UYARI / HATIRLATMA
Sûre: Tekâsür (102)
1. Elhâkumut-tekâsür
"Çokluk yarışı sizi oyaladı."
Bu sadece mal-mülk değil. 'Çokluk' her şey olabilir:
-
Bilgi çokluğu (kitap koleksiyonu, akademik unvanlar),
-
Sosyal medya takipçi sayısı,
-
Çocuk sayısı,
-
Gösterilen başarılar,
-
Hayat deneyimi biriktirme arzusu...
Modern dilde: "Verimlilik takıntısı" bile olabilir.
Yani sadece zenginlik değil; niceliğe odaklanan bir bilinç hâli.
2. Hattâ zurtumul-meḳâbir
"Ta ki kabirleri ziyaret edene kadar (bu hâl sürdü)."
Bu bir ölüm anı değil, ölü bilinçlere ziyaret olabilir.
Kabir = sadece fiziksel mezar değil.
Kur’an’da “ölüler” bazen kalbi mühürlü, hakikati duyamayan insanlardır (bkz. En’âm 122).
Belki de ayet şöyle diyor:
"Senin yarışın seni öyle bir oyalar ki, sonunda 'ölü kalpleri' olanlara benzersin. Onlarla aynı akıbeti paylaşırsın."
Yani mezar: bilinçsiz yaşam.
3-4. Kella sevfe ta‘lemûn * Sümme kella sevfe ta‘lemûn
"Hayır! (Öyle değil). Yakında bileceksiniz. / Evet evet! Çok yakında öğreneceksiniz."
Sanki iki bilinç uyanışı var burada:
-
Ölümle birlikte gelen gerçeklik: Hayatının neye değer olduğunu fark edersin.
-
Daha derin bir içsel fark ediş: Belki de ölümden önce gelen bir "uyanış."
Bu tekrar, derinleşen bir idrak katmanını temsil eder.
5. Kella lev te‘lemûne ‘ilmel-yakîn
"Kesin bir bilgiyle bir bilseydiniz!"
Buradaki "ilimü’l-yakîn" (kesin bilgi), teorik bilgi değil.
Gerçeğin kendisini gözlemeden bir adım önceki idrak.
Bir şeyi okudun, duydun, anladın... ama henüz içselleşmedi.
6. Leteravunnel-cehîm
"Mutlaka cehennemi göreceksiniz."
Buradaki görme fiili, Kur'an’da çok özel.
Burada "bakmak" değil, yaşayarak görmek: tecrübe etmek.
Cehîm = yakıcı olan; sadece ölüm sonrası azap değil.
Vicdan azabı, ruhsal çöküş, değerlerin çürümesi de "cehîm"dir.
7. Sümme leteravunnehâ ‘ayne’l-yakîn
"Sonra onu gözle görür gibi yakîn ile göreceksiniz."
Bak: "ilimü’l-yakîn" → "‘ayne’l-yakîn"
Yani artık hakikati yaşarsın, inkar edemezsin.
Örneğin:
-
Kıymet verdiğin şeylerin boş olduğunu bir felaketle anladığında,
-
Malın seni kurtaramadığında,
-
Sevdiğin insan seni terk ettiğinde...
İşte o an: ‘ayne’l-yakîn.
8. Sümme les’elenne yevme’iżin ‘ani’n-na‘îm
"Sonra, o gün size nimetlerden mutlaka sorulacaktır."
"Nîmet" sadece yediğin içtiğin değil.
Gözlerin, zihnin, kalbin, ilişkilerin, fırsatların.
Belki de soru şu:
"Sana verilen bilinçle ne yaptın? Düşünme yetini neden başkalarına devrettin?"
🌌 Özetle:
Tekâsür Suresi seni dış dünyadaki fazlalıkla değil, içindeki boşlukla yüzleştiriyor.
Bu bir muhasebe sûresidir. Ama dış hesap değil, bilinçsel hesap.
Seni sadece ölümle değil, yaşarken ölmekle tehdit ediyor.
Ve belki de en çarpıcı mesajı şu:
"Gerçek cehennem, hayatının anlamını kaybettiğin andır."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder