Kayıtlar

Eylül, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kur’an’da İsrâiloğulları ve "Üstün Kılınma"

Resim
  Kur’an’da İsrâiloğulları ve "Üstün Kılınma" Meselesi ​Giriş ​Kur’an-ı Kerim, Allah’ın vahyine muhatap olmuş toplulukları zikrederken, tarihte özel bir konuma sahip olan İsrâiloğulları üzerinde önemle durur. Bu kavim, sayısız peygamberle muhatap olmuş, Tevrat gibi kutsal kitapları taşımış ve ilahi din tecrübesinin kilit bir parçası olmuştur. Ancak Kur’an’ın altını çizdiği temel nokta şudur: İsrâiloğulları'nın bahsi geçen üstünlüğü, mutlak veya ırksal bir ayrıcalık değil; kendilerine tevdi edilen vahiy ve ağır sorumlulukla sınırlı bir görev üstünlüğüdür. ​1. "Üstün Kılınma"nın (Tafdîl) Anlamı: Görev ve Nimet Farklılığı ​Kur’an’da "üstün kılma" kavramı için kullanılan "tafdîl" kökü, mutlak bir değer artışı değil, görev, sorumluluk ve nimet bakımından farklılaştırma anlamı taşır. ​Bu farklılık, ayetlerde açıkça belirtilir: ​ Bakara 47: “Ey İsrâiloğulları! Size verdiğim nimetimi ve sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın.” ​ Câ...

Kuran’da Ateş: Medeniyetin Kıvılcımı

Resim
  Kuran’da Ateş: Medeniyetin Kıvılcımı 1. Ateşin Yeryüzündeki Nimet Boyutu Yâsîn 36/80: "O, sizin için yeşil ağaçtan ateş çıkarandır; işte siz de ondan yakıp tutuşturuyorsunuz." 🌱 Burada “ateşin” kaynağı olarak canlı bitki (ağaç) gösteriliyor. Yeşil bir ağaçtan ateş çıkarılması, biyokimyasal enerji döngüsüne işaret eder: Güneş enerjisi fotosentezle bitkide depolanır → odun olur → yanınca tekrar enerji olarak açığa çıkar. Bu tam anlamıyla modern enerji döngüsünün özeti . 2. Ateşin Yolculuk ve Medeniyet Bağlantısı Vâkıa 56/71-73: “Söyleyin bana, tutuşturduğunuz ateşi gördünüz mü? Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa biz miyiz yaratan? Biz onu bir öğüt ve yolcular için bir fayda kıldık. O hâlde Rabbini yücelt!” 🚶‍♂️ Burada ateşin “yolcular için fayda” olduğu vurgulanıyor. Yani ateş sadece yemek pişirmek değil, gece yolculuklarında ışık, ısınma ve medeniyetin temeli olarak sunuluyor. 3. Ateşin İlâhî Tecelli Olarak Görünmesi Tâhâ 20/10: “Musa bir ateş ...

Kuran’da Yağmurun Oluşumu

Resim
  Kur’an’da Yağmurun Oluşumu ve Hikmeti Giriş Su, canlılığın temel kaynağıdır. Yeryüzündeki yaşamın devamı, bitkilerin yeşermesi, hayvanların ve insanların beslenmesi hep suya bağlıdır. Kur’an’da suyun gökten indirilişi defalarca vurgulanmış ve yağmurun hem fiziksel hem de ruhî anlamda diriltici bir güç olduğu belirtilmiştir. Modern bilimin ulaştığı bulgularla Kur’an ayetleri arasındaki paralellik, insanın dikkatini ilahî kudretin büyüklüğüne yöneltmektedir. 1. Yağmurun Fiziksel Oluşumu Yağmurun oluşum süreci üç ana evreden meydana gelir: Rüzgârların gönderilmesi Kur’an’da şöyle buyrulur: “Allah rüzgârları gönderir, böylece bir bulut kaldırır da onu nasıl dilerse gökte yayıp dağıtır ve onu parça parça kılar; nihayet onun arasından yağmurun akıp çıktığını görürsün.” (Rum 48) Okyanuslardan yükselen su buharı, deniz yüzeyinden kopan küçük tuz zerrecikleri ve aerosoller, rüzgârlarla atmosfere taşınır. Bu zerrecikler, su buharının yoğunlaşması için birer çekirdek görevi gö...

Kuran’da Bulutlar

Resim
  Kur’an’da Bulutlar, Rahmân’ın Yönlendirmesi ve Rızkın Göklerde Olması 1. Bulutların İlahi Yönlendirmesi Kur’an, göklerdeki oluşumların tesadüfi değil, Allah’ın kudretiyle gerçekleştiğini defalarca vurgular. Bulutlar, rüzgârlar aracılığıyla taşınır, toplanır ve yağmur bırakacak hâle gelirler: “Allah, rüzgârları gönderir, onlar bulutları harekete geçirir; sonra onları gökte dilediği gibi yayar ve parça parça eder; sonra da onların arasından yağmurun çıktığını görürsün.” (Rum 30/48) “Görmedin mi ki Allah bulutları sürüklüyor, sonra onları bir araya getiriyor, sonra üst üste yığıyor. Derken aralarından yağmur çıkıyor…” (Nur 24/43) Bu ayetler, bulutların hareketini ve birleşmesini doğrudan Allah’ın “yönlendirmesi” ile ilişkilendirir. Fiziksel süreçler (buharlaşma, yoğunlaşma, hava akımları) Allah’ın koyduğu sünnetullah içinde işler, ama Kur’an bunları kör tesadüf değil, sürekli ilahî kontrol altında bir rahmet tecellisi olarak sunar. 2. Rızkın Gökte Olması Kur’an, rı...

Rüzgar: Görünmeyen Gücün İlahi Delili

Resim
  Kur’an’da Rüzgâr: Görünmeyen Gücün İlahi Delili Giriş Yaşamımız boyunca hepimizin tanık olduğu, çoğumuz için sıradan bir doğa olayı gibi görünen rüzgârlar, aslında Yüce Allah’ın çok yönlü hikmetlerle yarattığı büyük nimetlerden biridir. Kur’an’da rüzgâr, hem fiziksel hem de sembolik boyutuyla ele alınır; yağmuru taşıyan, canlılığı dirilten, rahmeti müjdeleyen, bazen de helakı getiren yönleriyle zikredilir. Bunun yanında rüzgâr, görünmeyen bir kuvvetin hareket ettiricisi olarak, vahyin gelişine ve “Ruh” kavramına dair sembolik bir işaret taşır. “Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah’ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip yaymasında, rüzgârları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.” (Bakara 2/164) Bu ayetten anlaşıldığı üzere ...

Kuran’da Yıldırım: Kudret, Korku ve Umut

Resim
  Kur’an’da Yıldırım: Kudret, Korku ve Umut Arasında Bir Sembol Giriş Kur’an, tabiat olaylarını salt fiziksel olgular olarak değil, insanın varoluşunu düşündüren, Allah’ın kudretini hatırlatan semboller olarak işler. Bunlardan biri de **yıldırım (ṣiiqah, ṣawāʿiq, raʿd)**dır. Kur’an’da yıldırım; korku, umut, azap ve rahmet arasında çok katmanlı anlamlarla karşımıza çıkar. 1. Yıldırımın Çifte Yüzü: Korku ve Ümit Kur’an, yıldırımın hem korkutucu hem de umut verici yönüne dikkat çeker: “Size korku ve ümit vermek için şimşeği gösterir. Ağır bulutları da O yaratır.” (Ra‘d 12) Yıldırım, öldürücü gücüyle korku uyandırırken, yağmuru müjdeleyen bir işaret olarak ümit verir. Böylece insan, tabiatın bu çarpıcı tecellisi karşısında hem acziyetini hem de rahmete bağlılığını hatırlar. 2. Yıldırımın İlahi Kudret Olarak Yönlendirilmesi Kur’an, yıldırımın sadece “rastgele bir doğa olayı” olmadığını vurgular: “Gök gürültüsü O’nu hamd ile tesbih eder, melekler de O’ndan korkarak (tesb...

Gök Gürültüsü: Kozmik Bir Tesbih

Resim
  Gök Gürültüsü: Kozmik Bir Tesbih  1. Giriş İnsanlık tarihi boyunca gök gürültüsü, korku ve hayret uyandıran doğa olaylarından biri olmuştur. Kimi toplumlar onu tanrıların öfkesi olarak görmüş, kimileri ise doğanın anlaşılmaz gücüyle açıklamaya çalışmıştır. Kur’an’da ise gök gürültüsü, Allah’ın kudretinin işareti ve evrenin tesbihi olarak sunulur. Günümüzde bilimsel araştırmalar, gök gürültüsünün oluşumunu detaylı bir şekilde açıklasa da, Kur’an’ın işaret ettiği sembolik anlamlarla bu açıklamalar arasında dikkat çekici bir uyum vardır. 2. Gök Gürültüsünün Fiziksel Oluşumu Şimşek ve yıldırım esnasında gök gürültüsü, atmosferdeki ani enerji boşalımının bir sonucu olarak meydana gelir. Şimşek ve Yıldırım: Elektrik yüklü bulutlarda pozitif ve negatif yük merkezleri oluşur. Bu merkezler arasında elektrik boşalması gerçekleştiğinde şimşek veya yıldırım ortaya çıkar. Aşırı Isınma: Yıldırımın geçtiği kanaldaki hava, saniyenin milyonda biri kadar kısa bir sürede yaklaşık ...

Rahmân’ın Ayetleri: Vahiy Nimeti

Resim
Rahmân’ın Ayetleri: Resûl ve Nebiyyîn Üzerine Bir Okuma Giriş Kur’an, vahyi yalnızca bir “bilgi aktarımı” değil, insanın bütün varlığını dönüştüren bir rahmet tecellisi olarak sunar. Bu yüzden bazı ayetlerde vahyin kaynağı özellikle “Rahmân” ismiyle anılır. Nisâ 69 ayeti, Allah’a ve Resûl’e itaat edenlerin ödülünü anlatırken, onları “ nebiyyîn ” ile aynı safta göstermekte; Meryem 58 ise bu nebilerin en belirgin niteliğini, Rahmân’ın ayetleri karşısındaki duruşları üzerinden tanımlamaktadır. Bu bağlam, Resûl ve Nebiyyîn’in vahyin taşıyıcıları olarak merkezdeki rolünü derinleştirmektedir.  “Kim Allah’a ve Resûl’e itaat ederse, işte onlar Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle ( nebiyyîn ), sıddîklarla, şehitlerle ve salihlerle beraberdir. Onlar ne güzel arkadaştır!” (Nisâ 69) 1. Allah’a ve Resûl’e İtaat: Rahmân’ın Ayetlerine Kulak Vermek Nisâ 69’da itaate çağrılan merkez, Allah ve Resûldür. Allah’a itaat, doğrudan Rahmân’ın ayetlerine yöneliştir. Resûl’e itaat ise bu aye...

Savaşta Salât: Kur’an’da Korku Anında Bile Terk Edilmeyen Bağ

Resim
Savaşta Salât: Kur’an’da Korku Anında Bile Terk Edilmeyen Bağ Giriş Kur’an’da “salât” kavramı, iman hayatının merkezinde yer alır. Ancak bu kavramın yalnızca belli hareketlerden ibaret bir ritüel mi, yoksa daha kapsamlı bir bilinç ve bağ eylemi mi olduğu konusu, özellikle savaş şartlarında eda edilen salât ayetleri üzerinden tartışmaya açıktır. Çünkü insanın en zorlandığı, ölümle yüzleştiği anlarda bile salâtın terk edilmemesi emredilmektedir. Bu yazıda, konuyu ilgili ayetler ışığında ve kavramsal derinliğiyle inceleyeceğiz. İlgili Ayetler “ Sen onların içinde bulunup da onlara salâtı ikame ettiğinde, içlerinden bir grup seninle birlikte salât için dursun, silahlarını da yanlarına alsınlar. Onlar secde ettiklerinde, diğer grup arkanızda bulunsun. Sonra henüz salâtlarını yerine getirmemiş olan diğer grup gelsin, seninle birlikte salâtlarını kılsınlar. Onlar da tedbirli olsun ve silahlarını yanlarına alsınlar...” ( Nisâ 102) “ Salâtları, özellikle orta salâtı koruyun ve Allah’a huşû ile ...

Müşriklerin “Rüya” İftirası

Resim
Kur’an’da Rüya Gerçeği ve Müşriklerin “Rüya” İftirası 1. Giriş Kur’an’da “rüya” (Arapça: ru’yâ) kavramı, vahiy ile doğrudan bağlantılıdır. Nebimiz İbrahim’in oğlu İsmail’i kurban etmesiyle ilgili gördüğü rüya (Sâffât 102), Nebimiz Yusuf’un çocukken gördüğü ve yıllar sonra gerçekleşen rüya (Yusuf 4, 100), Hz. Peygamber’in Mekke fethi öncesi gördüğü rüya (Fetih 27) bunun örneklerindendir. Bu rüyaların tamamı, ilahi yönlendirme ve hakikatin sembolik dilidir. Ancak müşrikler, Enbiyâ Sûresi 5. ayette vahyi küçümsemek için “rüya” kavramını çarpıtmışlardır: “ Hayır! (Kur’an) karmakarışık rüyalardır; hayır, onu kendisi uydurmuştur; hayır, o bir şairdir. Öyle değilse, bize öncekilere gönderilenin benzeri bir mucize getirsin!” (Enbiyâ 5) Burada kullanılan kelime “aḥlām” (أَحْلَام) olup, ru’yâdan farklıdır. Ahlâm; dağınık, karışık, bilinçaltının ürünü hayaller demektir. Yani müşrikler, vahyi küçültmek için: “ Bu sözler, karmakarışık hayallerden ibarettir ” diyorlardı. 2. Kur’an’da Rüya ve Hakika...

İnsanın Varoluşsal Fakirliği

Resim
  İnsanın Varoluşsal Fakirliği 1. Giriş İnsanlık tarihi boyunca birey, kendi varlığını anlama ve anlamlandırma çabası içinde olmuştur. Felsefeden dine, şiirden bilime kadar her alanda şu soru temeldir: İnsan kimdir ve neye muhtaçtır? Kur’an, bu soruya köklü bir yanıt sunar: “Ey insanlar! Siz Allah’a fakirsiniz; Allah ise Ğanî’dir (ihtiyaçsız, zengin) ve Hamîd’dir (övgüye layık).” (Fâtır 15). Bu ayet, insanın varoluşsal fakirliğini ve Allah karşısındaki mutlak ihtiyaç hâlini ifade eder. 2. Fakirlik Kavramının Anlam Alanı “Fakir” kelimesi Arapça “f-q-r” kökünden gelir. Aslı, “omurga kemiği, belkemiği” anlamındadır. Bu kökten türeyen fakir, “dayanağı kırılmış, kendi başına duramayan” demektir. Dolayısıyla fakirlik sadece maddi yoksulluk değil, varlığın özünde muhtaçlıktır. İnsan nefes almakta muhtaçtır. İnsan beslenmekte, korunmakta muhtaçtır. İnsan bilgi ve anlam arayışında muhtaçtır. Bu ihtiyaçların kaynağı, bütünüyle Allah’ın lütfudur. 3. Kur’an’da Fakirlik ve İhtiyaç Kur’an’da fak...

Allah’ın İnsanı Denemeye İhtiyacı Var mı?

Resim
Allah’ın İnsanı Denemeye İhtiyacı Var mı? 1. Giriş Kur’an’da sıkça tekrarlanan ifadelerden biri, Allah’ın insanı “imtihan etmesi” ya da **“denemesi”**dir. Nitekim Mülk 67/2’de şöyle buyrulur: “O, hanginizin amel bakımından daha güzel olduğunu denemek için ölümü ve hayatı yaratandır.” Bu tür ayetler yüzeysel olarak değerlendirildiğinde, Allah’ın bilgi edinmek için insanı sınadığı zannı doğabilir. Ancak Allah’ın mutlak ilim sahibi olduğu dikkate alındığında şu soru gündeme gelir: Allah’ın, kullarını denemeye ihtiyacı var mıdır? 2. Allah’ın İlim ve Kudreti Kur’an’a göre Allah’ın ilmi sınırsızdır: “Gaybın anahtarları O’nun yanındadır; onları O’ndan başkası bilmez.” (En‘âm 6/59) “Onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir.” (Bakara 2/255) Dolayısıyla Allah’ın, kullarının gelecekte ne yapacağını bilmediğini düşünmek mümkün değildir. Bu sebeple “imtihan”ı, Allah’ın bilgi edinme ihtiyacı olarak yorumlamak yanlış olur. 3. İmtihanın Anlamı Kur’an’da imtihanın amacı...