Bu Blogda Ara

18 Haziran 2012 Pazartesi

KURANA EŞLER KOŞMAK 📚

📚 KURANA EŞLER KOŞMAK


💥Sultan/devlet sofrasından yiyen âlimden doğru fetva çıkmaz.🤫


Geleneksel İslam, tarih boyunca birçok ideolojik gücün himayesinde şekillenerek günümüze ulaşmıştır. Emevîlerden Abbasîlere, Selçuklulardan Osmanlı’ya kadar birçok dönemde İslam inancı, devlet kontrolündeki âlimlerin fetvaları ve eserleriyle aktarılmıştır. Bu aktarımda hâkim anlayış şudur: Kur’an, Allah’a, O’nun peygamberine ve “ulul-emre” itaati emreder. Buradan hareketle, “Allah’a itaat için Kur’an’a, peygambere itaat içinse Kur’an dışı kaynaklara başvurmalıyız” görüşü ortaya çıkmış ve bu, günümüz nevbezeleşmiş (bozulmuş) İslam anlayışını doğurmuştur.


Oysa Kur’an, peygambere itaatin nasıl olacağını açıkça belirler. Elçiye indirilen mesajın ne olduğunu, onun ne ile uyardığını ve insanlara ne ile hükmettiğini aşağıdaki ayetler açıkça ortaya koymaktadır:


“Ey Elçi! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Bunu yapmazsan elçiliğini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şüphesiz ki Allah, kâfirler topluluğuna rehberlik etmez.” (Maide 5:67)


Bu ayet, peygamberin tebliğ edeceği şeyin indirilen olduğunu vurgular. Peki bu indirilen nedir?


“Biz Kitap’ı sana her şeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, rahmet ve müjde olarak indirdik.” (Nahl 16:89)

“Şüphesiz, insanlar arasında Allah’ın sana gösterdiği gibi hükmetmen için biz sana Kitap’ı hak olarak indirdik.” (Nisa 4:105)

“Sana da, önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak bu Kitap’ı (Kur’an’ı) gönderdik. Artık insanlar arasında Allah’ın indirdiği ile hüküm ver; sana gelen gerçeği bırakıp da onların arzularına uyma.” (Maide 5:48)


Açıkça görülüyor ki peygambere indirilen, Allah’ın Kitabı’dır ve elçinin görevi bu Kitap’la insanlara hükmetmektir. Kur’an, elçinin insanları hangi kaynakla uyardığını da belirtir:


“Tehdidimden korkanlara Kur’an ile öğüt ver.” (Kaf 50:45)

“Bu Kur’an bana, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarmam için vahyedildi.” (En’am 6:19)

“Size Allah’tan bir ışık ve apaçık bir Kitap gelmiştir. Allah, rızasına uyanları o Kitap’la esenlik yollarına iletir.” (Maide 5:15–16)

“Ben Kur’an okumakla emrolundum.” (Neml 27:92)

“Bu Kur’an’ı sana farz kılan, elbette seni vaat edilen yere ulaştıracaktır.” (Kasas 28:85)


Bu ayetlerin tamamı gösteriyor ki peygamberin dini anlatırken başvurduğu tek kaynak Kur’an’dır. Peygamber, bu Kitap dışına çıkmamakla yükümlüdür ve insanlara da yalnız bu öğretiyle yaklaşmıştır.


“Hüküm yalnızca Allah’ındır.” (Yusuf 12:40)

“O, hükmüne kimseyi ortak etmez.” (Kehf 18:26)


Kur’an’a göre dine dair hüküm sadece Allah’a aittir. Bu hüküm, Kur’an’da yer alır. Peygamberin dini yaşarken verdiği kişisel kararlar, bireysel tercihleridir ve dini bir bağlayıcılığı yoktur.


SON SÖZLER


Son nebi Hz. Muhammed’e (selam üzerine olsun) Allah tarafından tebliğ görevi verilmiştir. Bizler de bu görevi Kur’an ayetlerinden öğrenmekteyiz ve itaat etmekteyiz (bkz. En’am 6:19).


Günümüzde ise peygambere isnat edilen birtakım görevler ve roller, İslam cahiliyesi tarafından uydurulmuştur. Peygamberin örnekliği Kur’an’dadır:


O, tebliğ karşılığında ücret almazdı; fakat bugünün “din adamları” maaşlı memurlar hâline gelmiştir.


“Sadece vahyedilene uyarım” diyen Nebi, toplumun içinde yaşar, “din sınıfı” oluşturmazdı. Bugünkü “samiriler” ise koltuklarına kurulmuş, bir sınıf oluşturmuşlardır.


Samiri, Hz. Musa’nın eserinden bir avuç alarak dini bozmuştu. Günümüz din adamları da peygamberin “Kur’an” adlı eserinden bir kısmı alıp, hadis adı altında uydurmalarla dini tahrif etmişlerdir.



Kur’an en güzel hadistir. (Zümer 39:23) Ondan sonra hangi hadise uyacağız?


Allah’ın vahyine “eş” olarak hadis külliyatlarını koyanlar, peygamberi de diğer resullerden ayırarak onu bir tür put hâline getirmişlerdir:


“Bir beşer için, Allah ona kitap, hikmet ve peygamberlik verdikten sonra, insanlara ‘Bana kul olun!’ demesi olamaz. Fakat, ‘Rabbani kullar olun!’ der.” (Al-i İmran 3:79)

“Bu Kur’an bana, onunla sizi ve ulaşacağı herkesi uyarmam için vahyedildi.” (En’am 6:19)

“Rasul dedi ki: Rabbim! Benim kavmim bu Kur’an’ı terk edilmiş bıraktı.” (Furkan 25:30)


Sonuç: Kur’an eldeyken uydurulan hadis ve rivayetlere uymak, elçinin şahitliğine ve Kur’an’a ihanettir.



---


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder