Kayıtlar

Müşriklerin “Rüya” İftirası

Resim
Kur’an’da Rüya Gerçeği ve Müşriklerin “Rüya” İftirası 1. Giriş Kur’an’da “rüya” (Arapça: ru’yâ) kavramı, vahiy ile doğrudan bağlantılıdır. Nebimiz İbrahim’in oğlu İsmail’i kurban etmesiyle ilgili gördüğü rüya (Sâffât 102), Nebimiz Yusuf’un çocukken gördüğü ve yıllar sonra gerçekleşen rüya (Yusuf 4, 100), Hz. Peygamber’in Mekke fethi öncesi gördüğü rüya (Fetih 27) bunun örneklerindendir. Bu rüyaların tamamı, ilahi yönlendirme ve hakikatin sembolik dilidir. Ancak müşrikler, Enbiyâ Sûresi 5. ayette vahyi küçümsemek için “rüya” kavramını çarpıtmışlardır: “ Hayır! (Kur’an) karmakarışık rüyalardır; hayır, onu kendisi uydurmuştur; hayır, o bir şairdir. Öyle değilse, bize öncekilere gönderilenin benzeri bir mucize getirsin!” (Enbiyâ 5) Burada kullanılan kelime “aḥlām” (أَحْلَام) olup, ru’yâdan farklıdır. Ahlâm; dağınık, karışık, bilinçaltının ürünü hayaller demektir. Yani müşrikler, vahyi küçültmek için: “ Bu sözler, karmakarışık hayallerden ibarettir ” diyorlardı. 2. Kur’an’da Rüya ve Hakika...

İnsanın Varoluşsal Fakirliği

Resim
  İnsanın Varoluşsal Fakirliği 1. Giriş İnsanlık tarihi boyunca birey, kendi varlığını anlama ve anlamlandırma çabası içinde olmuştur. Felsefeden dine, şiirden bilime kadar her alanda şu soru temeldir: İnsan kimdir ve neye muhtaçtır? Kur’an, bu soruya köklü bir yanıt sunar: “Ey insanlar! Siz Allah’a fakirsiniz; Allah ise Ğanî’dir (ihtiyaçsız, zengin) ve Hamîd’dir (övgüye layık).” (Fâtır 15). Bu ayet, insanın varoluşsal fakirliğini ve Allah karşısındaki mutlak ihtiyaç hâlini ifade eder. 2. Fakirlik Kavramının Anlam Alanı “Fakir” kelimesi Arapça “f-q-r” kökünden gelir. Aslı, “omurga kemiği, belkemiği” anlamındadır. Bu kökten türeyen fakir, “dayanağı kırılmış, kendi başına duramayan” demektir. Dolayısıyla fakirlik sadece maddi yoksulluk değil, varlığın özünde muhtaçlıktır. İnsan nefes almakta muhtaçtır. İnsan beslenmekte, korunmakta muhtaçtır. İnsan bilgi ve anlam arayışında muhtaçtır. Bu ihtiyaçların kaynağı, bütünüyle Allah’ın lütfudur. 3. Kur’an’da Fakirlik ve İhtiyaç Kur’an’da fak...

Allah’ın İnsanı Denemeye İhtiyacı Var mı?

Resim
Allah’ın İnsanı Denemeye İhtiyacı Var mı? 1. Giriş Kur’an’da sıkça tekrarlanan ifadelerden biri, Allah’ın insanı “imtihan etmesi” ya da **“denemesi”**dir. Nitekim Mülk 67/2’de şöyle buyrulur: “O, hanginizin amel bakımından daha güzel olduğunu denemek için ölümü ve hayatı yaratandır.” Bu tür ayetler yüzeysel olarak değerlendirildiğinde, Allah’ın bilgi edinmek için insanı sınadığı zannı doğabilir. Ancak Allah’ın mutlak ilim sahibi olduğu dikkate alındığında şu soru gündeme gelir: Allah’ın, kullarını denemeye ihtiyacı var mıdır? 2. Allah’ın İlim ve Kudreti Kur’an’a göre Allah’ın ilmi sınırsızdır: “Gaybın anahtarları O’nun yanındadır; onları O’ndan başkası bilmez.” (En‘âm 6/59) “Onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir.” (Bakara 2/255) Dolayısıyla Allah’ın, kullarının gelecekte ne yapacağını bilmediğini düşünmek mümkün değildir. Bu sebeple “imtihan”ı, Allah’ın bilgi edinme ihtiyacı olarak yorumlamak yanlış olur. 3. İmtihanın Anlamı Kur’an’da imtihanın amacı...

Misak: Allah ile İnsan Arasındaki Unutulan Ahit

Resim
  KUR’AN’DA MİSAK KAVRAMI Giriş Kur’ân’da “misak” (ميثاق) kavramı 34 yerde geçmektedir. Sözlük anlamı; sağlam söz almak, bağlanmak, tutunmak, yapışmak şeklindedir. Allah’ın kullarıyla misak yapmasının amacı, onların verdikleri söze sadık kalıp kalmadıklarını sınamak, doğrulayanları hesaba çekmek ve inkârcılara da elem verici bir azap hazırlamaktır (Ahzâb 33/8). “Misak” çoğunlukla süresi belirtilmeyen, bağlayıcı bir sözleşmeyi ifade ederken; belirli süreyle yapılan sözleşmeler için farklı kelimeler kullanılmıştır. Misak ile İlgili Kavramsal Çerçeve Misak ile İlgili Fiiller وثق (veseka): Bağlamak, kuvvetle tutmak. Misak kelimesi bu kökten türemiştir (Bakara 2/256; Fecr 89/26). موثق (mûsevveg): Süreli güvence, taahhüt anlamına gelir (Yûsuf 12/66). Misak Türleri Kur’an’da geçen misaklar iki ana gruba ayrılabilir: Süresiz Misaklar: Allah ile insanlar arasında yapılan bağlayıcı sözleşmeler. Süreli Misaklar: İnsanlar arası yapılan belirli vadeli taahhütler. K...

TOPLUMUN MARUZ KALDIĞI RİCS (PİSLİK)

Resim
  TOPLUMUN MARUZ KALDIĞI RİCS (PİSLİK) Kur’an’da “Rics” Kavramı Kur’an’da birçok kavram gibi rics (رجس) kelimesi de sadece maddî pisliği değil, aynı zamanda insan aklını ve fıtratını kirleten manevî sapmaları da ifade eder. Ayetlerde bazen doğrudan haram kılınan nesneler (içki, kumar, domuz eti) için kullanılırken; bazen de şirk, yalan, kalp hastalığı, iki yüzlülük gibi insanın zihnini ve kalbini karartan davranışlara işaret eder. Kur’an’da geçtiği ayetler: Mâide 90 : İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları rics olarak nitelendirilir. En’âm 125, 145 : İman etmeyenlerin gönüllerine daralma ve domuz eti yasağı. A’râf 71 : Putperestliğin pisliği. Tevbe 95, 125 : Münafıklığın ve kalplerindeki hastalığın artışı. Yûnus 100 : Aklını kullanmayanların üzerine bırakılan pislik. Hac 30 : Putlardan ve yalan sözden uzak durmak. Ahzâb 33 : Ehlibeyt’in bu pislikten arındırılma duası. Bütün bu ayetler ışığında rics, hem dış dünyadaki kirletici pratikleri hem de iç dün...

Dinlerini Parça Parça Edenler

Resim
  Dinlerini Parça Parça Edenler İnsana doğuştan verilen özelliklerden ve vahyin muhkem ölçülerinden uzaklaşmaya karşı yürütülen tevhid ve ıslah mücadelesi, Nebimiz Âdem’den bu yana devam etmektedir. Tarihte de günümüzde de ed-din ’in sabitelerini terk etme veya bu ölçüleri bulandırma girişimleri olmuştur. Hatta bu yabancılaşmayı yaşayanlar kendilerini “ıslah ediciler” (Bakara 2/11) olarak tanıtmaktan geri durmamışlardır. Kur’an, dinin asılları üzerinde oynayanların, insanları Allah ile bile aldatmaya kalkışabileceklerini (İsrâ 17/64) haber verir. Bu yaklaşım, dini parçalamak veya ihmal etmektir. “Dinlerini parça parça edip, gruplara ayrılanlarla senin bir ilgin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. İleride onlara yaptıklarını bildirecektir. ” (En‘âm 6/159) Bu ayet, dini parçalayanların tahrif ve zayi etme hatasına düştüğünü, ayrıca böyle bir tavrın akıbetinin tehlikesine işaret eder. Dinini Parçalamak Nedir? Ayette geçen “gruplara ayrılanlar” ifadesi, “ferraqu” (tefrik) kö...

Kur’anı Sindire Sindire Okumak

Resim
  İnzal Edilenin Tertillendirilmesi Kur’an’da “kıraat, tilavet, tedris, tertil” gibi “okuma” anlamı taşıyan çeşitli kavramlar zikredilir. Bunlar arasında “tertil” , ilk inen ayetlerde emredilmiş olması sebebiyle ayrı bir öneme sahiptir. Rabbimiz, Müzzemmil Suresi’nde Kur’an’ın tertil ile okunmasını şöyle emretmektedir: “Gecenin birazı hariç olmak üzere geceleyin kalk. Gecenin yarısında kalk, yahut yarısından biraz eksilt. Veya bunu artır ve tertil üzere Kur’ân’ı oku. Doğrusu biz senin üzerine ağır bir söz bırakacağız. Çünkü gece kalkışı daha etkili, söz bakımından da daha sağlamdır.” (Müzzemmil 2-6) Tertil Kelimesinin Anlamı Tertil , “r-t-l” kökünden gelen bir mastardır. Bu kök, “bir şeyin düzgün, muntazam ve inci gibi sıralı olması” anlamını taşır. Örneğin, ön dişlerin güzel ve nizami duruşu için “ratiletü’l-esnân” tabiri kullanılır. Sözü tane tane, yavaş yavaş, düzenli ve acele etmeden ifade etmeye de “tertîlü’l-kelâm” denir. Dolayısıyla Kur’an’ın tertil üzere okunması, h...