Dini Ögretme Yetkisi Kime Aittir❓️


​🕋 Dini Ögretme Yetkisi Kime Aittir?

Özet

​Bu makale, Rab kavramını "dinî öğreten, eğiten ve insanı terbiye ederek yetiştiren otorite" anlamıyla yeniden ele almaktadır. Kur’an, bu terbiye yetkisini mutlak olarak yalnızca Allah’a vermektedir.

​Nebilerin, bilginlerin (ahbâr), ruhban sınıfının ve hiçbir beşerî otoritenin dinî terbiye yetkisini mutlaklaştırma hakkı yoktur. Âl-i İmrân Sûresi 79–80. ayetler, dinin eğitim ve rehberlik yetkisinin yalnızca Allah’ın Kitabı’na ait olduğunu bildiren güçlü bir uyarıdır.

​I. Giriş: Rab = Terbiye Eden, Eğiten, Yetiştiren

​Arapça rabb kelimesi, yalnızca “ilah” anlamına gelmez. Aynı zamanda şu anlamları kapsar:

  • ​Bir şeyi derece derece olgunlaştırmak.
  • Yetiştirmek ve eğitmek.
  • Terbiye ederek yönlendirmek.

​Bu nedenle, dinde “Rab edinmek” demek; hayatını kimin terbiye ettiğine, dinini kimin öğrettiğine, ahlâkî ölçülerini kimden aldığına dair bir beyandır.

​Kur’an’ın temel sorusu şudur:

“Seni kim eğitiyor? Seni kim yetiştiriyor? Dinde ‘öğretmen’ koltuğuna kimi oturttun?”


​II. Allah: Mutlak Terbiye Edici Otorite

​Kur’an’a göre dinî eğitim, yönlendirme ve terbiye yetkisi bütünüyle Allah’a aittir:

  • Ölçüleri koyan O'dur.
  • Ahlâkî ilkeleri belirleyen O'dur.
  • Doğruyu yanlıştan ayıran eğitim modeli O'nundur.

​Bu nedenle, "Rab" yalnız Allah'tır. Çünkü insanı hakikate ve olgunluğa ulaştıracak olan tek eğitim, Allah’ın vahyine dayalı eğitimdir.

​Bir kişi, torununu, öğrencisini veya cemaatini “terbiye eden” bir beşer tipine büründüğünde, dini Allah’ın rehberliğinden çıkarıp beşerî bir eğitim düzenine dönüştürmüş olur ki, bu tevhidin bozulması demektir.

​III. Nebiler Rab Değildir: Onlar Öğretilen Kitabı Aktaranlardır

​Nebiler, dinin kurucuları değil; dinin öğreticisi olan Kitabın elçileridir.

  • Terbiye eden onlar değil, terbiye eden Kitap’tır.
  • Otorite onlar değil, otorite vahyedilmiş ilkelerdir.

​Bu gerçek en net biçimiyle şu ayetlerde açıklanır:

Âl-i İmrân 79–80. Ayetler

79. Ayet:

​“Allah’ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik verdiği hiçbir beşer için, insanlara: ‘Allah’ı bırakıp bana kul olun (beni Rab edinin)!’ demesi mümkün değildir. O ancak şöyle der: ‘Öğrettiğiniz ve üzerinde çalıştığınız Kitap sayesinde Rabbe teslim olan kimseler olun.’


80. Ayet:

​“(Hiçbir peygamber) melekleri ve peygamberleri Rabler edinmenizi emretmez. Siz Müslüman olduktan sonra size küfrü emretmesi düşünülemez.”


​IV. Ayetlerin Ortaya Koyduğu Temel Esaslar

​Bu ayetler, dinî terbiye otoritesinin sınırlarını kesin olarak belirler:

  1. Nebi, ‘Rab’ değildir; terbiye eden otorite olamaz.
    • ​Peygamber bile insanları kendine bağlayamaz ve dini kişisel öğretisiyle şekillendiremez.
  2. Terbiye eden yalnız Kitap’tır.
    • ​İfade açık: “Kitap sayesinde Rabbe teslim olun.” Eğitim modeli vahyin ilkeleridir.
  3. Peygamber, Kitap öğretmenliği yapmaz; Kitap eğitiminin taşıyıcısıdır.
    • ​O, eğitim veren değil, eğitimin kaynağını ileten bir elçidir.
  4. Melekleri, nebileri veya büyükleri terbiye edici otorite yapmak küfre kapı açar.
    • ​Çünkü dinde terbiye yetkisi, yani “Rablik”, Allah’a mahsustur.

​V. Ahbar ve Ruhbanı Rab Edinmek: Beşerî Terbiye Düzeni

​Tevbe Sûresi 31. ayette anlatılan uyarı, bu bağlamda derinleşir:

​“Onlar bilginlerini ve rahiplerini Allah’tan ayrı rab edindiler.”


​Bu, dini onların öğretisine göre şekillendirmek ve onları "terbiye edici otorite" kabul etmek demektir.

​Günümüzde bunun karşılıkları şunlardır:

  • ​Şeyhini mutlak öğretici görmek.
  • ​Mezhep imamlarının sözlerini dokunulmaz almak.
  • ​Hocaların yorumlarını dinin kendisi sanmak.
  • ​Cemaat liderlerini ahlâkî rehberliğin tek kaynağı görmek.
  • ​Fetvaları, Allah’ın hükümlerinin yerine koymak.

​Kur’an ise bu sapmaya karşı şöyle der: “Rab (terbiye edici) yalnız Allah’tır.”

​VI. Nebilerin Kitaba Bağlılığı: Eğitim Sürecinin Tek Kaynağı

​Kur’an, peygambere şunu söyletir:

“Ben sadece bana vahyedilene uyarım.” (Ahkâf 9)


​Peygamber, eğitim otoritesi olmadığı gibi, kendi adına hüküm koyma ve terbiye etme yetkisine de sahip değildir. O bile Kitap tarafından terbiye edilen, sonra o terbiyeyi insanlara ileten bir elçidir.

​Böylece dinî eğitim modeli şudur:

Allah ➡️ Vahiy ➡️ İnsan 

 Araya başka hiçbir “eğitici otorite” sokulamaz.

​VII. Sonuç: Dinde Öğretim ve Eğitim Yetkisi Yalnız Allah’a Aittir

​Rab kavramını “eğiten–öğreten–terbiye eden” anlamıyla düşündüğümüzde Kur’an’ın mesajı şu şekilde berraklaşır:

  1. Eğitici yalnız Allah’tır. Vahyin eğittiği kişi ol.
  2. Nebiler Rab değildir; Kitabı aktaran elçilerdir. Görevleri terbiye etmek değil, terbiye eden Kitabı ulaştırmaktır.
  3. Ahbâr ve ruhban sınıfının dinde terbiye otoritesi yoktur. Bu yetkiyi onlara vermek gizli şirktir.
  4. ​Din öğretimi geleneğe, kişilere veya cemaatlere değil doğrudan Kitaba dayanır.

Son Cümle

​Rab öğretendir, terbiye edendir, insanı hakikate göre yetiştirendir. Bu yetkiyi insanlara vermek, dinde otoriteyi Allah’tan koparmak; vahyin eğitimini terk edip beşerî bir terbiye sistemine geçmek demektir.

    UYARI / HATIRLATMA


    Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

    Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

    Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

    Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣