Bu Blogda Ara

5 Haziran 2025 Perşembe

Nebî Eşlerine Evlenme Yasağı



Nebî Eşlerine Evlenme Yasağı: Kur’an Bağlamında Bir İnceleme


Kur’ân’da Hz. Muhammed’in eşlerine dair özel hükümler içeren bazı ayetler yer almaktadır. Bu hükümlerin en dikkat çekici olanlarından biri, Nebî’nin vefatından sonra eşlerinin başka biriyle evlenemeyeceğine dair getirilen yasağı konu alan ayettir:

“Peygamberin hanımlarının, ondan sonra başka birisiyle evlenmeleri helâl değildir. Bu, Allah katında büyük (bir günahtır).”(Ahzâb 33:53)



UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz


Bu hüküm, yalnızca Nebî eşlerine özgü olup Müslüman toplumun diğer kadınları için geçerli değildir. Bu yazıda, söz konusu evlenme yasağının gerekçesi, bağlamsal anlamı ve sosyal-ahlaki yansımaları Kur’an bütünlüğü içinde ele alınacaktır.


---

1. Ayetin Nüzul Bağlamı ve Sınırlı Uygulama Alanı

Ahzâb Suresi 53. ayet, Nebî’nin şahsına ve ailesine duyulan yoğun ilginin sınırlandırılmasıyla ilgilidir. Ayetin devamında şu ifade yer alır:

 “Bu, Allah katında büyük bir günahtır.”


Bu ifade, yasağın bireysel tercihten çok toplumsal düzen ve ilahi misyonla ilgili olduğunu gösterir. Çünkü Nebî’nin eşleri, sıradan kadınlar değil, “ümmetin anneleri” (Ümmühâtü’l-Mu’minîn) olarak tanımlanmışlardır:

 “Peygamber, müminler için kendi nefislerinden daha önceliklidir. Onun eşleri de onların anneleridir…”(Ahzâb 33:6)


Dolayısıyla evlenme yasağı, toplumsal konumlarıyla doğrudan ilişkilidir. Nebî eşlerinin herhangi bir erkekle evlenmesi, bu özel statüyü zedeleyebileceğinden, böyle bir sınır konmuştur.

---

2. Sözleşme ve Sorumluluk Temelli Yaklaşım

Kur’an’da Nebî eşlerine şöyle hitap edilir:

“Ey Peygamber eşleri! Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer takvalıysanız, sözü yumuşatmayın ki kalbinde hastalık olan kimse umutlanmasın...”(Ahzâb 33:32)

Bu hitap, onların öncü, temsilî ve eğitimsel bir misyonla anıldığını gösterir. Bu konum, ek bir sorumluluk ve doğal olarak ek bazı sınırlamalar doğurmuştur. Yani evlenme yasağı bir nevi, bu sözleşmesel rolün ve statünün doğrudan bir uzantısıdır.

---

3. Bireysel Hürriyet mi, İlahi Görev mi?

Burada temel bir soru akla gelir: Bu yasak, bireysel haklara müdahale değil midir?

Kur’an, bireysel hakları ve özgürlükleri esas alan bir kitaptır. Ancak Peygamber ailesi söz konusu olduğunda, bu bireysellik vahyin temsil işleviyle dengelenmiştir. Bu denge şu ayette açıkça ifade edilir:

 “Ey Peygamber eşleri! Sizden kim açık bir hayâsızlık yaparsa, onun azabı iki kat olur... Sizden kim Allah’a ve elçisine itaat ederse, ona da ödül iki kat verilir.” (Ahzâb 33:30–31)

Görüldüğü gibi, bu konum hem daha büyük sorumluluk hem de daha büyük ödül içeren bir çerçeve sunar.

---

4. Nebî'nin Şahsı Etrafında Oluşabilecek Fitne ve İstismarın Önlenmesi

Hz. Peygamber’in vefatından sonra hanımlarının evlenmesi, o dönemin sosyo-kültürel yapısı içinde bazı çıkar çevreleri tarafından istismar edilebilirdi. Böyle bir durumda, Nebî ile evli olmuş olma ayrıcalığı, yeni eş üzerinden güç devşirmek isteyenler için bir araç olabilirdi. Bu da:

  • Vahyin temsil ve örneklik misyonunu zedeler,
  • Toplumsal düzeni bozar,
  • Kadının şahsiyetini ikinci plana itebilirdi.

Bu ihtimaller göz önüne alındığında, yasağın koruyucu bir tedbir olduğu söylenebilir.

---

5. Evlilik Yasağının Sürekliliği: Tarihsel mi, Evrensel mi?

Bazı yorumcular bu yasağın sadece Nebî eşleri için ve onların yaşadığı dönemle sınırlı olduğunu kabul eder. Nitekim Kur’an’daki bu tür hükümler, doğrudan belirli bir şahıs veya olaya yönelik indirildiğinde evrensel değil, tarihsel olarak değerlendirilir. Ahzâb 53. ayeti de bu kapsamdadır.

Kur’an’da hiçbir kadın topluluğu için bu tür bir evlenme yasağı genel geçerli kılınmaz. Bu da gösterir ki, evlenme yasağı evrensel bir kadın yasağı değil, tamamen temsilî bir konumun gereğidir.

---

Sonuç

Nebî eşlerine getirilen evlenme yasağı, bireysel bir özgürlüğün kısıtlanması değil, Kur’an’da açıkça tanımlanan “annelik” ve “örneklik” gibi toplumsal bir statünün korunması amacına yöneliktir. Bu yasak, sadece Hz. Peygamber’in eşlerine özgü, belirli bir zaman dilimi ve sosyal bağlamla sınırlı özel bir hükümdür. Evrenin hiçbir yerinde başka bir kadına böyle bir yasağın getirildiğine dair Kur’an’da başka bir örnek yoktur.

Bu bağlamda, yasağın temel gerekçesi sosyo-dini misyonun muhafazası, istismarın önlenmesi ve ümmetin zihinsel istikrarının sağlanmasıdır. Bu nedenle söz konusu yasak, bireysel haklara değil, vahyin temsil fonksiyonuna hizmet eden istisnai bir uygulamadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder