Kur'an'ın Eşsiz Tercihi

 


Kur'an'ın Eşsiz Tercihi

Kur’an-ı Kerim'in, tarihi ve edebi açıdan en radikal ve benzersiz yönlerinden biri, mesajın merkezi figürü olan Son Nebimiz Muhammed'in kişisel biyografisini neredeyse tamamen arka plana itmesidir.

Bu tercihin teolojik yankıları derindir; çünkü bu, kutsal metin geleneğinde neredeyse hiç görülmemiş ölçüde radikal bir merkezsizleştirme stratejisidir.

Peygamberin Yokluğu: Kur'an'daki Biyografik "Katalog"

Kur’an'ın metni dikkatle incelendiğinde, bu "yokluk" kataloğu çarpıcı bir şekilde kendini gösterir. Metin, adeta bilinçli bir tercihle, peygamberin şahsi hayatına ait detayları es geçer:

  • Doğum ve Çocukluk: Ne bir doğum mucizesi ne de bir çocukluk hikayesi anlatılır.

  • Fiziksel Özellikler: Peygamberin boyu, yüzü, sesi veya karakteriyle ilgili tasvirlere rastlanmaz.

  • Aile ve Sosyal Çevre: Hane halkı üyelerinin isimleri ve hikayeleri, ilke düzeyinde bir anlatı olmadığı sürece, genellikle detaylandırılmaz.

  • Günlük Yaşam: Yeme-içme alışkanlıkları, mesleği, günlük rutinleri gibi insani detaylar metinde yer almaz.

  • Tarihi Olaylardaki Rolü: Savaşlar veya hicret gibi kritik olaylar dahi, genellikle ilahi bir emir veya ahlaki bir ders çerçevesinde, peygamberin bireysel kahramanlığı yerine topluluğun sorumluluğu bağlamında ele alınır.

Kutsal Metinlerdeki Tezat: Kişi ve Olay Odaklılık

Bu edebi tercih, önceki kutsal metinlerle karşılaştırıldığında bir devrim niteliğindedir.

Örneğin Tevrat ve Eski Ahit’in merkez figürleri olan Musa, İbrahim ve Yusuf gibi peygamberlerin hayatları kronolojik, detaylı ve olay merkezli bir yaklaşımla ele alınır. Musa'nın doğumundan kanun koyuculuğuna kadar tüm hayatı bu metinlerin ana omurgasını oluşturur.

Benzer şekilde, İncil ve Yeni Ahit’te merkez figür İsa’dır. Yaklaşım anlatısal olup, İsa'nın kişisel mucizeleri, vaftizi, fiziksel temasları ve çarmıh/diriliş gibi olaylar vurgulanır. Metin, figürü biricikleştiren ve kutsallaştıran detaylara odaklanır.

Kur'an-ı Kerim ise tam tersi bir yol izler. Merkezde Muhammed olmasına rağmen, metin "İlke ve Mesaj merkezli" bir tutum sergiler ve biyografik detaylardan kaçınır. Kur'an, İnciller'in aksine, peygamberi kutsallaştıran anlatılardan uzak durur; Tevrat'ın aksine ise detaylı bir tarihsel kronoloji sunmaz. Onun temel vurgusu "Oku!" emri, ilahi prensipler ve ahlaki hükümlerdir. Bu bağlamda Kur'an, anlatının odağını kişiden mesaja kaydırarak radikal bir ayrım yaratır.

Kur'an'ın Sunduğu Tek İnsanî Detay: Duha Suresi

Kur’an’ın, Nebimiz Muhammed’in hayatına dair dolaylı olarak sunduğu tek somut ve duygusal gönderme, Duha Suresi'nin 6. ayetinde geçer:

"Seni yetim bulup barındırmadı mı?" (Duha, 93:6)

Bu ifade, bir biyografik detaydan ziyade, bir teolojik kanıttır. Ayet, peygamberin geçmişteki aciz ve muhtaç durumunu hatırlatarak, kendisine yönelik ilahi lütfu ve himayeyi vurgular.

Bu yetimlik vurgusu ne bir doğum hikayesi, ne de bir çocukluk anlatısıdır. Aksine, peygamberi kutsal bir figüre dönüştürmek yerine, onun da insani kırılganlığını ve ilahi desteğe olan ihtiyacını işaret eder.

Sonuç: Kutsal Olan Şahsiyet Değil, İlkedir

Kur’an’ın bu bilinçli edebi tercihi, İslami düşüncenin temelini oluşturan çok güçlü bir mesaj taşır:

  1. Şahsı Kutsallaştırma Tehlikesini Önleme: Tarih boyunca dinlerde görülen, peygamberin şahsiyetini, onun getirdiği mesajın önüne geçirme ve ona tapınma eğiliminin önü kesilmiştir. Odağın sürekli olarak ilahi ilke, ahlak ve yasa üzerinde tutulması sağlanır.

  2. Mesajın Evrenselliği ve Mutlaklığı: Eğer mesaj, onu ileten kişinin kişisel hikayesine çok sıkı bağlanırsa, o kişinin tarihsel koşullarıyla sınırlı kalma riski doğar. Kur'an, peygamberin portresini silikleştirmek suretiyle, getirdiği mesajın zaman ve mekandan bağımsız, evrensel ve mutlak olduğunu ilan eder.

  3. Bir Bilinci Ortaya Çıkarma Hedefi: Kur'an'ın hedefi, bir şahsiyeti yüceltmek veya bir kült yaratmak değil, okuyucunun kendi içinde bir ahlaki ve manevi bilinç oluşturmaktır. Peygamber, bu bilince ulaşmak için takip edilmesi gereken kusursuz bir örnektir (üsve-i hasene), ancak tapınılacak bir figür değildir.

Bu nedenle Kur’an’da peygamberin portresi eksik değil, bilinçli olarak siliktir. O, mesajın saf bir ileticisi olarak konumlandırılmış; böylece metin, tüm odağı ilahi prensiplerin saf ve değişmez doğasına yönlendirmiştir.

UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣