Bir Hükümdarın Hikâyesi Değil, Gücün Ahlakı



 Bir Hükümdarın Hikâyesi Değil, Gücün Ahlakı

Kur’an’da Zülkarneyn kıssası (Kehf 83–98) tarihsel bir biyografi gibi sunulmaz. Tam aksine, metin bilinçli bir şekilde boşluklar bırakır. Bu boşluklar yorum hatası değil, mesajın kendisidir.

  • İsim verilmez.

  • Yaşadığı çağ belirtilmez.

  • Hangi millete hükmettiği söylenmez.

Kıssanın en çarpıcı yönü şudur:
Kur’an kahramanı gizler, ilkeleri görünür kılar.
Asıl mesele, Zülkarneyn’in kimliği değil, otoriteyi nasıl kullandığıdır.

Bu bağlamda kıssadaki üç yolculuk, tarihsel güzergâh değil; üç farklı yönetim modeli, üç farklı güç sınavı olarak okunabilir.


1. Güneşin Battığı Yere Yolculuk

Güç ile Adalet Arasındaki Gerilim

Kur’an Zülkarneyn’in “kara bir balçıkta batan güneşe ulaştığını” anlatır. Bu fiziksel bir manzara değil; karmaşanın ve karanlığın hüküm sürdüğü toplumsal bir zeminin metaforu gibidir.

Burada Zülkarneyn’in sınavı şudur:

  • Elinin altında mutlak güç var.

  • Karşısındaki toplum dağınık, otorite boşluğu içinde.

  • Kendisine “dilersen cezalandırabilirsin, dilersen iyilik yaparsın” yetkisi veriliyor.

Zülkarneyn’in cevabı ise yönetim felsefesinin çekirdeğidir:

👉 Suçluya ceza adaletle, iyilere ise destek hakkaniyetle verilir.

Bu sahne bir tür “karanlık bölgede devlet olma sınavı”dır.
Güç → adaleti çarpıtmadan kullanılınca anlamlıdır.


2. Güneşin Doğduğu Yere Yolculuk

Doğal Düzenle Uyumda Yönetim

İkinci yolculuk, “güneşten korunacak bir örtüsü olmayan” topluma yöneliktir. Burada anlatı, doğrudan yönetsel müdahalenin sınırlılığına işaret eder.

Bu seyahatte Zülkarneyn:

  • Baskın bir otorite kurmaz,

  • Topluma dayatma yapmaz,

  • Onların hayat ritmine ve doğal çevresine saygı duyar.

Bu, yön etik açıdan çok önemli bir mesajdır:

👉 Her güç her yere uygulanmaz; bazı topluluklar yönetilmez, desteklenir.

Liderlik bazen hükmetmek değil; düzeni olduğu gibi kabul edebilmektir.


3. Yecüc ve Mecüc’e Karşı Sed İnşası

Gücün Koruyucu Yüzü

Kıssanın üçüncü yolculuğu en dramatik olanıdır. Kendisine “bizi Yecüc ve Mecüc’den koru” diyen bir topluluk gelir. Talepleri nettir:

  • Savunmasızlar güçlünün tehdidi altındadır.

  • Zülkarneyn’den doğrudan egemenlik istemezler.

  • Sadece korunmak isterler.

Zülkarneyn tavrı yine çarpıcıdır:

  • İlkeleri gereği halktan vergi veya haraç istemez.

  • “Rabbimin bana verdiği imkân daha iyidir” der.

  • Seddi birlikte, ortak emekle inşa ettirir.

Bu sahne gücün üçüncü yüzünü gösterir:

👉 Hakiki yönetici, gücü başkalarını ezmek için değil; zayıfı korumak için kullanır.

Buradaki sed bir mühendislik başarısı değil, ahlaki bir yapıttır.


SONUÇ

Zülkarneyn Kıssası: Coğrafya Arama, Yönetim Ahlakı Okuma

Kıssada anlatılan üç yolculuk gerçekte üç ders bırakır:

  1. Güneşin battığı yer → Adaletin güce üstün olması

  2. Güneşin doğduğu yer → Düzenin doğasına saygı

  3. Sed inşası → Gücün koruyucu ve paylaşımcı kullanımı

Kur’an’ın sessiz bıraktığı kimlik soruları, mesajı güçlendirir:

  • Zülkarneyn kral mıydı?

  • Komutan mıydı?

  • Bir filozof mu, bir hükümdar mı?

Bunların hiçbiri metnin hedefi değildir.

👉 Kur’an kahraman anlatmaz; ahlak öğütler.
👉 Zülkarneyn’in kimliği değil, yönetim ilkeleri evrenseldir.
👉 Her çağın güçlüleri için bir etik prototip oluşturur.

Zülkarneyn kıssası böylece bir tarih dersi değil, otoriteyi ahlaka bağlama doktrinidir.

Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣