, kapital güçler, egemen zenginler…

Her iki kesim de aynı potada birleşti: Halkın malını gasbedip üstüne hegemonya kurmak. Bu işbirliğiyle; para tanrılaştırıldı, din ritüellere boğuldu, bireyin iradesi susturuldu.

Özgürlüğün Çalınması

Doğada herkese ait olan kaynakları zenginler gasp ediyor; sonra da bu hammadeyi işleyip sattıkları ürünlerle halka baskı kuruyorlar. Böylece insanın hakkına, özgürlüğüne doğrudan müdahale ediyorlar.

Özgürlüğün yok edilmesi için:

  • Teoloji, cemaat, tarikat, sermaye, para, vatan, bayrak gibi sınırlar konuluyor.

  • Vicdanlar köreltiliyor, akıl susturuluyor.

  • İnsanlar köleleştiriliyor.

Sonuç

Otoriteler ve emperyalist güçler adeta “yeryüzü tanrılarına” dönüşmüş durumda. Ama perdeyi aralayıp özgürce bakabilen, dogmaların zincirini kırabilen insan sayısı çok az.

Bugün din adına şekilcilik yapanlarla, sermaye adına zulmedenlerin aslında aynı şirketin, yani aynı “şirkin” ortakları olduğunu görmek zorundayız.

Gerçek özgürlük; dogmaların zincirini kırmak, vicdanı ve iradeyi yeniden diriltmekle mümkündür. 

Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣