Kuran’a Göre Şeytandan Allah’a Sığınmak
Kur’an’a Göre Şeytandan Allah’a Sığınmak: Epistemik Temizlik ve Vahyin Tek Kaynaklığı
🔹
Kur’an, insanın düşünce dünyasında beliren saptırıcı dürtülere karşı bilinçli bir korunma eylemi olarak “Allah’a sığınma” ilkesini vurgular. Bu, salt bir korku refleksi değil; zihinsel, kavramsal ve epistemik olarak istikamet üzere kalabilmek için geliştirilen aktif bir bilinç tutumudur. Özellikle şeytanın dürtüsü, vesvesesi ve kışkırtması gibi ifadelerle tanımlanan bu saptırıcı güce karşı tek çözüm, Kur’an’a göre, yalnızca Allah’a yönelmek ve başka hiçbir otoriteye tabi olmamaktır.
---
🔹 ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞINMA: AYETLERİN BAĞLAMSAL İNŞASI
1. A‘râf 7/200:
“Eğer şeytandan sana bir dürtü (nâzeğun) gelirse hemen Allah’a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir.”
Bu ayet, şeytanın doğrudan değil, dürtü (nazğ) şeklinde içsel bir çağrışım, bir fikir veya zihin oyunuyla insana yaklaştığını belirtir.
Buradaki dürtü; insanın kalbine doğan vesvese, yanlış yönlendirme ya da sapma eğilimi olabilir. Bu durumda Allah’a sığınmak, zihni tekrar asli yörüngesine döndürmek, yani vahyin merkezine çekmektir.
2. Nahl 16/98:
“Kur’an okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah’a sığın.”
Bu ayetteki ilginç nokta, Kur’an okuma eyleminin şeytanın müdahalesine açık olduğu gerçeğidir.
Yani kişi Kur’an okurken bile, zihninde başka düşünceler, yorumlar, önyargılar veya ikinci kaynaklı veriler taşıyorsa, bunlar şeytani dürtü olarak değerlendirilebilir.
Kur’an’a göre bu durumda yapılması gereken şey, o anki tüm zihinsel tortuları terk ederek, yalnızca Allah’ın sözünün merkeze alınmasıdır.
3. Fussilet 41/36:
"Sana şeytandan bir kışkırtma gelirse hemen Allah’a sığın. Şüphesiz ki O, işitendir, bilendir.”
Buradaki “tensîm” kelimesi, düşmanca bir dürtü veya öfke uyandıran bir yönlendirme anlamı taşır.
Bu, bir fikre karşı duyulan anlamsız tepki, bir hakikati reddetme eğilimi ya da sapkınlıkla beslenen bir içsel savrulmadır.
Allah’a sığınmak, burada fikrî arınma eylemidir.
Kendi heva ve öfkesini değil, hakikati merkeze alan bir bilinç düzeltmesidir.
4. Mü’min 40/56:
“Kendilerine gelmiş bir delil olmadan Allah’ın ayetleri hakkında tartışanlar, göğüslerinde ulaşamayacakları bir büyüklükten başka bir şey barındırmazlar. Sen Allah’a sığın! Şüphesiz ki O, işitendir, görendir.”
Bu ayet, ayetleri çarpıtarak tartışanların zihinsel kibir taşıdığını söyler. Delilsiz konuşmak, ilahi vahyin yerine başka kaynakları koymak veya hevayı ölçü yapmak burada şeytanî tavırla özdeşleştirilmiştir.
Allah’a sığınmak, bu tür tartışmalara katılmamak değil, tartışma sürecinde yalnızca Kur’an’ı ölçü edinmek anlamına gelir.
---
🔹 ŞEYTAN KAVRAMI: DÜRTÜSEL VE FİKİRSEL KİRLİLİĞİN SEMBOLÜ
Kur’an’da şeytan, sadece görünmeyen içsel dürtü varlık (cin) değil, aynı zamanda insan formunda da ortaya çıkabilen, yönlendiren ve saptıran her türlü zihinsel yapı, kişi ve öğretiyi temsil eder:
“Böylece her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Onlar aldatmak için yaldızlı sözler fısıldarlar...” (En‘âm 6/112)
Bu bağlamda şeytan, vahyin dışında üretilmiş her fikir, özellikle de dini alanda vahiy dışı bilgi otoritesi oluşturan hadis, gelenek, rüya, keşif gibi öğretiler olabilir.
Kur’an, bu tür saptırıcı fikir kaynaklarının etkisine karşı tek korunma yolunun yalnız Allah’a ve O’nun kelamına yönelmek olduğunu belirtir.
---
🔹 VAHYİN TEK KAYNAKLIĞI VE SİĞINAĞI: ALLAH
Allah’a sığınmak, Kur’an bağlamında, sadece dil ile yapılan bir dua değil; epistemik bir tercihtir.
Bu tercih;
Yalnızca Allah’ın sözünü referans almak,
Zanna dayalı bilgi kaynaklarını terk etmek,
Hevayı ölçü yapmamak ve
Kitab’ı tek hüküm kaynağı olarak kabul etmek demektir.
“Şüphesiz bu Kur’an, en doğru olanı rehber edinir...” (İsrâ 17/9)
“O hâlde hangi söze inanacaklar bundan sonra?” (A’râf 7/185)
Bu ayetler, Kur’an’ın dışında başka sözlere sığınanların aslında şeytanî etkilere açık hale geldiklerini bildirir. Kur’an’a göre korunmak istiyorsak, tek sığınak yalnız Allah’ın vahyi olmalıdır.
---
🔹 SONUÇ: SIĞINMAK, SADECE DUYGUSAL DEĞİL AKLÎ BİR TAVIRDIR
Kur’an, Allah’a sığınmayı sadece ibadet esnasında tekrarlanan bir dua kalıbı olarak değil; zihinsel ve ahlaki bir tercih olarak sunar.
Şeytan, dışsal bir varlık değil, içsel bir yönelim ve dışsal bir bilgi kaynağı olabilir. Kur’an okurken bile Allah’a sığınmak gerektiğini bildiren Nahl 98, bize şunu söyler:
Vahiy, yalnızca kendisiyle anlaşılır; dışarıdan taşıdığınız hiçbir şeyle değil.
Bu nedenle Kur’an, insanlığın düşünce evrenini korumak için tek kaynağa yönelmeyi, tüm ikinci el bilgi otoritelerini bertaraf etmeyi ve yalnızca Allah’a dayanmayı, modern tabirle “bütüncül bir zihinsel temizlik” olarak önerir.
---
Yorumlar
Yorum Gönder