SEMBOLÜ GERÇEK SANMAK



​🧠 Sembolü Gerçek Sanmak: Kur'an'ın Müteşâbih Yapısı Bağlamında Zihnin Sınavı

​Özet

​Bu makale, insan zihninin sembolleri hakikatin yerine koyma eğilimini, Kur’an-ı Kerim'in müteşâbih (temsilli, örneklemeli) ayetleri bağlamında incelemektedir. 

Kur’an'ın muhkem (açık, kesin) ve müteşâbih ayetlere sahip olduğunu belirtmesi, mesajın hem net hem de çok katmanlı, düşünceyi harekete geçiren bir yapıda olduğunu gösterir. Çalışma, sembolün gerçeğin yerine geçirilmesi durumunda ortaya çıkan zihinsel kaymaları ve bunun sonuçlarını Kur’an’dan alınan merkezi örneklerle tartışmaktadır. Temel hipotez, müteşâbihin zihnin soyut ile somut arasındaki ilişkiyi doğru kurma yeteneğinin bir sınavı olduğudur.

​1. Giriş: Sembolizmin Gücü ve Aklın Sınırları

​İnsan düşüncesi, soyut kavramları idrak etmek için zorunlu olarak somutlaştırma (metafor, benzetme) yoluna başvurur. Bu, bilginin aktarılması ve anlaşılması için doğal ve güçlü bir araçtır. Ancak bu doğal eğilim, göstergenin gerçeğin kendisi zannedilmesiyle kritik bir sorun alanına dönüşür. Bir motorun gücünün "beygir" ile ifade edilmesi bir temsil iken, motorun içinde fiziksel bir beygir aramak zihinsel bir yanılgıdır.

​Dinî alanda bu yanılgı, hakikatin örtülmesine ve mesajın tahrifine yol açtığı için daha ağır sonuçlar doğurur. Kur’an, bu tehlikenin bilinciyle müteşâbih anlatımı dikkatle kurar: Temsilî ifadeler sunar, fakat temsilin hakikat yerine geçirilmesini açıkça yasaklar (Âl-i İmrân, 3:7). Bu bağlamda Kur'an'ın müteşâbih yapısı, mümin zihnine sunulan bir sınır ve bir sınavdır.

​2. Kur’an’da Müteşâbih Ayetler: Hakikati Örnekle Anlatma Metodu

Müteşâbih ayetler, ulaşılması zor soyut hakikatleri bir örnek, benzetme veya temsil (misal) üzerinden anlatma işlevini üstlenir. Bu anlatım metodunun temel amacı, düşünceyi derinleştirmek ve harekete geçirmek olmasına rağmen, göstergeyi hakikat gibi algılatmamaktır. Kur’an bu durumu, "Bu örnekleri insanlar düşünüp ibret alsınlar diye veriyoruz" (Ankebut, 29:43) ayetiyle özetler: Örnek rehberdir, gerçeğin kendisi değildir.

​2.1. Müteşâbih Anlatımın Analizi

​Müteşâbih ifadeler, sembolü gerçek sanan yanlış yorumlar ile temsili anlayan doğru yorumlar arasında bir ayrım gerektirir:

  • Temsilî İfade: “Arşa İstiva.” Yanlış yorum, bunu fiziksel bir oturma veya mekân işgal etme eylemi olarak görmekken; doğru yorum, Otorite ve egemenliğin mutlak temsili olarak anlamaktır.

  • Temsilî İfade: Cennet Tasvirleri. Yanlış yorum, bu tasvirleri maddi bir katalogdaki birebir nesneler listesi olarak algılamakken; doğru yorum, soyut ve aşkın bir mükâfatın zihne yakınlaştırılmış somut anlatımı olduğunu idrak etmektir.

  • Temsilî İfade: Melek Anlatımı. Yanlış yorum, melekleri insan biçimli kanatlı fiziksel varlıklar zannetmekken; doğru yorum, İlahi görev ve düzen kavramının nesneleştirilmiş (personifikasyon) temsili olarak kabul etmektir.

​3. Sembolü Hakikat Sanmanın Kritik Sonuçları

​Sembolün gerçeğin yerine geçirilmesi, inanç ve ibadet pratiğinde üç kritik zihinsel kaymaya yol açar:

​3.1. Aracıyı Kutsallaştırmak (Şirk Kayması)

​Kur’an’ın en temel uyarısı olan şirk olgusu, göstergenin kutsallaştırılmasıyla doğmuştur. Başlangıçta "Allah’a yaklaştırsın diye" (Zümer, 39:3) kullanılan semboller ve aracılar, zamanla kutsallaşarak bizzat tapınılan nesnelere dönüşür. Bu, zihinsel kaymanın doruk noktasıdır: Gösterge (Aracı) zamanla Kutsal mertebesine yükseltilerek Hakikat yerine ikame edilir.

​3.2. Ritüelin Özünün Kaybolması (Şekilcilik)

​Ritüeller, aslen bir işaret veya alamet olarak konulmuşlardır (Bakara, 2:158 - Safa ve Merve örneği). Ancak bu işaretlerin (sembollerin) ardındaki manevi amaç unutulup, nesneler yüceltilince (göstergeye tapınılınca) ritüelin özü kaybolur ve dinî hayat şekilciliğe indirgenir.

​3.3. Kıssaların Mesajının Tahrifi (Masallaştırma)

​Kur’an’daki öğüt niteliğindeki kıssaları (tarihsel temsiller), mesajdan koparıp fiziksel mucizelere veya olağanüstü masallara çeviren yaklaşım, müteşâbihin yanlış okunmasıdır. Örneğin; Fil Suresi’nin mesajını bırakıp kuşların attığı sanılan taşa odaklanmak ya da Ashâb-ı Kehf anlatısını kıssadan çıkarılacak dersten ziyade bir sayısal bilmeceye dönüştürmek, sembolün amaç dışı büyütülmesidir.

​4. Kur’an’ın Sınırları: Göstergeyi Gerçeğin Yerine Koymama Uyarısı

​Kur'an, müminin zihnini bu sapmaya karşı temel ayetlerle sınırlar:

  1. “Kalbinde eğrilik olanlar müteşâbihin peşine düşer.” (Âl-i İmrân, 3:7): Bu, temsilin gerçeğin üstüne çıkarılmasına karşı kesin bir ikazdır. Müteşâbihi muhkeme göre değil, muhkemi müteşâbihe göre yorumlama eğilimi, zihinsel eğriliğin işaretidir.
  2. “Hiçbir şey O’nun benzeri değildir.” (Şûrâ, 42:11): Bu ilke, bütün benzetmeleri sınırlandırır. Temsili, Allah'ın mutlak ve aşkın hakikatine taşımaya çalışan her türlü antromorfik (insan biçimli) veya nesneleştirici anlayışı reddeder.
  3. “Bunlar misallerdir.” (Ankebut, 29:43): Bu, örneklerin öğüt içindir, gerçeğin (hakikatin) kendisi olmadığına dair temel bir metodolojik hatırlatmadır.

Kur’an’ın Metodu: Muhkem ayetler (temel inanç ve hükümler) hakikatin temelini verirken, müteşâbih ayetler bu temeli zihne yakınlaştırır (temsil eder).

​5. Günümüzde Aynı Yanılgı ve Sonuç

​Bugünün dünyasında da insan aynı hatayı sürdürür: Para bir değerin göstergesiyken, değerin kendisi zannedilir; Makam ve unvan, kişiliğin ölçüsü sanılır; logolar, markalar ve sloganlar birer kimlik haline getirilir. Dün eski putlar varken, bugün teknolojik ve kültürel putlar vardır. Mekanizma aynıdır: Göstergeyi büyütmek, gerçeği küçültmek.

​Sonuç: Müteşâbih, Zihnin Temsil ile Gerçeği Ayırma Sınavıdır

​Kur’an’ın müteşâbih anlatım yapısı, insan aklının sembolü yerinde bırakıp hakikate yönelebilme yeteneğinin bir sınavıdır. Temsil ders içindir, sembol işarettir ve işaret, yürünmesi gereken yola (amaca) yöneltir. Sembolün abartılması, dinde ritüelin kabuğa dönüşmesine, kavramların nesneleşmesine ve nihayetinde şekilcileşmeye sebep olur.

​Kur’an’ın temel uyarısı şudur: “Örnekleri düşünün; fakat örneği hakikatin yerine koymayın.”


UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣