UYARI / HATIRLATMA
Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.
Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın.
Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.
Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz
Bakara ve Buzağı Kur’an’daki temsili anlatıların (müşkil ya da mütaşâbih ayetlerin) nasıl anlaşılması gerektiğine dair derin bir tartışma alanına işaret eder. Bu kapsamda iki önemli kıssa;
1. Bakara (inek) kıssası — Bakara Suresi, 67–73. ayetler
2. Buzağı kıssası — Tâhâ Suresi, 83–97 ve Bakara Suresi, 51–54. ayetler
Bu iki anlatı da Kur’an'da temsili/müteşâbih anlatım kategorisindedir ve yüzeysel anlamlarının ötesinde derin metaforik ve kavramsal mesajlar içerir. Aşağıda bunları kavramsal bir düzlemde açıklayalım:
---
🔹 1. Bakara Kıssası (Bakara 67–73)
> “Musa kavmine dedi ki: Allah size bir bakara (dişi sığır) boğazlamanızı emrediyor...”
❖ Görünen (zahirî) anlam:
Beni İsrail bir cinayet olayında katili bulmak için Allah’ın emriyle bir inek boğazlamalıdır. Ancak onlar işi yokuşa sürer, sorular sorarak işi zorlaştırırlar.
❖ Derin (batınî/kavramcı) anlam:
Bu kıssa, sadece bir inek kesme hikâyesi değildir. "Bakara", Musa'nın getirdiği vahiy karşısında akletmeyi terk eden, maddi nesnelere (geleneklere, putlara, şekillere) tapan bir zihniyetin öldürülmesi emridir. Kur’an’ın bağlamına göre, bu kıssa:
Zihinlerindeki "putları", geleneksel şekilci anlayışları boğazlayın! demektir.
“Boğazlamak”, bir şeyi kesin şekilde ortadan kaldırmak, ölçüsünü kesmek demektir.
Buzağıya tapan toplumun, ancak kendi inançlarını nesneleştirdikleri bu “inek zihniyetini” boğazlamadan hakikati bulamayacaklarına işaret eder.
> ⚠️ “Bakara’yı boğazlamadan”, yani şekilci dindarlığı öldürmeden, vahyin “canlandırıcı” etkisi ortaya çıkmaz. Bu yüzden ayetin sonunda ölü birinin dirilmesi simgesiyle biter:
“...İşte Allah, ölüleri böyle diriltir ve size ayetlerini gösterir, umulur ki aklınızı kullanırsınız.” (Bakara 73)
Bu kıssa, şekilci dindarlığın vahyin ruhunu öldürdüğünü ve akletmeden dinin anlam kazanamayacağını bildirir.
---
🔹 2. Buzağı Kıssası (Tâhâ 83–97)
> “Samiri onlara buzağı heykeli yapmıştı. O, böğüren bir buzağıydı ve ‘İşte sizin tanrınız budur!’ demişti...” (Tâhâ 88)
❖ Görünen anlam:
Musa Tur’a çıktığında Samirî halkı saptırır. Altınlardan böğüren bir buzağı yapar, “İşte ilahınız budur” der. Musa döner, öfkelenir.
❖ Derin anlam:
Bu kıssa, şirk, geleneksel din, putlaştırılmış değerler ve altın (maddiyat) ile ilgili çok derin temalar içerir.
Buzağı, insanın kendi elleriyle yaptığı ama sonra kutsallaştırdığı maddi sistemler, simgesel dindarlık, tarihi gelenektir.
Altınlar, aslında halkın sahip olduğu değerlerdir. Samirî bu değerleri alır, şekil verir ve onların zihinsel yönelişlerini saptırır.
“Buzağının böğürmesi”, yani ses çıkarması, zihinsel etki, sahte ilham, psikolojik iknadır. Buzağı gerçekten canlı değildir ama duygusal tepki üretir.
> ⚠️ Burada mesele, bir heykelin tapınılması değildir. İlahlık, otorite kabul etmektir. Samirî’nin yaptığı şey: Halkın zihinsel teslimiyetini Allah’tan başka bir düzene çevirmesidir.
---
📌 Sonuç ve Anlam
“Bakara” kıssası, Allah’ın gönderdiği akletici mesajın önündeki geleneksel, şekilci engelin yok edilmesi emridir.
“Buzağı” kıssası, insanların kendi elleriyle ürettikleri yapay kutsallıkların nasıl sahte bir ilah haline geldiğini anlatır.
Her iki anlatı da mütaşâbih, yani temsili/metaforiktir; amacı aklı çalıştırmak, içsel dönüşüm sağlamak ve tevhidi anlamayı derinleştirmektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder