Bu Blogda Ara

29 Mayıs 2025 Perşembe

Eyyûb Nebî Kıssası: Sabır, İmtihan ve İnsanın Direnci Üzerine Bir Tefekkür


1. Giriş

Kur’an kıssaları, hakikatin sembollerle anlatıldığı, insanın içsel yolculuğuna dair işaretlerle doludur. Bu kıssalardan biri de Eyyûb Nebî'nin kıssasıdır. Sadece hastalıkla değil, mal, evlat ve eşle sınanmış bir insanın, derin bir sabır ve tevekkülle Rabbine yönelişi anlatılır. Bu kıssa; musibetin mahiyetine, sabrın anlamına ve insanın sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğine dair derin bir tefekkür alanı sunar. Eyyûb ismi Arapça'da "çokça dönüş yapan, tekrar tekrar Rabbine yönelen" anlamına gelir ki bu, kıssanın ruhunu özetler niteliktedir.


















UYARI / HATIRLATMA

Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz
Yazımıza devam edelim.

2. Kur’an’da Eyyûb Kıssası Geçen Ayetler

Kur’an’da Eyyûb kıssasına iki yerde yer verilir:

a. Enbiyâ 21:83-84: "Eyyûb da, 'Başım derde girdi, Sen merhametlilerin en merhametlisisin!' diye Rabbine niyaz etmişti. Biz de duasını kabul ettik, kendisindeki sıkıntıyı giderdik; ona hem ailesini verdik hem de bir mislini katımızdan, bir rahmet ve ibadet edenler için bir hatıra olarak."

b. Sâd 38:41-44: "Kulumuz Eyyûb’u da an. Hani Rabbine, 'Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu' demişti. Ayağını yere vur: Yıkanacak ve içilecek soğuk bir su! Ona hem ailesini hem de bir o kadarını bağışladık, katımızdan bir rahmet ve temiz akıl sahiplerine bir hatıra olarak. (Ona dedik ki:) Eline bir demet sap al, onunla vur, yeminini bozma. Biz onu sabırlı bulduk. O ne güzel kuldu! Daima Allah’a yönelirdi."

Bu ayetlerde dikkat çeken bazı semboller vardır:

  • Şeytan: Eyyûb’a eziyet vereni doğrudan şeytanla ilişkilendirmesi, burada şeytanın maddî değil vesveseye, zayıflığa ve içsel kırılmalara işaret eden bir unsur olduğunu düşündürür.

  • Ayağını yere vur: Bu, hem fiziksel bir tedavi hem de iç kaynakla iyileşme anlamına gelir. İnsanın iyileşme sürecinin içten başladığını ima eder.

  • Elindeki demet: Eyyûb’un öfke anında ettiği bir yemini yerine getirirken bile adaleti ve merhameti gözetmesini simgeler.

3. Kıssanın Ana Temaları

a. İmtihanın Doğası

Eyyûb Nebî’nin imtihanı yalnızca fiziksel hastalıkla sınırlı değildir. Malını kaybeder, evlatlarını yitirir, çevresinden dışlanır. Fakat o, Allah’a karşı serzenişte bulunmaz. Bu, imtihanın gerçek merkezinin maddî kayıplar değil, içsel direnç olduğunu gösterir.

b. Sabır ve Şikâyetsizlik

"Şüphesiz ben zarara uğradım…" ifadesi bir isyan değil, bir teslimiyettir. Eyyûb’un duası, kaderine karşı bir başkaldırı değil, acziyetin itirafı ve rahmete sığınmadır.

c. Şeytanın Rolü

"Şeytan bana yorgunluk ve azap dokundurdu" ifadesi, Eyyûb’un musibetlerini şeytana atfetmesi değil; yaşadığı ruhsal ve fiziksel çöküşün metafizik boyutuna bir işaret olabilir. Şeytan burada, insanın sabrını zorlayan vesveselere işaret eder.

d. Eş Figürü

Kıssada Eyyûb’un eşi hiç terk etmez. Bu, insanın zor zamanlarda yanında duran sadık figürün, rahmetin bir yansıması olduğunu gösterir.

e. Yemin ve Sopa

Eyyûb’un öfkeyle ettiği yemin ve bu yemini yerine getirmesi için verilen “bir demet sap” emri, öfkenin akılla kontrolünü, sözün ağırlığını ve sabrın merhametle birleşmesini anlatır.

f. Ayağını Yere Vur

Ayağını yere vurmasıyla çıkan su, hem içilecek hem de yıkanacak niteliktedir. Bu, hem bedenin hem de ruhun temizliği ve şifasıdır. Ayakta olmak, yere basmak, yerle temas, kişinin yeniden hayatla bağlantı kurmasını simgeler.

4. Dua ve Tevekkül

Eyyûb’un duası dikkat çekicidir: Ne doğrudan şifa ister, ne de sitem eder. Sadece durumu ifade eder ve Allah’ın rahmetine sığınır. Bu, tevekkülün zirvesidir: Kendi gücünün yetmediği yerde teslim olmak.

5. Sabır Kavramı ve Eyyûb

Kur’an’da sabır, sadece musibete katlanmak değil, mücadele içinde bir direnç hâlidir. Bakara 155-157 ayetleri bu anlamda Eyyûb kıssasıyla paralellik gösterir. Sabır, içsel bir denge ve teslimiyet hâlidir. Eyyûb’un sabrı, dilsiz bir bekleyiş değil, bilinçli bir yöneliştir.

6. Sonuç: Eyyûbî Duruş ve Günümüz

Eyyûb kıssası, modern insanın içsel dağınıklıklarına, çaresizliklerine, yalnızlık ve hastalıklarına ayna tutar. Günümüz insanı da Eyyûb gibi imtihanlardan geçer: maddî kayıplar, sağlık sorunları, yalnızlık, anlam kaybı… Bu bağlamda Eyyûbî duruş, sabrı yeniden tanımlamamıza yardımcı olur: Sessiz, fakat derin bir tevekkül; içsel, ama bilinçli bir direniş. Eyyûb, insanın en derin acılarına rağmen Rabbine yönelişinin adıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder