UYARI / HATIRLATMA
Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.
Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın.
Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.
Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz
Kur’an’a göre şükür, en özlü hâliyle, varlığı ve nimetleri yerli yerinde tanımak, onları yerli yerince kullanmak, bilinçli bir şekilde değer vermek ve karşılıksız gibi görünen iyiliğe karşı duyarlılık göstermektir. Şükür, sadece dil ile "teşekkür" etmek değil; bilinç, eylem ve yönelişle bir karşılık verme durumudur. Kur’an’da şükür, iman ve tevhidle yakından ilişkilidir; nankörlük (küfür) ise şirke, sapmaya ve zulme çıkar.
---
1. Şükür Kavramının Kur’an’daki Temel Anlamları
a. Karşılığı tanımak ve kabul etmek
Şükür, “ş-k-r” kökünden gelir. Bu kök, az bir şeye verilen çok karşılık anlamında kullanılır. Arapçada "şekûr deve" ifadesi, az otla beslense de bol süt veren deve için kullanılır. Bu bağlamda, Kur’an’da şükür, nimetin kaynağını tanıyarak onu yerli yerine koymak demektir.
> “Allah sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı; işitme, görme ve gönüller verdi ki şükredesiniz.”
(Nahl 16:78)
Bu ayette şükür, bilinçli farkındalık ve yetileri yerli yerince kullanma anlamında sunuluyor.
---
2. Şükür İmanın Parçasıdır
Kur’an’da şükür, imanın pratik bir göstergesi gibi sunulur. Şükreden kişi, Allah’ın nimetlerini tanır, onları israf etmez, doğru yerde kullanır ve nimetin sahibi olarak yalnız Allah’ı görür.
> “Andolsun, Lokman’a da ‘Allah’a şükret’ diye hikmet verdik. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur; nankörlük eden bilsin ki Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, övülmeye layıktır.”
(Lokman 31:12)
Burada şükür, hikmetle, yani doğru bilgiyle ve yönelişle eşleştirilmiştir.
---
3. Şükür Bilinçli Bir Karşılıktır
Koyunun yemi yiyip süt vermesi gibi Kur’an da bu türden doğal karşılıkların bilincini, insandan iradeli bir karşılık olarak talep eder:
> “De ki: Allah mı sizi gökten ve yerden rızıklandırıyor? Ya da o mu kulaklara ve gözlere malik? Ölüden diriyi çıkaran kim? Diriden ölüyü çıkaran kim? İşleri kim düzenliyor? ‘Allah’ diyecekler. O halde ‘sakınmaz mısınız?’ de.”
(Yunus 10:31)
Buradaki “sakınmaz mısınız” çağrısı aslında bir şükür çağrısıdır. Çünkü nimeti tanımak, onu israf etmemek, kaynağına yönelmek şükrün en temel adımıdır.
---
4. Şükür Eylemdir
Kur’an’da şükür, sözden çok davranışla ilgilidir:
> “Ey Davud ailesi! Şükür için çalışın! Kullarımdan şükreden ne kadar azdır!”
(Sebe’ 34:13)
Burada geçen “i‘melû şükren” ifadesi, “şükür olarak iş yapın, şükredici bir tarzda yaşayın” anlamındadır. Yani şükür, şuurla yapılan ameldir.
---
5. Zıddı: Küfür (nankörlük, örtme, görmezden gelme)
Kur’an’da şükrün zıddı, “hamd etmeme” değil, doğrudan “küfür”dür. Çünkü şükretmemek, nimeti, kaynağını ve hakikatini örtmektir.
> “Hatırlayın ki Rabbiniz şöyle bildirmişti: ‘Andolsun, eğer şükrederseniz size daha da artırırım. Ama nankörlük ederseniz, şüphesiz azabım pek şiddetlidir.’”
(İbrahim 14:7)
---
6. Kur’an’a Göre Şükürlü Olmanın Boyutları
Boyut Açıklama
Farkındalık Nimeti ve kaynağını tanıma
Yöneliş Sahte kaynaklara değil, yalnızca Allah’a yönelme
Amel Nimeti yerli yerince kullanmak, israf etmemek
Hamd Sözle ifade (ama tek başına yeterli değil)
Tevhid Nimeti Allah’tan bilmek, şirk koşmamak
---
Kur’an’a göre şükür, varlığın anlamına, hayatın hediyelerine ve insanın bilinçli sorumluluğuna verilen bir karşılık eylemidir. Bu karşılık, kulluk ile, tevhit ile, doğru kullanım ile, sadakat ile verilir. Bulutun yağmura, koyunun süte, toprağın ürüne dönüşmesi nasıl bir karşılık ise; insanın şükrü de, bilinçli bir iman ve sorumlu bir yaşamdır.
Kur’an’a Göre “Şekûr” Ne Demektir?
"Şekûr" (ٱلشَّكُور) kelimesi, Kur’an’da hem Allah için bir sıfat, hem de bazı kullar için bir nitelik olarak geçer. Anlamı kökünden türeyen "ş-k-r" fiiline dayanır ve özünde karşılıksız görünen iyiliği tanıyan ve karşılık veren anlamı taşır. Bu yönüyle "şekûr", yalnız “teşekkür eden” değil, değer bilen, küçük şeyi büyütüp karşılıklandıran anlamındadır.
---
1. Şekûr Olarak Allah – “Karşılığı Kat Kat Veren, Unutmayan”
Allah, Kur’an’da birçok yerde “eş-Şekûr” olarak tanımlanır. Bu, Allah’ın yapılan iyilikleri unutmadığı, en küçük karşılığı bile büyüterek ödüllendirdiği anlamına gelir.
> “Kim güzel bir iş yaparsa, ona daha güzeliyle karşılık verilir. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok şükredendir (şekûr).”
(Şûrâ 42:23)
> “Allah onların ecrini eksiksiz verir; çünkü Allah gafûr ve şekûrdur.”
(Fâtır 35:30)
Bu bağlamda Allah’ın “şekûr” oluşu, O’nun:
İyiliği karşılıksız bırakmaması,
Azı bile çok sayması,
Kulu unutmayıp değer vermesi,
Sadakat ve takvayı karşılıksız bırakmaması anlamına gelir.
Allah’ın Şekûr oluşu = Sadakate sadakatle karşılık veren İlahi vefa
---
2. Şekûr Kullar – “Azda Çok Değer Bilip, Karşılık Verenler”
Kur’an’da bazı kullar da “şekûr” olarak nitelenir. Mesela Nuh Peygamber için şöyle denir:
> “Nûh gerçekten çok şükreden (şekûr) bir kuldu.”
(İsrâ 17:3)
Nuh’un şekûr oluşu, hayat boyunca sadakat göstermesi, zorluklara rağmen yönünü kaybetmemesi ve azda çok anlam bulması ile ilgilidir.
Burada şekûr, sadece nimeti alıp teşekkür eden değil, nimeti tanıyıp doğru yöneliş gösteren kişi anlamındadır. Yani şekûr kul:
Azı çok görür,
İsraf etmez,
Nimeti yerli yerince kullanır,
Verilenle yetinmesini bilir,
Hakkı tanır, sadakatle yürür.
---
3. Şekûr Sıfatının Derin Katmanları
Anlam Katmanı Allah için Kul için
Vefa Sadakatli kulları unutmaz, ecrini eksiksiz verir Allah’a yönelmede kararlıdır
Küçüğe büyük karşılık Az amele kat kat ecir verir Az nimeti büyük görür
Değer bilme Kulun ameline değer verir Allah’ın nimetine değer verir
Süreklilik Kulunu terk etmez, nimetini sürdürür Daimî yöneliş içindedir
---
4. Şekûr ile Hamd ve Şükür Arasındaki Fark
Hamd: Allah’ın programlayıcı olduğunu bilmek, O’na ait olan tüm emri yapmak, yapılanın karşılığı şükür oluyor.
Programın sonucu olan Şükür: Belirli bir nimetin farkına varmak, ona uygun karşılıkta bulunmaktır.
Şekûr: Bu süreci en üst seviyede yaşayan ve karşılıksız kalmayan anlamında özel bir sıfattır.
---
5. Şekûr: Tevhidin Davranış Biçimi
Tevhid anlayışı yalnız “Allah birdir” demek değildir. Şekûr olmak, tevhidin davranış düzeyine taşınmasıdır:
Nimeti Allah’tan bilmek (şirk koşmamak),
Onu yerli yerince kullanmak (israf etmemek),
Nimetin gerektirdiği yönelişi sürdürmek (salât, takvâ),
Karşılıksız gibi görünen iyilikleri görmezden gelmemek.
---
Sonuç:
Kur’an’a göre "şekûr" olmak, hem Allah’a ait bir ilahi adalet ve lütuf sıfatı, hem de kulu ideal ahlaka taşıyan bir yönelim biçimidir. Allah, kulun emeğini zayi etmeyen bir “Şekûr”dur. Kâmil kul ise, azı çok gören, nimeti israf etmeyen, vefalı ve yönelişinde sabit olan bir "şekûr"dur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder