KURANDA AKLETMEK: Misakı Hatırlamak ve Yaşamak
📖 Kur’an’da Akletmek: Mülk 10. ayet Bağlamında Misakı Hatırlamak ve Yaşamak
Misak ve Akletme İlişkisi
-
Misak, Allah ile iradi olarak kurulan bağlayıcı sözleşmedir.
-
Akletmek, bu sözleşmeyi:
-
Ruhen hatırlamak,
-
Vicdanla kabullenmek,
-
Hayatta gerçekleştirmek demektir.
-
-
Kur’an’daki “afalâ taʿqilūn?” çağrıları, misak bilincini canlandırmak içindir. Bu çağrı, “niçin bu misakı unuttunuz?”, “niçin anlamayıp uygulamadınız?” sorusunu içerir.
-
Misakta isyan etmek, akletmemek demektir; akletmek ise misakı yaşatan bir yaşam biçimidir.
***
Bu makale, Kur’an’da “akletmek” kavramını Mülk suresi 10. ayeti merkezinde ele alır.
Çalışma, akletmenin Kur’an’da yalnızca zihinsel bir faaliyet değil, Allah ile yapılan sözleşmeye (misak) sadık kalma bilinci olduğunu savunur.
Misak ayetleri ve “yaʿqilūn” formlarının geçtiği bağlamlar analiz edilerek, aklın fıtrat ve vahiy arasındaki köprü işlevi ortaya konur.
Kur’an’ın pek çok yerinde geçen “afalâ taʿqilūn?” (Hiç akletmez misiniz?) sorusu, insanı hem tefekküre hem de sorumluluğa çağırır. Mülk Suresi 10. ayet ise bu çağrıyı mahşer sahnesinde dramatik bir pişmanlıkla aktarır:
“Derler ki: ‘Eğer dinleseydik ve akletseydik, şu çılgın ateş halkı arasında olmazdık.’” (Mülk 67:10)
Bu ayet, dinleme (semʿ) ve akletme (ʿaql) fiillerini insanın sorumluluk bilinciyle ilişkili olarak sunar.
Çalışma, bu bağlamdan hareketle “akletmek” kavramının Kur’an’daki misak anlayışıyla nasıl ilişkili olduğunu araştırır.
📖 1. Mülk 67:10’da Akletmek ve Dinlemek
1.1. Dinleme ve Akletme İlişkisi
Ayette geçen “lev kunnâ nesmaʿu ev naʿqilu” (dinleseydik veya akletseydik) ifadesi, iki önemli yetinin altını çizer:
-
Dinleme (semʿ): Vahyin sesine kulak verme, ilahi öğütleri dikkate alma.
-
Akletme (ʿaql): Vahiyden gelen mesajı kavrayıp hayatla ilişkilendirme, misaka sadık kalma.
Bu iki fiilin birlikte kullanılması, akletmenin bir düşünme faaliyetiyle sınırlı kalmayıp, fıtrat ve vahyin tanıklığına bağlı sorumluluk bilinci olduğunu gösterir.
📖 2. Kur’an’da Misak Kavramı
Kur’an’da misak, Allah ile insanlar arasında yapılan bilinçli sözleşmeler için kullanılır:
Ayet | Misakın Konusu |
---|---|
Bakara 2:83 | Allah’a kulluk ve toplumsal adalet ahdi |
Bakara 2:93 | Kitaba sadakat ve itaat sözü |
Âl-i İmrân 3:81 | Peygamberlerin sonraki resulü destekleme taahhüdü |
Misak, sadece sözlü bir beyan değil; akıl ve vicdanın onayladığı bir yaşam biçimi taahhüdüdür.
📖 3. Mülk 10. ayet ve Misak İlişkisi
3.1. Dinlemeden Akletmeye
Mülk 67:10’daki pişmanlık, misakın unutulmasının sonucudur. Ayetteki kişiler:
-
Vahyi dinlememiştir (semʿin ihmali),
-
Fıtratlarının çağrısına kulak tıkamıştır (ʿaqlin ihmali).
Bu ihmaller, onları misaktan koparmış ve sonuçta ateşe sürüklemiştir.
3.2. Akletmek = Misakı Hatırlamak
Kur’an’daki “afalâ taʿqilūn?” soruları, insanın:
-
Fıtratında Allah’ı tanıma bilincini (A’râf 172),
-
Bilinçli olarak verdiği sözleri (misak),
-
Ve vahiyden gelen uyarıları hatırlamasını hedefler.
📖 4. Misak ve Akletmenin Pratik Sonuçları
-
🧠 Akıl, sadece bilişsel bir yeti değil, bir irade mekanizmasıdır.
-
📖 Misak, fıtrata ve vahye bağlı bir ahlaki taahhüttür.
-
🔥 Akletmeyenler, Mülk Suresi 10. ayette’ki gibi pişmanlık yaşar; çünkü misakı ihmal etmişlerdir.
📖 Sonuç
Mülk 10 ayeti, akletmenin Kur’an’daki anlamını berraklaştırır: Akıl, fıtratın tanıklığını ve vahyin çağrısını birleştirerek misakı yaşatan bir yetidir. Akletmeyenler, yalnızca düşünmeyi ihmal etmiş olmaz; Allah ile olan sözleşmelerine sadakat göstermemişlerdir. Bu bağlamda akletmek, hem ontolojik bir bağlılığı hem de ahlaki bir sadakati ifade eder.
Yorumlar
Yorum Gönder