Fıtrat Üzere Olan Din

 


Fıtrat Üzere Olan Din: Evrensel Vicdanın İlahi Yasası

I. Fıtrat: İnsanın İçine Yerleştirilen İlahi Ayar

Kur’an, dini bir aidiyet ya da topluluk ismi değil, insanın yaratılışına uygun bir yol olarak tanımlar:

“Yüzünü dosdoğru dine, Allah’ın insanları üzerine yarattığı fıtrata çevir. Allah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur.” (Rûm 30:30)

Bu ayet, dinin sonradan icat edilmiş bir sistem değil, insanın özüne işlenmiş bir vicdan programı olduğunu bildirir.

Fıtrat, içsel bir pusuladır; insanı doğruya, adalete, merhamete çağırır.
Bu yüzden Kur’an’a göre din, coğrafyaya, dile veya kavme göre değişmez — çünkü fıtrat değişmez.


II. Dinlerin Ortak Ahlakı: Evrensel Vicdan Yasası

Kur’an, tüm nebilerin aynı ilahi çağrıyı taşıdığını söyler:

“O, dinden Nuh’a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya tavsiye ettiğimizi sizin için yasa kıldı.” (Şûrâ 42:13)

Bu yasa, özetle şudur:

  • Canı koruyacaksın: “Kim bir canı haksız yere öldürürse bütün insanlığı öldürmüş gibidir.” (Mâide 5:32)

  • Mala el uzatmayacaksın: “Birbirinizin mallarını haksız yollarla yemeyin.” (Bakara 2:188)

  • Dili doğruluk üzere tutacaksın: “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin.” (Ahzâb 33:70)

  • İffeti koruyacaksın: “Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o bir hayâsızlıktır.” (İsrâ 17:32)

Bu ilkeler herhangi bir kavme ait değildir; bunlar insan olmanın ortak sesidir.
Kur’an, bu ortak sesi “takva” kavramıyla tanımlar:

“Ey insanlar! Sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık… Allah katında en üstün olanınız, takvaca en ileri olanınızdır.” (Hucurât 49:13)

Takva, bir din mensubiyetinden değil, vicdanın Allah’a bağlılığından doğar.


III. Peygamberler Arası Ayrım: Dinlerin Parçalanması

Kur’an, insanlığın asıl sapmasının, dini evrensellikten hizipliğe indirgemek olduğunu söyler:

“Dinlerini parça parça edip gruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla bir ilişkin yoktur.” (En‘âm 6:159)

“Allah’ın ayetlerini az bir bedel karşılığında satmayın.” (Âl-i İmrân 3:199)

Peygamberler, birer şahsiyet olarak değil, aynı mesajın farklı dönemlerdeki temsilcileri olarak gönderilmiştir.
Kur’an bu gerçeği özellikle vurgular:

“Biz Allah’a, bize indirilene ve İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a ve torunlarına indirilene, Musa’ya, İsa’ya ve bütün peygamberlere verilene inanırız. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırmayız.” (Bakara 2:136)

Bu, imanın evrensel tanımıdır.

“İsâî, Mûsevî, Muhammedî” gibi ayrımlar, Kur’an’a göre dinin aslına değil, tarihsel etiketlere dayanır.
Gerçekte hepsi “teslimiyet dini”nin (el-İslâm) farklı zamanlardaki yüzleridir.


IV. Evrensel Din: Coğrafyası Vicdan, Peygamberi Hakikat

Kur’an’a göre, her topluma bir uyarıcı gönderilmiştir:

“Her ümmetin bir peygamberi vardır.” (Yûnus 10:47)

Bu, dinin yalnızca Arap yarımadasına, Filistin’e ya da Sina çölüne mahsus olmadığını;
bilakis, dünyanın her köşesinde vicdanı diri olan herkese ulaşmış bir hakikat ağı olduğunu gösterir.
Fıtrat üzere yaşayan bir insan, Kur’an’a göre zaten dine yakın olandır:

“Onlar ne Yahudi ne Hristiyan idiler; fakat dosdoğru dine yönelmiş kimselerdi.” (Âl-i İmrân 3:67)

Kur’an, İbrahim örneği üzerinden gösterir ki “Hanîf din” — yani şirkten uzak saf teslimiyet —
hiçbir ulusal kimliğe, mezhebe ya da kurumsal dine bağlı değildir.


V. Sonuç: Fıtrat Dini, İnsanlığın Ortak Vicdanı

Kur’an’ın öğrettiği din, etiketlerin değil ilkelerin dinidir.
Fıtratın dini, “öldürme, çalma, yalan söyleme, zina etme” gibi yasaklarla değil,
bu yasakların ardındaki rahmet ilkesini korumakla tanımlanır.

Din, Tanrı adına hüküm dağıtan bir zümrenin elinde değil,
vicdanında adaleti hisseden her insanın kalbindedir.

“Kim yüzünü Allah’a teslim eder ve iyilik yaparsa, onun Rabbi katında ödülü vardır.” (Bakara 2:112)

Bu, ne Musa’ya, ne İsa’ya, ne Muhammed’e özel bir dindir.
Bu, fıtratın dinidir —
insanın, her çağda ve her şehirde,
aynı vicdanla “doğru olanı yapma” kararıdır.

Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣