Bu Blogda Ara

2 Mayıs 2025 Cuma

NEDİR BU BAKARA ? 🐂

🐂 NEDİR BU BAKARA ?

1.  "Bakara" Sözcüğünün Etimolojisi ve Anlam Alanı


Bakara suresine adını veren "bakara" (بقرة) kelimesi, "yarmak, fethetmek ve genişletmek" anlamlarına gelen ب ق ر [b-q-r] kökünden gelir. "Bakara" cins isim olup evcil ve vahşi, erkek ve dişi tüm büyükbaş hayvanları kapsar; biz buna genel olarak "sığır" diyoruz. Sığıra bu ad, genellikle toprağı sürerek yeri yarıp altüst etmesi ve sahiplerini zenginleştirerek refaha kavuşturması nedeniyle verilmiştir. Bu anlamıyla bakara kelimesi "ıyal" (aile ve servet) anlamlarını da içinde barındırır.


UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.
Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz
Yazımıza devam edelim.

Yusuf suresinde Yusuf peygamberin rüyasında geçen yedi semiz sığır, bolluk ve ferah anlamına gelir (Yusuf, 12/43-46). Bu bağlamda "bakara" aynı zamanda zenginlik, iktidar ve bolluğun sembolüdür.


2. Bakara Kıssasında Totemizm Eleştirisi


Bakara suresindeki sığır kesme emri, zahirde bir hayvanın kurban edilmesi gibi görünse de, ayetin bağlamı ve sembolik dili dikkate alındığında, İsrailoğulları'nın Firavun dönemi Mısır kültüründen miras kalan buzağı/boğa (bakara) totemine yönelik bir eleştiridir. Buzağı, o dönemde güç, kudret, iktidar ve servetin simgesiydi. Modern çağda borsanın sembolü olan "boğa" figürü de bu tarihsel arka planla paralellik arz eder.


Kur'an'da geçen "sığır kesme" emri, bu bağlamda İsrailoğulları'nın kalplerine işlemiş olan mal-mülk, altın ve güç tutkularını kesmeleri, yani buzağı/boğa toteminden kopmaları çağrısıdır. Tıpkı Hz. İsa'nın dediği gibi: "Hem Allah'a hem para'ya kulluk edemezsiniz. Birini kabul ediyorsanız diğerini kesmeniz gerekir."


3. Müteşâbih Bir Anlatı Olarak Sığır Kıssası


Musa, kavmine "Allah size bir sığır kesmenizi emrediyor" dediğinde, bu emir onlara muğlak (müteşâbih) gelmiştir. "Sığır" kelimesinin nekre (belirsiz) oluşu, onun sıradan bir sığır olmadığını gösterir. Bu nedenle kavim, işin ciddiyetini kavrayamaz ve Musa’ya alaycı bir tepki verir.


Ancak ayette geçen nitelikler – yaşlı ve körpe olmayan, dinç, rengi bakanlara sürur veren sapsarı, çift koşulmamış, ekin sulamamış, salma gezen, alacası olmayan – dikkatle incelendiğinde, bu özelliklerin hiçbir gerçek sığıra tam olarak uymadığı görülür. Bu sıfatlar, mecazî anlamda "altın"ı tarif eder. Öyleyse kıssa, literal bir sığır kesiminden değil, altına tapma sembolizmini kırma çağrısından ibarettir. A'râf ve Tâhâ surelerinde geçen "altından buzağı" da bu anlatıyı destekler.


4. Musa’nın Mısır’dan Çıkışı ve "Darb" Sözcüğünün Te’vîli


Bakara 72-73. ayetlerde geçen "bir nefsi öldürme" meselesi klasik anlayışta literal bir cinayet olayı olarak algılanmışsa da, pasajın bağlamı ve Kur’an’daki diğer paralel anlatılar dikkate alındığında burada Musa’nın Mısır’da yanlışlıkla bir kişiyi öldürmesi ve sonrasında Mısır’dan ayrılmasının (hicret) kastedildiği görülür.


Bu noktada "ba‘z" (بعض) kelimesi hem "bir parça" anlamında isim hem de "eziyet etmek" anlamındaki fiilin mastarı olabilir. "Darb" (ضرب) kelimesi de Kur’an’da yüzlerce anlamda kullanılır: yolculuk, örnek vermek, dövmek, iz bırakmak gibi. Bu sebeple "darb" sözcüğünün geçtiği ayette "vurmak" değil, "yola çıkmak, hicret etmek" anlamı tercih edilmelidir.


Nitekim, Kasas suresi 15-21 ve Tâhâ suresi 40. ayetlerde Musa’nın bir kişiyi öldürüp sonrasında şehirden ayrılması, bir tür hicret yaşaması anlatılır. Bu olayın Bakara suresindeki atfı, "sosyal ölülerin diriltilmesi" anlamında mecazîdir. Allah’ın "ölüleri böyle diriltmesi" vahiy aracılığıyla toplumun yeniden canlanması, karanlıktan aydınlığa çıkarılmasıdır.


5. Sonuç ve Değerlendirme


Bakara suresindeki sığır kıssası, klasik anlayışta literal bir ibadet emri gibi yorumlansa da, kıssanın müteşâbih doğası, metaforik dili ve Kur’an’daki diğer anlatılarla ilişkisi dikkate alındığında bu kıssa; servet, mal, güç tutkusu gibi dünyevî arzulara yönelmiş bir toplumun, bu tutkularını keserek Allah’a yönelmesi gerektiği mesajını taşır. Altın buzağıya tapmak, sadece geçmiş bir sapkınlık değil, her çağda insanın içine düşebileceği bir şirk biçimidir.


Bu anlatı, Kur’an’ın derin sembolik diliyle, sosyal ve ahlaki dönüşümün ipuçlarını veren bir öğüttür. Elçilerin görevi, yalnızca ahlaki değil, ekonomik ve sosyolojik bir inkılap başlatmaktır. Musa’ya ve ona inananlara verilen görev de budur. "Sığır kesmek", yüreklerdeki altın buzağıyı kesmektir.


En doğrusunu Allah bilir.


---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder