Fücûrun Modern Yansımaları: Ahlâki Çürümenin Kodları
Modern çağ, insana büyük teknik imkânlar sunarken aynı anda onu derin bir anlamsızlık ve sınırsızlık krizine sürüklemiştir. Kur’an’da “fücûr” olarak tanımlanan ahlâki çözülme, bugün çok daha karmaşık ve sistematik formlar almıştır.
UYARI / HATIRLATMA
Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.
Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.
Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz
Yazımıza devam edelim.
1. Sınırların Silinmesi:
Modern kültür, özgürlüğü “sınırsızlık” ile eşitlemiştir. Bu anlayış:
Bireyin nefsanî arzularına “kendilik” adıyla meşruiyet kazandırır,
Sorumluluk yerine “haz”ı önceler,
“Kendine sadık olmak” adı altında başkalarına karşı etik borçları çözer.
Bu, Kur’an’da fücûr ile tarif edilen yapının tam karşılığıdır:
> Sınır tanımazlık, ahlaki sorumluluktan arınma ve kendini mutlaklaştırma.
2. İç Denetimin Çöküşü:
Kur’an’da fücûrun panzehiri olarak tanıtılan takvâ, bireyin içsel denetim mekanizmasıdır. Modern birey ise:
Denetimi dışsal yapılara bırakır (hukuk, gözetim, sosyal medya vs.),
İçsel utanma, pişmanlık ve vicdan zayıflar,
Ahlâk, öznel tercihlere ve faydaya indirgenir.
Kur’an’ın “arındıran kurtulur, örten hüsrana uğrar” dediği süreç tersine çevrilmiş gibidir: Örtmek (rasyonelleştirmek) norm haline gelmiş, arınmak zayıflık sayılmıştır.
3. Reklam Kültürü ve Fücûr Estetiği:
Modern kültür, fücûru bir “estetik” haline getirmiştir:
İnsanın bedenî arzuları sürekli tahrik edilir,
Ahlâkî kırılmalar “cesaret”, “özgünlük” olarak sunulur,
Tüketim kültürü insanı doyumsuz bir varlığa çevirir.
Bu, Kur’an’da Nisa 119’da Şeytan’ın sözüyle örtüşür:
> “Onlara emredeceğim, Allah’ın yaratışını bozacaklar…”
Yani, insanın fıtratını tersine çevirmek.
---
Takvânın Modern Yorumu: Bilinçli Sınırlılık
Modern çağda takvâ, geleneksel bir “dindarlık formu” olmaktan çok daha fazlasıdır. Bu çağda takvâ, kendini tanıma ve sınırlama bilinci olarak yeniden yorumlanmalıdır.
1. Nefs ile Bilinçli Mesafe:
Takvâ sahibi insan, kendini sürekli “arzuların nesnesi” olmaktan çıkarır.
Modern çağda takvâ, irade egzersizi demektir.
“Yapabilirim ama yapmıyorum” demek, çağdaş bir ibadettir.
2. İç Sözleşme Ahlâkı:
Kur’an’da takvâ, bir iç sözleşme üretir:
Kimseden görmese bile, Allah’ın murakabesiyle hareket eder.
Bu, modern çağda görünmeden iyi olma pratiğidir.
Takvâ, gözetime karşı içtenliğin direnişidir.
3. Toplumsal Takvâ: Adalet ve Merhamet İnşası
Kur’an’da takvâ sadece bireysel değil, aynı zamanda kamusal bir ilkedir:
> “Allah, takvâ sahiplerini sever.” (Tevbe 4)
“Allah’ın yanında en değerliniz, takvâ bakımından en üstün olanınızdır.” (Hucurat 13)
Bu şu anlama gelir:
Takvâ, sosyal eşitlik inşasında kriterdir.
Modern dünyada ırk, sınıf, cinsiyet temelli üstünlük tasavvurlarını yıkar.
Takvâ, ahlâkın görünmeyene göre değil, hakkaniyete göre şekillenmesini sağlar.
---
Sonuç: Fücûrun Sistemi, Takvânın Direnişi
Bugünün dünyasında fücûr:
- Bireyin içsel çözülmesinden ibaret değildir.
- Medya, ekonomi, ideoloji gibi dev yapılarda sistemleşmiştir.
Takvâ ise:
Salt dindarlık değil, ontolojik bir bilinçtir.
Sistemleşmiş fücûra karşı manevî bir direniş biçimidir.
Takvâ, modern çağda:
- Tüketim ahlâkına karşı sade yaşamdır.
- Gösteri kültürüne karşı mahremiyettir.
- Egoya karşı tevazu, güce karşı adalettir.
---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder