Söz ile Fiil Arasındaki Uçurum

 



​Söz ile Fiil Arasındaki Uçurum: Saff Suresi 2. Ayet Üzerinden Dini Tutarlılık Eleştirisi

​"Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?" (Saff, 61/2)

Söylem Çağında Sözün Yükü

​Bugünün insanı, tarihte hiç olmadığı kadar çok konuşan, ama bir o kadar da az yaşayan bir varlığa dönüştü. İnanç da bu gürültülü çağda bir söylem alanı hâline geldi; iman, hayatı inşa eden bir duruş olmaktan çıkıp, sözde bir kimlik beyanına indirgendi.

​Kur’an’ın Saff Suresi’nde sorduğu o sarsıcı soru, bu çağın tam kalbine dokunur: “Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?”

​Bu sadece bir ahlak uyarısı değil, imanın özüyle ilgili, çetin bir tutarlılık sorgulamasıdır.

​1. Evrenin Tutarlılığı ve İnsanın Çelişkisi

​Saff Suresi, “Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ı tesbih eder” ayetiyle başlar. Bu, evrenin bütün varlıklarının, sözsüz bir itaat ve tutarlılık içinde, yaratılış gayesine uygun yaşadığını ifade eder.

​Bu evrensel uyumun ortasında, insanın kendi sözüyle fiilini ayırması, düzenin içindeki en büyük tutarsızlık sesidir. Evren “tesbih” (sözsüz itaat) ederken, insan “tevil” (laf kalabalığı) eder. Gökler işini yapar; insan, yapmayacağını söyler.

​İşte bu yüzden Kur’an, insanın içsel düzenini evrensel ahenkle yeniden hizalamaya çağırır.


​2. Sözün İhaneti: Riyakârlığın Kur’ânî Tanımı

​Söz, sorumluluk doğurur. Kur’an’a göre kavl (söz), bir irade beyanıdır; amel (eylem) ise o iradenin doğruluğunu ispat eder. Bu nedenle “yapmayacağınız şeyi söylemek” yalnızca bir yalan değil, ilahi düzene ihanet sayılır.

​Bu durum, özellikle dini iddia ve söylemler söz konusu olduğunda bir karaktere dönüşür:

  • ​“Biz Allah’ın dinine hizmet ediyoruz” diyenlerin, o dine değil, kendi çıkarına hizmet etmesi.
  • ​“Biz adalet isteriz” diyenlerin, en küçük menfaatte adaleti terk etmesi.
  • ​“Biz tevhitçiyiz” diyenlerin, otoriteyi Allah’tan alıp kendi grubuna vermesi.

​Bu tutarsızlık, Saff Suresi’nin hemen ardından gelen 3. ayette en şiddetli şekilde kınanır: “Allah katında, yapmayacağınız şeyi söylemeniz kadar buğzedilen bir şey yoktur.” Bu, riyakârlığın ve nifakın Kur’ânî tanımıdır.


​3. Saf Sembolü: Söz ve Fiilin Kenetlenmesi

​Surenin 4. ayeti, söz-fiil tutarlılığının idealini ve mükemmel formunu çizer: “Allah, kendi yolunda sanki birbirine kenetlenmiş bir duvar gibi saf bağlayanları sever.”

​Bu ayet, inananların içsel tutarlılığını toplumsal bir bütünlük metaforuyla anlatır. Bir duvarın taşları arasında boşluk olmaz; aynı şekilde bir müminin sözüyle eylemi arasında da boşluk olmamalıdır. Tutarlılık, hem bireysel karakterin hem de toplumsal “saf” olmanın zorunlu koşuludur.


​4. Dinin Zor Tarafı: Kelimeleri Yaşamak

​Kur’an’a göre din, kolaylaştırılmıştır; fakat bu kolaylık, dilde değil, özdedir. Zor olan, iddialı kelimeleri söylemek değil, yaşamda o kelimeleri hak etmektir. Bu nedenle Kur’an, dildeki ham imanı değil, hayattaki olgun imanı ölçer.

​Bugün birçok dindar, “nasihatte” güçlü, “ahlakta” zayıf; “konuşmada” iddialı, “eylemde” tutarsızdır. İman, artık bir etiket hâline gelmiştir. Fakat Saff Suresi’nin sorusu, bu etiket dindarlığını her çağda yüzüne vurmaya devam eder:

“Ey iman edenler, neden yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz?”


​5. Sonuç: Tutarlılık, Tevhidin Ahlakıdır

​Saff Suresi’nin bu ayeti, yalnızca bireysel bir ahlak çağrısı değil, tevhidin ahlaki yansımasıdır.

​Zira tevhid, insanın sözüyle fiili arasında Allah’tan başka bir çelişkiye izin vermemesi demektir. Şirk ise sözle fiil arasına başka çıkarları, dünyevi arzuları veya grup taassubunu sokarak o bütünlüğü bozmaktır.

​Gerçek mümin, sözüyle fiilini aynı çizgiye koyabilendir. Çünkü hakikat, yalnızca kelimelerde değil, yaşanıp eyleme döküldüğünde anlam ve kuvvet kazanır.

​Son Söz:

​“Evren Allah’ı tesbih ederken kendi düzenini yaşar. İnsan ise kelimeleriyle Allah’ı över, ama tutarsız hayatıyla O’nun emirlerini inkâr eder. Oysa hakiki iman, dilde değil, davranışta görünür.”

Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣