Doğru Yola İletmek Kimin İşidir❓️





---

“Doğru Yola İletmek” Kimin İşidir? – Fatiha 1:6 ve Leyl 92:12 Ayetleri Arasında Tevhidî Bir Gerilim

Giriş: Talep mi Yetki mi?

Kur’an’ın ilk suresi olan Fâtiha, insanın Allah’a yönelişini temsil eden eşsiz bir duadır. 6. ayette şöyle seslenilir:

"İhdinâ's-sırâta’l-mustakîm."
"Bizi doğru yola ilet." (Fâtiha, 1:6)



Bu ayette kul, yönelişini tanımlar: yol ister, rehberlik bekler, el açar. Ancak aynı Kur’an, bir başka yerde bu açık talebin karşısında mutlak bir otorite beyanı sunar:

"İnne ‘alenâ le’l-hudâ."
"Kuşkusuz doğru yola iletmek Biz'e aittir." (Leyl, 92:12)



Bu iki ayet birlikte okunduğunda Kur’an’da ilginç bir ilahi-hilâfî ilişki kurulmuş olur: Kul dua eder, talepte bulunur; ama hidayet verme iradesi bütünüyle Allah’a aittir. Bu yazıda, bu iki ayet üzerinden doğru yola iletme (hidâyet) eyleminin kimde olduğu, nasıl işlediği ve neden yalnızca Allah’a ait olduğu tematik olarak ele alınacaktır.


---

1. Hidayet Talebi: Fatiha’daki İnsanî Yaklaşım

Fatiha’nın iç yapısı dikkatle incelendiğinde, ilk 5 ayetin Allah’ı yücelten bir tanıma ve teslimiyet içerdiği görülür. 6. ayette ise ilk kez insan dile gelir:

"Bizi doğru yola ilet."



Bu dua, insanın içsel bir yön arayışı içinde olduğunu gösterir. Burada kullanılan “ihdinâ” fiili (h-d-y kökü), sadece bir adres göstermeyi değil, aktif biçimde oraya yönlendirmeyi içerir. Bu bağlamda kulun talebi sadece teorik bilgi değildir; yaşamsal bir yön, yaşanabilir bir yol talebidir.


---

2. Hidayet Yetkisi: Leyl Suresi’nde İlahi Sahipleniş

Leyl Suresi’nin bağlamında verilen ayet, Allah’ın insanın yolları tercih etme sürecine olan katkısını değil, bu yolların bilgisini ve göstericiliğini üstlenmesini ilan eder:

"Doğru yola iletmek (el-hudâ) bize aittir."



Burada “alenâ” ifadesi, sadece bir görev değil, tekelleşmiş bir yetki beyanıdır. Hidayet kimsenin elinde değildir. Hiçbir beşerî güç, dinî otorite, mezhep, cemaat veya din adamı, insanlara ‘garanti hidayet’ veremez. Hidayet bilgisi, harita, yön tayini yalnızca Allah’a aittir.

Bu ifade, Kur’an’ın tümünde geçen bir ilkedir. Örneğin:

"Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin. Lâkin Allah, dilediğini hidayete erdirir."
(Kasas, 28:56)



Peygamber dahi bu konuda sadece elçidir, rehberdir; irade ve yönlendirme yetkisi kendisinde değildir.


---

3. Gerilim Değil Tamamlayıcılık: Dua ile Hidayetin Kesişimi

İlk bakışta bir çelişki gibi görünen bu iki ayet (birinde kul dua eder, diğerinde Allah hidayetin yalnızca kendisine ait olduğunu bildirir) aslında Kur’an’ın tevhidî mesajına uygun bir bütünlük içerir. Kul dua eder çünkü yolunu şaşırma ihtimali içindedir. Allah ise bu duaları karşılıksız bırakmayacak bir merci olarak kendisini tanıtır ama hidayeti koşulsuzca değil, belli ilkelere bağlı olarak verir:

"Allah, doğru yolda olanları daha da artırır."
(Meryem, 19:76)



"Kim Allah’a yönelirse, O da ona kendini gösterir."
(Şûrâ, 42:13)



Hidayet böylece iki yönlü bir süreçtir: Kul yürekten bir yöneliş sergiler; Allah da bu yönelişe karşılık verir. Ama yine de yönün ne olduğu ve hangi yolun “sırât-ı müstakîm” olduğu sadece Allah’ın bilgisine ve iradesine bağlıdır.


---

4. Bugün Bu Ne Anlama Geliyor?

Günümüzde “doğru yol” adı altında sunulan onlarca mezhepsel veya kültürel yönelim, bu ayetlerin ışığında ciddi şekilde sorgulanmalıdır. Hidayet:

Ne şeyh elindedir,

Ne tarikat zincirindedir,

Ne akademik unvanda,

Ne de popüler bir dini figürün söyleminde…


Hidayet yalnızca Allah’a aittir ve yalnızca Kur’an’da tanımlanır.

 "Bu Kur’an, en doğru yola iletir."
(İsrâ, 17:9)



Dolayısıyla, hidayet dileği yalnızca Allah’a yöneltilmeli; “doğru yol” tanımları, Kitab’ın kendisinden alınmalıdır. Fatiha’daki dua, her rekâtta bu yüzden tekrar edilir: Çünkü insanın istikameti şaşabilir, ama yöneldiği kaynak şaşmamalıdır.


---

Sonuç: Hidayet Bir Hak Değil, Bir Lütuf

Kur’an’da hidayet istemek bir hakkın talebi değil, ilahi lütfun niyazıdır. Fatiha, bize dua etmeyi; Leyl, sadece O’ndan beklemeyi öğretir. Kulun görevi: yönelmek ve istemektir. Allah’ın vaadi: dileyeni yalnız bırakmamaktır.

 "Kim doğru yola gelirse, kendi lehine gelir; kim saparsa, kendi aleyhinedir."
(İsrâ, 17:15)



Bu nedenle, doğru yolu ararken güvenilecek tek pusula: Allah’ın bizzat tanımladığı yol haritasıdır.




Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣