🦓 KİTAP YÜKLÜ EŞEK BENZETMESİ
---
KİTAP YÜKLÜ EŞEK BENZETMESİ: KUR’ÂN’DA BİLGİNİN YÜK OLMASI ÜZERİNE BİR TAHLİL
Giriş
Kur’ân’da mecaz ve temsiller, hakikatin zihinsel kavranışını kolaylaştıran önemli anlatım araçlarındandır. Cuma Suresi’nin beşinci ayetinde yer alan “kitap yüklü eşek” benzetmesi, yalnızca hafızada yer etmeyi amaçlayan bir ifade değil; bilginin anlamdan, amelden ve idrakten koparılmasını derinlikli biçimde eleştiren çarpıcı bir temsildir. Bu makalede, ilgili ayet bağlamında bu benzetmenin semantik ve sosyo-dini boyutları incelenecektir.
---
1. Ayetin Metni ve Anlamı
> "Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu taşımayanların durumu, kitaplar taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah’ın ayetlerini yalanlayan kavmin durumu ne kötüdür! Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez."
(el-Cumʿa, 62/5)
Ayette geçen "hamelu’t-Tevrât" ifadesi, sadece fiziksel bir taşıma değil, bilgiye muhatap olma ve onu temsil etme yükümlülüğünü belirtir. Ancak bu yükümlülüğün gereği olan idrak, sorumluluk ve ahlâki/pratik dönüşüm gerçekleşmeyince, bilginin yükü sadece maddi bir yüke dönüşür. Bu da eşek metaforuyla ifade edilir.
---
2. Metaforun Derin Anlamı
Eşek, Arap edebiyatında çoğu zaman güç, yük taşıma ve zekâsızlık gibi anlam çağrışımlarına sahiptir. Ancak burada aşağılayıcı bir hayvan mecazından çok, bilgiyle anlam ilişkisinin kopukluğuna dikkat çekilmektedir. Kitap yüklü eşek:
Bilgiyi taşıyan ama anlamayan
Verili kutsal metne sahip olup onu işlevsiz kılan
Yükü taşır ama onu içselleştirmez, dönüştürmez
Bu benzetme, bilginin araçsallaştırılması, hafızaya alınması ama hayata taşınmaması hâlini hedef alır. Bilgiyle dönüşmeyen insan, salt taşıyıcıya indirgenmiş olur.
---
3. Tarihsel Bağlam: İsrailoğulları Üzerine Bir Eleştiri
Ayet, doğrudan İsrailoğullarına hitap eden bir eleştiridir. Kendilerine Tevrat verilmiş, ancak bu ilahî mesajı anlam, sorumluluk ve adalet temelinde değil; şekil, ritüel ve taklit düzleminde taşımışlardır. Bu eleştiri, dolaylı olarak sonraki ümmetler (özellikle İslâm ümmeti) için de bir uyarıdır. Zira vahiy her çağda "yük" değil, "hidayet" olarak ele alınmak durumundadır.
---
4. Bilgi – Sorumluluk – Dönüşüm İlişkisi
Kur’ân'da bilgi hiçbir zaman başlı başına değerli değildir; onu değerli kılan, kişinin o bilgiyle nasıl bir ahlâkî ve eylemsel duruş geliştirdiğidir. Nitekim başka ayetlerde de benzer vurgular vardır:
"Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer, 9)
"En kötü canlılar, düşünmeyen sağırlar ve dilsizlerdir." (Enfâl, 22)
"Ayetlerimizi yalanlayanlar, sağır ve dilsizlerdir..." (Hûd, 20)
Bilginin, kişiyi tefekküre, adalete, salâha (ıslah edici etkinliğe) yönlendirmemesi hâlinde, bilginin kendisi yıkıcı bir yük olur.
---
5. Güncel Bağlam: Modern Zihin ve Bilgi Yığını
Bugünün insanı da tıpkı ayetteki benzetmedeki gibi, bilgiye erişimi olan ama onu yaşamına, bilincine, toplumsal ahlâka aktaramayan bir varlık hâline gelebilir. Dijital çağın “bilgi taşıyıcılığı”, anlam üretmeyen, hatta manipülatif bilgi kullanımı ile eşek mecazının modern izdüşümlerine dönüşebilir.
---
Sonuç
Cuma Suresi 5. ayetteki “kitap yüklü eşek” mecazı, kutsal bilginin amelsiz, idraksiz ve şekilci taşınmasına yönelik sarsıcı bir eleştiridir. Bu eleştiri, yalnızca İsrailoğulları’na değil, vahye muhatap olan her topluluğa yöneliktir. Bilgi, anlamla, eylemle, dönüşümle ve sorumlulukla birleşmediği sürece, en büyük ilahî emanetler bile sahibine yükten başka bir şey kazandırmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder