🐮 KUR’AN’DA SAMİRİ VE BUZAĞI KISSASI – GÜNÜMÜZE YANSIMALARI
Kur’an bize, hayatla ilgili her türlü örneğin çeşitli şekillerde verildiğini söylüyor. Bu örneklerin içinde en çok anlatılanlardan biri de Hz. Musa’dır. Onun hayatı birçok ayette yer alır. Ancak bu kıssalar çoğu zaman sadece tarihsel olaylar gibi anlatılır; günümüze nasıl ışık tuttuğu üzerinde durulmaz. Oysa Kur’an’daki kıssalar evrenseldir, her çağa ve her topluma hitap eder. Bu metinde Samiri ve buzağı kıssasını adım adım inceleyecek, günümüzdeki karşılıklarını sorgulayacağız. Özellikle sermaye, mal ve din ilişkisinin bu kıssada nasıl ele alındığını anlamaya çalışacağız.
UYARI / HATIRLATMA
Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.
Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.
İsrailoğulları’nın Zaafı: Güvensizlik
Kur’an, İsrailoğulları’nın peygamberlerine karşı nasıl direndiklerini, her fırsatta iman ettiklerini söyleyip sonra döndüklerini anlatır:
Bakara 2/55: "Ey Musa! Allah’ı açıkça görmedikçe sana inanmayacağız" dediniz. Sonra sizi şiddetli bir yıldırım çarptı ve donup kaldınız.
Bu halk, Allah’a ve elçisine güvenmekte zorlanan bir toplumdu. Onları kurtarması için gönderilen Musa’ya bile her seferinde şüpheyle yaklaştılar.
Firavun’un Zulmünden Kurtuluş
İsrailoğulları, Firavun’un zulmünden kurtulmak için Mısır’dan ayrıldıklarında, yanlarında Mısırlılardan aldıkları değerli eşyalar vardı. Musa, Allah’ın emriyle halkını geceleyin yola çıkardı. Firavun onları takip etti. Denizin ikiye yarılması ve İsrailoğulları’nın kurtulması büyük bir mucizeydi. Bu olay, Allah’a güvenmenin nasıl sonuçlar doğuracağını gösteriyordu.
Şuara 26/63-68: Musa’ya “Asânla denizi yar” diye vahyettik. Deniz yarıldı, Musa ve kavmi kurtuldu, Firavun ve ordusu ise boğuldu. Bu olayda ders vardır.
Ancak bu büyük mucize bile İsrailoğulları’nın kalıcı olarak iman etmesini sağlamadı. Temel sorunları, Allah’a tam olarak güvenememeleriydi.
Musa’nın Sina’ya Çıkışı ve Samiri’nin Planı
Musa, Tur Dağı’na Allah’la buluşmaya gittiğinde, halkını kardeşi Harun’a emanet etti. Bu yokluk sırasında Samiri isimli biri ortaya çıktı ve halkı saptırdı.
Taha 20/85: “Senin yokluğunda kavmini sınadık, Samiri onları yoldan çıkardı.”
Samiri hakkında çeşitli görüşler vardır. Kimi onu Mısır kökenli biri, kimi ise sinsi bir din adamı olarak tanımlar. Kesin olan şey, Samiri’nin dini bilgiyi kötüye kullandığıdır. Halkın zayıf noktalarını iyi analiz etmişti.
Ziynetlerden Buzağı Yapmak
Halk, Mısır’dan getirdiği değerli ziynetleri Samiri’nin yönlendirmesiyle ateşe attı. Samiri bu ziynetlerden böğüren (ses çıkaran) bir buzağı heykeli yaptı ve “İşte bu sizin ve Musa’nın tanrısıdır” dedi.
Taha 20/88: Samiri, erimiş altından böğüren bir buzağı yaptı. “İşte sizin tanrınız budur” dediler.
Buradaki buzağı sembolik bir figürdür. Ziynetlerle yani mal ve servetle yapılmıştır. Böğürmesi, yani ses çıkarması da etkileyiciliği ve çekiciliği simgeler. Samiri halkın güven duygusunu bu gösterişli ve etkileyici nesneye yönlendirmiştir.
Modern Dünyada Buzağılar
Bugün de benzer buzağılar karşımıza çıkar. Medya, sermaye, moda, teknoloji gibi güçlü araçlarla insanlar etkilenmekte, bu modern buzağıların sesine kapılmaktadır. Kapitalizm, bu sistemin en belirgin örneğidir. Üretim-tüketim tarzı, yaşam biçimleri, giyim-kuşam gibi konularda küresel bir yaşam modeli dayatılmaktadır.
Günümüzde borsaların simgesi boğadır. Bu da tesadüf değildir. Gücü, yükselişi ve tüketimi simgeler.
Samiri'nin Sözü: “Ben onların göremediğini gördüm”
Taha 20/96: Samiri, “Ben onların göremediğini gördüm. Elçi’nin öğretilerinden bir parça aldım ve attım; içimde bir ses bana böyle yapmamı söyledi” dedi.
Samiri, Tevhid inancının sonucunu fark etmişti. Bu inancın, halkı özgürleştireceğini, güce karşı bağımsızlaştıracağını biliyordu. Ama bunu istemedi. O, insanların egemenliğini elinde tutabileceği, zayıf bir ilaha ihtiyaç duyuyordu. Bu yüzden, dini saptırdı; Allah’ın dininden bir parça aldı ve attı. Yerine, mal, güç ve sermayeye dayalı bir yaşam biçimi sundu.
Sonuç: Bugünün Samirileri ve Buzağıları
Bugün de “Samiri zihniyeti” hâlâ yaşıyor. Medya, para, güç ve ideolojiyle halkları peşinden sürüklüyor. İnsanlara Allah’ın adaletini değil, güce dayalı bir hayatı öneriyorlar. Ve ne yazık ki birçok insan, bu güçlü “buzağıların” etrafında toplanıyor. Samiri’nin “göremedikleri şeyi gördüm” sözü, bugün de anlamlı: Bu yeni yaşam biçimi, çok kişinin gözünü kamaştırıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder