Bu Blogda Ara

3 Mayıs 2025 Cumartesi

SALAT 4 (ikame etmek) 🧲

🧲 SALAT 4 (ikame etmek)


Vahiy (Risalet ve özelde el-Kur’an) Manasındaki Kullanılan Ayetler:


UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Önceki bölüm ile paralel olan bu kullanım, insanın ve toplumun hayat nizamını belirleyecek inançlar, nusuklar, ahlaki, ekonomik, hukuki kurallar ve davranışlar bütününü belirlemek amacıyla Nebilere inzal edilen Vahyin bir sıfatı olarak kullanılmıştır. İnsan, Nebilerden (haber getirenler) işittiği zaman, vahyin çelişkisiz olduğunu, hayatla, evrenle ve aklı, fıtratı ve vicdanıyla tam bir uyum gösterdiğini görüp anlayarak ona iman eder. İman ettiği andan itibaren, bu vahiy için yapması gereken iki temel görevi vardır. O vahyi güzelce ve tam öğrenmeli, hayatının her anını ve her davranışını o vahye uygun hale getirmelidir.


Arapça’da İQAME sözcüğü “Bir şeyin hakkını vererek yapmak, tam ve sürekli yerine getirmek” (İqametü eş-şey’in) ve “Bir şeyi ayağa kaldırmak, hakim kılmak, canlı tutmak” anlamlarında da kullanılmaktadır. İşte İslam Vahyi’ni tüm hayatına hakim kılmak, yani tüm inanç ve davranışlarında hayatının her anında, her bulunduğu yerde ve her yaptığı işte pratik olarak uygulamak, yerine getirmek İQAME Es-Salât tamlamasıyla ifade edilen bir kalıp kullanımdır.


Kur’an’da aynı kullanımın diğer örnekleri şunlardır:


EQIMU EŞ-ŞEHADET (Şahitliği İKAME etmek)


EQIMU EL-VEZN (Teraziyi İKAME etmek)


EQIMU VECH (Benliğini İKAME etmek)


EQIMU ALA USULİHİ (Ağacı kökleri üzerine İKAME etmek)


EQIMU CİDAR (Duvarı İKAME etmek)


EQIMU ET-TEVRAT VE EL-İNCİL (Tevrat ve İncili İKAME etmek)


**EQIMU HUDUDULLAH (Allah’ın sınırlarını İKAME etmek)


**EQIMU ED-DİN (İslâm Dinini İQAME etmek)



Özellikle son üç kullanım, çalışmamızın bu bölümünde işlediğimiz anlamı net bir şekilde ortaya koymaktadır. Tevrat’ı, İncili, Allah’ın Sınırlarını ve Ed-Din’i İqame Etmek ile Salât’ı/Vahyi İqame Etmek birebir aynı manadadır. Yani, İslam’ın tüm emirlerini, hükümlerini, nizamını hayata hakim kılmak, yani pratik hayatta birebir uygulamak, yaşamak ve bunda sürekli olmak.


İşte o vahyi bu şekilde hayatına iqame ederse insan, şirk-kötülük-günah-zulüm-fuhşiyyat işlerden benliğini alıkoyar, tersinden hanif-iyi-adil-merhametli-paylaşımcı-dosdoğru bir insan olur. Kur’an bu durumu da atü ez-zekât kalıp cümlesi ile ifade etmiştir. (Bkn. Kur’an’da ZEKÂT Kavramı).


İslâm’ın hayat nizamı hakkında Kur’an vahyinde detaylı olarak anlatılan onlarca kural, kaide, hüküm ve burada bahsedilmeyen diğer iyi-kötü, adil-zalim işlerin her konu geldiğinde (bunları pratik hayatta uygulanması ile kurtuluşa ulaşılacağı anlamının verildiği tüm ayetlerde hepsinin tek tek yeniden sayılmaması) için tüm bu manayı toptan ifade edecek kalıp cümle olarak Kur’an İQAME Es-Salât tabirini kullanmıştır.


Bu manadaki kullanımda bu sözü işittiğimiz anda anlayacağımız şey, Kur’an vahyi ile vaaz edilen tüm ahkamın hayata uygulanması olmalıdır. Aynı manayı ifade eden ve Bakara Suresi 277. ayette net bir biçimde birbirinin aynısı olduğu gösterilen diğer tabir de: Amenû ve Amilû Es-Salihâti kalıp cümlesidir. Vahye iman etmek ve onun tamamını pratik olarak amel etmek demektir ve İqame es-Salât ile birebir aynı anlamdadır.


Bu vahyi müminlerine tam ve düzenli olarak öğretecek Nebinin bu görevi ve yaptığı çalışma için de Kur’an aynı İqame Es-Salât tabirini kullanmıştır. Çalışmamızın devamında bu anlamdaki kullanım incelenecektir.


Risalet ile gelen vahiy ve o vahyin tamamının sürekli hayata uygulanması manasındaki kullanımda iki şekil görünmektedir:


a) ES-SALÂT şeklinde kullanılanlar

b) İQAME ES-SALÂT ve ATÜ EZ-ZEKÂT kalıp cümlesi şeklinde kullanılanlar.


Aşağıda bu iki formda kullanılan ayetler çıkarılmıştır:


a) Es-Salât formundaki ayetler:


Onlar ki vahyin söylediği Ahirete/Yeniden Dirilmeye (el-Gayb) iman ederler, yani o-vahyi hayatlarına hakim kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. BAKARA 3


Bir de: “o-vahyi hayatınıza hakim kılın ve O’na karşı takvalı olun diye de emrolunduk. Huzuruna (götürülüp) toplanacağınız O’dur, Allah’dır.” EN’ÂM 72


O-vahye (uygun yaşamaya) direnerek/dayanıklıkla/sabırla yardım dileyin. Bu, (dinine imtihanına ahirete) içten titreyerek önem verenler dışındakiler için çok ağır gelir. BAKARA 45


Ey iman edenler, o-vahye (uygun yaşamaya) direnerek/dayanıklıkla/sabırla yardım dileyin. Şüphesiz ki Allah direnenlerle/dayananlarla/sabredenlerle beraberdir. BAKARA 153


Onlar ki; o-vahye sımsıkı sarılırlar, yani o-vahyi hayatlarına hakim kılarlar, şüphesiz biz salih olanların ecrini kaybetmeyiz. A’RAF 170


Ey iman edenler, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi, küçümseyerek alaya alanları ve kafirleri dostlar edinmeyin. Ve eğer inanıyorsanız, Allah’a karşı takvalı olun. MÂİDE 57


Onlar, siz o-vahye (imân) çağırdığınızda onu (vahyi) küçümseyerek alaya alırlar. Bu, gerçekten onların akıl erdirmeyen bir topluluk olmalarındandır. MÂİDE 58


De ki: “Ey Kitap Ehli, yalnızca Allah’a, bize indirilene ve önceden indirilene iman etmemiz nedeniyle mi bizden hoşlanmıyorsunuz?” Ve gerçek şu ki; çoğunuz sapmışsınız. MÂİDE 59



---


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder