🕊️ “Hā” (هـ) – Yokluğun Nefesi, Gizli Olanın Nidası
“Hā Mīm” ifadesi, Kur’an’da yalnızca şu surelerin başında yer alır:
- Gâfir (40)
- Fussilet (41)
- eş-Şûrâ (42) → “Hā Mīm. ʿAyn Sīn Qāf”
- ez-Zuḫruf (43)
- ed-Duḫān (44)
- el-Câsiye (45)
- el-Aḥqāf (46)
Tüm bu sureler “Hā Mīm” grubuna girer ve bu harflerle başlayan tek grup budur.
1. Hā Harfinin Fonetiği: Sessiz Bir Hışırtı
“Hā” harfi fısıltı gibi çıkar, hatta bazen neredeyse duyulmaz. Harfi seslendirmek için boğazın en dip kısmından hafif bir nefes salınır. Bu harf, adeta varlık ile yokluk arasındaki bir geçiş anıdır; sanki nefesin ilk çıkışı yahut son soluğu gibi.
2. Kur’an’daki Hā ile Başlayan Anlamlı Kelimeler
“Hā” ile başlayan ve Kur’an’da önemli anlamlar taşıyan bazı kelimeler şunlardır:
- Hawf (خوف) – Korku
- Hilm (حلم) – Yumuşaklık
- Hudā (هدى) – Hidayet
- Haq (حق) – Hakikat
- Hawā (هوى) – Hevâ (nefsin arzuları)
- Hu / Hū (هو) – O (zamir)
En çarpıcı olanı: “Hu / Hū (هو)” – “O” anlamındaki zamirdir. Yani Allah’ı işaret eden en yalın, en soyut ifadedir.
📌 O hâlde “Hā” harfi:
- Varlığın tarif edilemeyen yönünü,
- Sessizlikte yankılanan bir “O” bilgisini taşır.
Arap Grameri ve "Hu": "Hu" zamirindeki "Hā" harfi, kelimenin temel kök harfi olmaktan ziyade, telaffuzu kolaylaştıran ve zamire kimlik veren bir başlangıç sesidir. Ancak sembolik düzlemde bu fonetik bağlantı, harfin taşıdığı mistik anlamı pekiştirir. Bir "O" zamirinin, duyulur bir başlangıca sahip olmadan ifade edilemeyeceği gibi, mutlak olan da ancak bir tecelli aracılığıyla idrak edilebilir.
3. Hā Mīm Grubu ve “Göğe” Dair Sureler
Hā Mīm ile başlayan surelerin tümü şu temalarda birleşir:
- Vahyin gökten inmesi
- Göklerin ve yerin yaratılması
- Kıyamet ve yeniden diriliş
- İlahi kudretin görünmez tecellileri
Tıpkı “Hā” harfi gibi, bunların teması da: görülemeyen, ama etkisi hissedilen İlahi nefestir. Bu grubun yedi sure oluşu, evrensel sembolizmde önemli bir yer tutar. Yedi kat gök, yedi ayetli Fatiha, yedi nefis mertebesi gibi örnekler, Hā Mīm grubunun bu mistik sayı ile olan bağlantısını güçlendirir ve kâinatın derinliklerine işaret eder.
4. Yorum: Hā = Hu = Nefes
İslam düşünce geleneğinde: İnsan “nefes” ile yaratılmıştır. “Hā” harfi, nefsin teslimi ve ‘O’nunla fâni oluşu anlamına gelir.
“Hā” sesi, zikrin en sade hâlidir: Sadece nefes… Sadece farkındalık… “O” (هُوَ).
Bu nedenle “Hā” harfine bazen şöyle denir: “Sesin bittiği yerde başlayan harf.”
5. Hā, Bir Harf Değil, Bir Durumdur
Bu harf:
- Konuşamayanın sesidir,
- Fısıldayamayanın duasıdır,
- Kendini anlatamayanın kalbidir.
Kur’an’ın “Hā Mīm” harfleriyle açılması, bize şunu söyler: “Söze başlamadan önce, bir sus. O’nu anlamak için önce nefes ol.”
6. Hā ve Mīm'in Tamamlayıcılığı
**“Hā Mīm”**deki ikinci harf olan “Mīm” ise; rahmetin ve varoluşun kıvrımıdır. Hā, yokluğun nefesiyse; Mīm, o nefeste şekillenen varlıktır. Biri görünmez başlangıç, diğeri görünür tecelli… Bu yüzden bu iki harfin birleşimi, ‘görünmeyeni görünür kılan ilahi kelamın kapısı’ gibidir.
📌 Kapanış:
Hā, Fâniliğin içindeki sonsuzluk, İsimsizliğin içindeki mutlak “O”, Dilin sustuğu yerde başlayan hakikattir.
Kur’an “Hā” dediğinde, aslında senin nefesini çağırır. Sustuğun an, belki de en çok konuştuğun andır…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder