Kendini Seçilmiş Zannetme

 

🕋 “Kendini Seçilmiş Zannetme”

Tanrı Adına Konuşanların Kurduğu Korku İmparatorluğu

İnsanın en kadim yanılsamalarından biri, “Tanrı adına konuşma” yetkisini kendinde görmesidir. Tarih boyunca bu iddia, ilahi mesajı tekel altına almanın en etkili aracı olmuştur. Kur’an ise bu tür otoriteleri defalarca uyarır: “Onlar Allah hakkında bilmedikleri şeyleri söylerler.” (A’râf 7:33)

🔥 “Korku Dini”nin İcadı

Kur’an’ın rahmet merkezli mesajı, zamanla bir korku mekanizmasına dönüştürüldü. Bu dönüşümün mimarları, kendilerini “Tanrı’nın sözcüsü” ilan eden din baronları oldu. Onlar, halkın vicdanına korku pompalayarak otoritelerini pekiştirdiler.

Oysa Allah, Kur’an’da “Ben kullarım için zulüm istemem” (Kâf 50:29) derken; bu otoriteler, Tanrı’yı bir tehdit aracına dönüştürdü.

⚖️ Seçilmişlik Vehmi

Her dönemde bir zümre, kendini “hidayet ehli” ilan etmiş, geri kalanları ise “sapmış” olarak damgalamıştır.

Bu anlayış, Kur’an’ın en çok reddettiği tutumlardan biridir:

“Her ümmet kendi yanındakine sevinir.” (Mü’minûn 23:53)

“Onlar: ‘Cennet’e ancak biz gireceğiz’ dediler. Bu onların kuruntusudur.” (Bakara 2:111)

Seçilmişlik duygusu, imanla değil benlikle ilgilidir. Çünkü inanan kişi bilir ki, “Allah katında en üstün olan, en takvalı olandır.” (Hucurât 49:13)

Takva, sınıf, unvan ya da kurumla değil; vicdan, doğruluk ve adaletle ilgilidir.

🕳️ Dini Tekelleştirme: İlahi Otoriteyi Gasp

Kur’an’a göre, Allah kimseye “dini yönetme” yetkisi vermez. Peygamber bile bu sınırı aşamaz:

“Sen onların üzerinde bir zorba değilsin.” (Gâşiye 88:22)

“Sen sadece bir uyarıcısın.” (Fatır 35:23)

Buna rağmen din baronları, korkuyu ve cehennem anlatılarını tekeli altına alarak inanç piyasası kurmuşlardır.

Bu piyasada “kurtuluş reçetesi” satılır, vicdan yerine korku pompalanır. Böylece Tanrı’nın adıyla iktidar, servet ve itaat üretilir.

💬 Gerçek Dindarlık: Korkudan Değil, Bilinçten Doğan

Kur’an’ın inşa ettiği dindarlık, korkunun değil bilincin ürünüdür.

“Allah’tan ancak bilgin olanlar korkar.” (Fâtır 35:28)

Bu korku, baskının değil; saygının, derin farkındalığın korkusudur.

Din, insanı pasif bir kul değil, bilinçli bir şahsiyet yapar.

🌱 Sonuç: Korku İmparatorluğundan Özgür İnanca

Tanrı adına konuşanların hüküm sürdüğü yerde, Tanrı’nın sesi kısılır.

Kur’an, insanı aracıların esaretinden kurtarmak için gönderilmiştir:

“Biz bu Kur’an’da insanlara her türlü örneği verdik ki, düşünüp öğüt alsınlar.” (Zümer 39:27)

Gerçek iman, Tanrı’yı aracı olmadan duymaktır.

Gerçek teslimiyet, bir grubun değil, hakikatin önünde eğilmektir.