Kayıtlar

Haziran, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kafir, küfür ve şirk NEDİR?

Resim
Ayetlerin Üzerini Hadis ve Sünnetle Örtmek: Hakkı Gizlemek, Şirki Süslendirmektir Giriş: İlahi Mesajı Perdelemek Kur’an, Allah’ın kelamıdır. O, apaçık bir kitaptır; rehberdir, ölçüdür, nurdur ve furkandır. (Bkz. 2/185; 5/15; 6/114) Ancak bugün, bu kitabın üzeri kat kat hadis, rivayet, mezhep, gelenek, hikâye ve hurafe örtüleriyle örtülmüş; ilahi sözler mecazlara, mecazlar ise insanların otorite iddialarına kurban edilmiştir. Allah’ın ayetleri okunmakta, ama yerine insanların sözleri uygulanmaktadır. Bu durum sadece bir sapma değil, bizzat Kur’an’ın “küfür” ve “şirk” olarak tanımladığı bir sapkınlıktır. Kur’an Yeterlidir: Öğretici Allah’tır Allah, Nebî’ye bile şunu söylemesini emreder: “De ki: Ben de ancak sizin gibi bir beşerim. Bana, ilahınızın ancak bir tek ilah olduğu vahyediliyor.” (Kehf 18/110) Ve bir başka ayette şu uyarı gelir:  “Sana Kitabı indirdik ki, insanlara kendilerine indirileni açıklayasın.” (Nahl 16/44) Nebî’nin görevi vahyi taşımak, ayetleri aktarmak, Allah’ın söz...

Ahlaki Yargı, Empati ve Sınanmışlık Bilinci Üzerine

Resim
Ahlaki Yargı, Empati ve Sınanmışlık Bilinci Üzerine Günah ve Sınav: İnsanın Zaaf Alanları Kur’an, insanın zaaflarla donatıldığını açıkça bildirir:  “İnsan zayıf yaratılmıştır.” (Nisâ 4/28) Bu zayıflık, fiziksel ya da zihinsel bir eksiklik değil, sınanma potansiyeli olan yönlere işarettir. Her birey farklı alanlarda imtihana tabi tutulur: Kimisi öfkesini kontrol etmekte zorlanır, kimisi şehvetini, kimisi mal ve güç hırsını dizginlemekte. Bu çeşitlilik, insanların aynı günahlar üzerinden değil, kendi zaaf noktaları üzerinden sınandığını gösterir. --- Masumiyetin Koşullu Görünürlüğü Bir kişinin belli bir günaha bulaşmamış olması, onun mutlak anlamda masum olduğu anlamına gelmez. Belki de o kişi, o günah ile sınanacak zemine hiç çıkmamıştır. Örneğin, yoksullukla sınanmayan birinin hırsızlıktan uzak durması, ahlaki erdemden çok şartların lütfu olabilir. Bu, şöyle bir Kur’anî uyarıyla örtüşür:  “Eğer Allah insanlara rızkı bol bol verseydi, kesinlikle yeryüzünde azarlardı. Ancak O, d...

Güzel Örneklik olan Nebîler 📖✨

Resim
Kur’an Yeterliliği ve Peygamberlik Kurumuna Bakış: "İbrahim ve Beraberindekilerde Güzel Örnek" Tartışması 📖✨ İslam düşünce tarihinde önemli tartışma konularından biri, Kur’an’ın dinin tek ve yeterli kaynağı olup olmadığı, dolayısıyla Son Nebi’nin (selam üzerine olsun ) uygulaması ve uydurulan hadislerin dinin anlaşılmasındaki rolüdür.  Bu bağlamda, bazı kesimler "Son Peygamber ile  İbrahim ve beraberindekilerde güzel örnekler vardır" ayetlerini, hadislerin dinde delil olma vasfına bir kanıt olarak sunarken, ayetin bağlamından koparıldığını ve Kur’an’ın yeterliliğini gölgelediğini savunan farklı bir bakış açısı da mevcuttur.  Bu makalede, bu farklı bakış açısını Kur’an’ın kendi beyanları çerçevesinde değerlendireceğiz. 🔍🕌 "İbrahim ve Beraberindekilerde Güzel Örnek": Hadislerin Kanıtı mı? 🤔 Mümtehine Suresi’nin 4. ayeti olan "İbrahim ve beraberindekilerde sizin için güzel bir örnek vardır" ifadesi, genellikle peygamberlerin ve salih kişilerin h...

Kuran Müslümanlığı "ŞEREF DUYARIZ"

Resim
Kur’an Müslümanlığı: Tek Ölçümüz, Tek Kaynağımız 📖 Biz Kur’an Müslümanlarıyız. Din adına konuşulacaksa, tek geçerli söz Kur’an’dır. Allah’ın sözü dururken; insanların yazdığı kitaplara, uydurduğu hikâyelere, rivayet pazarlıklarına, menkıbe masallarına itibar etmeyiz. Çünkü bizim için din, Allah’ın vahyettiği bu kutsal kitapta bütün açıklığıyla mevcuttur. 🔹 Çünkü biz Allah’a misak verdik. 🔹 Bu Kur’an’ı işittik ve bu kitaba itaat edeceğiz. 🔹 Kim gibi? Son Nebi gibi. 🔹 Kim gibi? İbrahim ve beraberindekiler gibi. Rabbimiz, bu nebilerde bize güzel örnekler olduğunu bildiriyor. Onlar da bizim gibi yalnızca Allah’ın ayetlerine sarıldılar. Onlar:  “Yalnız sana kulluk ederiz, yalnız senden yardım isteriz.” (Fâtiha 1:5) dediler. Biz de aynı teslimiyetle yürürüz. --- Kur’an: Eksiksiz ve Yeterli Kitap 📜  “Bu kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.” (En‘âm 6:38) Bu ayet, Kur’an’ın eksiksiz ve tam bir rehber olduğunu ilan eder. O hâlde başka kaynaklara ihtiyaç duymak, bu ilahi beyana ka...

Dondurulmuş Din Modeli 😰

Resim
Sahabe ve tabiinin yaşantısını “dondurulmuş model” haline getirip, onu dinin özü gibi sunan ve bu yolla Allah’ın dinini zorlaştıran anlayışlara karşı Kur’an merkezli bir eleştiri yapalım. Kılı Kırk Yaranlar: Allah’ın Dinini Zorlaştıranlar Üzerine Kur’an Merkezli Bir Eleştiri Giriş: Din Kolaylıktır, Peki Zorlaştıranlar Kim? Kur’an, Allah’ın dinini insan fıtratına uygun, anlaşılır ve kolay kılınmış bir yol olarak tanımlar. “Allah sizin için dinde bir zorluk kılmadı” (Hac 22/78) ayeti, bu temel ilkenin apaçık ifadesidir. Ancak tarihsel süreçte din, kolaylıktan zorlaştırmaya, özgürleştiricilikten baskıcılığa, vahyin ruhundan kültürel darlıklara indirgenmiştir. Bu dönüşümde, özellikle nebî sonrası dönemlerde, sahabe ve tabiinin bazı uygulamalarının dondurulup “din” gibi sunulması ve “kılı kırk yaran” yorumlarla bu geleneklerin kutsanması önemli rol oynamıştır. 1. Ciltler Dolusu Kitaplar: Dini Açıklamak mı, Yoksa Bulandırmak mı? İslam’ın ilk muhataplarına gelen Kur’an, açık ve anlaşılır bir ...

Allah’ın Dinini “Muhammedi Dine Çevirmek ⚠️

Resim
Allah’ın Dinini “Muhammedî Din”e Çevirmek: Tevhid Dininden Şahıs Dinine Sapma Giriş: Tevhid Dinine Gölge Düşüren Eğilim Kur’an’a göre insanlığa gönderilen tek din vardır: “Allah’a teslimiyet dini” (el-İslâm). Bu din, Hz. Nuh’tan Hz. Muhammed’e kadar tüm nebilere vahyedilen evrensel bir çağrıdır. Ancak insanlık tarihi, bu dini evrensellikten çıkarıp şahıs merkezli mezhep ve gelenekler hâline getirmenin örnekleriyle doludur. Kur’an bu bölünmeyi şöyle eleştirir: “Onlar, dinlerini parça parça edip fırkalara ayırdılar, her grup kendi elindekilerle böbürleniyor.” (Rum 30:32) Bu bağlamda, yalnızca “Muhammedî din” anlayışı değil, daha öncesinde “İsevî” ve “Musevî” adlandırmaları da aynı eğilimi yansıtır: Allah’ın dinini bir beşere indirgeyerek, tevhidi tahrif etmek. --- 1. Musa'yı Sevenlerin Teolojik Dönüşümü: Dinden Kavme ve Yasaya Geçiş Kur’an, Hz. Musa’nın da yalnızca Allah’ın elçisi olduğunu açıkça bildirir: “Musa’ya Kitabı verdik ve onu İsrailoğulları için bir rehber yaptık…” (Secde 3...

Müddessir Suresindeki "19" BÖLÜM 2

Resim
"Sekar: Ateşte Peki̇şen Tablet ve Müddessir Suresi’nin Gizli Hafızası" --- Saygıdeğer Okuyucular, Bugün sizlerle, Kur’an’ın gizemli ve bir o kadar derinlikli bir suresi olan Müddessir Suresi üzerinden, tarihsel, yazınsal ve vahyî bir iz sürmeye çalışacağız. Kur’an’da geçen “üzerinde on dokuz vardır” ifadesi, çoğu zaman mistik ya da matematiksel bir diziyle ilişkilendirilmiştir. Ancak biz bu ifadeyi, Mezopotamya uygarlıkları bağlamında yeniden yorumluyoruz. Zira, bu coğrafyada yazı, kil tabletler üzerine yazılırdı. Tabletler önce kurutulur, ardından ateşte fırınlanarak kalıcılaştırılırdı. Bu süreç, Kur’an’da Sekar olarak geçen, yakarak ortaya çıkaran ve hiçbir şeyi bırakmayan anlamlarına gelen ateşi bize hatırlatıyor. İşte burada, levvâha ve beşer kelimeleri devreye giriyor. Çünkü “levvâha” sadece cehennem değil; yüzeyi kavrulmuş bir yazı levhası, yani pişmiş bir tablet olabilir. Ve 30. ayet diyor ki: "Üzerinde 19 vardır." Peki neyin üzerinde? Önceki ayetlerle bağlan...

Müddessir Suresideki "19" BÖLÜM 3

Resim
Bölüm 2 Müddessir Suresi Çerçevesinde "19" Sayısının Semantik Derinliği ve Mezopotamya Yazı Geleneği ile Bağlantısı Özet: Bu makalede, Kur'ân'ın Müddessir suresinde geçen "üzerinde 19 vardır" (74:30) ifadesi, klasik tefsirlerin ötesinde semantik ve tarihsel bir çerçeveyle ele alınmakta, Mezopotamya yazı dilleri ve levha geleneğiyle iliiyle ili\u015kilendirilerek yorumlanmaktadır. "Melek", "melik", "levh", "harf" ve "ateş" gibi Arapça kelimeler üzerinden geliştirilen kavramsal analizle, ayetin içerdiği sembolik doku açıklanmaktadır. --- 1. Giriş Kur'ân'ın 74. suresi olan Müddessir, içeriğinde yer alan 19 sayısı ile gerek klasik, gerekse modern yorumlarda dikkat çekici tartışmalara konu olmuştur. Bu sayının salt matematiksel bir anlamdan öte, yazı, vahiy, ateş ve melek kavramları etrafında örülü bir bilgi sistemine işaret ettiği düşünülebilir. Müddessir 30. ayette geçen "üzerinde on dokuz vardır...

HAK DİNE KARŞI TİYATRO 🎭

Resim
Onların Dinleri: Gösteri, Zan ve Aracılığa Dayalı Bir İnanç Tiyatrosu Giriş: Din mi, Tiyatro mu? Kur’an, bazı dinî yapı ve anlayışları "onların dini" olarak tanımlar; bunlar hakikate çağıran değil, göz boyayan, korku ve umut sömürüsüyle insanları tahakküm altına alan inanç sistemleridir. Bu tür yapılar, insandaki en zayıf eğilimleri hedef alır: mucize beklentisi, gösteri arzusu, kolay kurtuluş hayali ve başkasına sorumluluk devretme isteği. Allah’a doğrudan yönelmek yerine, araya simgeler, kişiler, yapılar ve kurumlar sokarak hakikatin üstünü örter. Kur’an, bu yapıları keskin bir eleştiriyle ifşa eder. --- 1. Mucize Dini: Göz Büyüsü ile İnşa Edilen İman Onların dinleri duymak değil, görmek ister. Kalple değil, gözle inanmak isterler. Gözle görülür bir “mucize” olmadan iman etmezler. Oysa Kur’an, mucize talebini inkârın bahanesi olarak gösterir. Nahl 35’te şöyle denir:  “Resûllere düşen, yalnızca apaçık tebliğdir.” Tarih boyunca Musa’dan asa, İsa’dan çamurdan kuş, Muhammed’den...

Kâbe’ye Neden Örtü Örterler ? 🕋

Resim
🕋 Kâbe’ye Neden Örtü Örterler? Altın Oluklar, Süslü Kapılar Neden? Bu Zihin Neyi Gizler? --- 1. Kâbe’nin Örtülmesi: Şeffaf Hakikatin Gizlenmesi Kur’an’da Kâbe, “el-Beyt” yani “ev” olarak tanımlanır. Ve bu evin özelliği, “mübârek” ve “hidayet kaynağı” oluşudur (Âl-i İmrân 96). Fakat dikkat edin: Kur’an'da geçen bu ev sade, gösterişsiz, herkesin yöneldiği açık bir mekândır. Ama tarih içinde Kâbe: Örtülmüş, Altınlarla süslenmiş, Kapısı yükseltilmiş, İçeri girilmez hale getirilmiş. Bu değişim, sadece estetik değil, zihinsel ve teolojik bir dönüşümün dışavurumudur. --- 2. Örtmek: Evi Yüceleştirmek mi, Evi Saklamak mı? Kâbe’ye örtü örtmek bir anlamda onu “çıplaklıktan kurtarmak” gibi sunulur. Ama çıplaklık burada aslında doğallık ve açıklık demektir. Kur’an’da “örtmek” (كفر, kufr) kelimesi zaten hakikati gizlemek anlamına gelir. Dolayısıyla örtü, sadece fiziksel değil anlamsal bir örtmedir. > Bu, Kâbe’nin Allah’a değil, otoriteye, gösterişe ve şekilciliğe yönlendirilmesidir. --- 3. A...