Kur’an’da geçen “Allaha daha çok yaklaştırsınlar diye” ifadesi özellikle Zümer Suresi 3. ayetteki bir pasajla ilişkilidir. Bu ayeti orijinal Arapça metniyle ve ardından kelime kelime analizle ele alalım:
UYARI / HATIRLATMA
Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.
Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.
Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.
Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.
Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz
Yazımıza devam edelim.
Zümer 39:3
"اَلَا لِلّٰهِ الدّٖينُ الْخَالِصُؕ وَالَّذٖينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِهٖ اَوْلِيَٓاءَ مَا نَعْبُدُهُمْ اِلَّا لِيُقَرِّبُونَٓا اِلَى اللّٰهِ زُلْفٰىؕ"
Meali
“İyi bilin ki, halis (katıksız) din yalnız Allah’ındır. O’ndan başka veliler edinenler ‘Biz onlara, sadece bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz’ (diyorlar)...”
---
Kelime Analizi (Ayetin ilgili kısmı):
مَا نَعْبُدُهُمْ
mâ naʿbuduhum
mâ: Olumsuzluk edatı — “Biz ... etmiyoruz”
naʿbudu: “İbadet ediyoruz / kulluk ediyoruz” — fiil; kök: ʿa-b-d (ع-ب-د)
hum: Onlar — zamir
Anlam: “Biz onlara ibadet etmiyoruz (demiyorlar ki)...”
إِلَّا لِيُقَرِّبُونَا
illâ liyuqarribûnâ
illâ: Ancak, sadece
li: için
yuqarribûna: “bizi yaklaştırsınlar” — fiil; kök: q-r-b (ق-ر-ب)
qaruba: yaklaşmak
qarraba: yaklaştırmak (mücadele eden bir fiil formu)
nâ: bizi — zamir
Anlam: “Sadece bizi yaklaştırsınlar diye...”
إِلَى اللَّهِ زُلْفَى
ilā-llāhi zulfā
ilā: -e, -a (yönelme edatı)
Allāhi: Allah’a
zulfā: yakınlık, yakın bir makam (kök: z-l-f / ز-ل-ف)
Bu kelime hem maddi hem de manevi yakınlık anlamı taşır.
Kur'an’da genelde Allah’a yakınlık, makbuliyet anlamında geçer.
---
Cümle anlamı:
“Biz onlara sadece bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.”
Bu ifade, müşriklerin (Allah’tan başkasına ibadet edenlerin) zihinsel savunusunu yansıtır. Onlar aslında o ilahları, velileri veya sembolleri Allah’a doğrudan ulaşamayacakları varsayımıyla aracı olarak konumlandırmışlardır.
---
Kavramların Derin Anlamları:
ʿibāda (عبادة): İbadet/kulluk demektir ama Kur’an’da sadece ritüel anlamda değil, bir bağlılık, yöneliş ve hayat tarzı anlamına da gelir.
qurb / qarīb / yuqarribūnâ (قرب): Yakınlık — bu, Allah’a olan ontolojik ve bilinçsel yakınlık anlamındadır; yani bir kulluk bilinciyle yakınlık.
zulfā (زلفى): Bu kelime, yüksek yakınlık, makbuliyet, hatta bir tür seçkinlik makamı anlamına gelir. (bkz. Meryem 87, Sâd 25)
---
Kur’an Çerçevesinde Değerlendirme:
Kur’an’da bu tür aracılık düşüncesi, yani Allah’a ulaşmak için başka varlıkları yaklaştırıcı unsur sayma anlayışı kesin şekilde reddedilir:
İsrâ 56–57: Onların (çağırdıkları kimselerin) kendileri Allah’a yakın olmak için yarıştıkları ve O’nun rahmetini umdukları belirtilir.
Yûnus 18: “Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir” diyenlere cevap verilir.
---
Sonuç:
“Allaha daha çok yaklaştırsınlar diye...” şeklindeki ifade, Kur’an’da şirk savunusunun bir argümanı olarak geçer. Allah’tan başka varlıklara yönelmenin gerekçesi, kulluklarını Allah’a yaklaştırıcı birer vesile olarak görmeleridir. Ancak Kur’an bu düşünceyi, tevhid anlayışına aykırı ve dinî yozlaşmanın temeli olarak eleştirir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder