İbrahim’in Şia'lıktan İmamlığa Yükselişi




İbrahim Nebi’nin Şiilikten İmamlığa Yükselişi ve Beyt İnşasının Hikmeti

Kur’an’da Şiʿa, Millet ve İmamlık Kavramları Bağlamında Ontolojik Bir Dönüşüm

 Nuh’tan İbrahim’e Akan İtaat Zinciri

Kur’an’da peygamberlerin birbirine zincirlenmiş bir tebliğ halkası oluşturduğu açıktır. Saffât Suresi 79. ayette Nuh’a selam gönderilirken, 83–84. ayetlerde İbrahim’in de onun “şîʿa”sından (ش۪يعَتِه۪) olduğu bildirilir:

“Ve şüphesiz İbrahim de onun şîʿasındandı.” (Saffât 83)


Burada geçen şîʿa (ش۪يعَة) kelimesi, kök anlamı itibarıyla “birine tabi olan topluluk, izleyici kitle” anlamına gelir. Bu bağlamda İbrahim’in, Nuh’un yolundan giden, onun getirdiği ilkelere tabi olan bir inanç çizgisine mensup olduğu anlaşılır. Ancak Kur’an’daki anlatı, İbrahim’in yalnızca bir takipçi olarak kalmadığını, yeni bir inşa ve öncülük görevine terfi ettiğini gösterir.


Millet ve Şîʿa Arasındaki Fark: Takip mi, Kurucu mu?

Kur’an’da millet kavramı “bir önderin izinden gidilen, dinî-toplumsal sistem” anlamında kullanılır. “Millet-i İbrahim” ifadesiyle sıkça karşılaşırız (örn. Bakara 130, Âl-i İmran 95). Bu, İbrahim’in artık bir takipçi değil, takip edilen olduğunu gösterir.

Şîʿa: Bir inanç öncüsünün izinden giden bağlılar (tabiiyet).

Millet: O inanç öncüsünün oluşturduğu yeni sistem/toplum (öncülük).


İbrahim başlangıçta Nuh’un yolundan giden bir “şîʿa” idi. Ancak yaşadığı tarihsel dönemde mevcut yapıların çözülmesi, şirk temelli dinî kalıpların yozlaşması, İbrahim’i yalnızca bir “takipçi” olmaktan çıkarıp, yeni bir inşa sürecine itmiştir.


İbrahim Neden Beyt İnşa Etti?

Bakara 125-127 ve Hac 26-27 gibi ayetler, İbrahim’in oğlu İsmail ile birlikte bir Beyt (ev/mabet) inşa ettiğini anlatır. Bu yapı, yalnızca fiziksel bir ibadethane değil, aynı zamanda bir tevhid merkezidir. Bu süreç, İbrahim’in “naslara imam” kılındığı bir dönüşümün parçasıdır:

“(Rabbi) dedi ki: Ben seni insanlara imam kılacağım.” (Bakara 124)


İbrahim’in imamlığı, artık sadece bir inanan veya takipçi olmadığını, örnek, önder ve yönlendirici haline geldiğini ortaya koyar. Yani şîʿa olmaktan çıkıp millet kuran bir öndere dönüşmüştür.



İbrahim’in İmamlığa Yükselişi: Zihinsel ve Ahlaki Bir Olgunlaşma

İbrahim’in Kur’an’daki anlatısında dikkat çekici olan bir diğer nokta, onun sürekli düşünen, sorgulayan, yıkan ve yeniden kuran bir şahsiyet olmasıdır (En'âm 74–79). Bu yönüyle, dogmayı değil hakikati, geleneksel aktarımları değil akledilmiş imanı esas alır.

İbrahim’in imamlığa layık görülmesi de bu arayışın sonunda gelir. O, ateşe atılan, toplumuyla çatışan, yıldızlara, aya ve güneşe bakıp gerçeği arayan biridir. Bu süreç sonunda artık bir ümmete önderlik edecek düzeye erişmiştir.



Beyt: Mekânın ve Zihnin Tevhidileşmesi

İbrahim’in inşa ettiği Beyt’in, sadece taşlardan oluşan bir yapı değil, tekrar hatırlama, yön tayini ve bir araya gelişin merkezi olması dikkat çekicidir. Kur’an, bu yapının;

Temizlenmiş (tahhir edilmiş),

İbadet için kıble kılınmış,

Tevhide çağıran sembollerle (şeâir) donatılmış bir yer olduğunu vurgular.


Bu anlamda Beyt, zihinsel bir yönelişin maddi sembolü haline gelir. Nuh’un gemisi nasıl bir “kurtuluş aracı” ise, İbrahim’in Beyt’i de bir sığınma ve buluşma mekânıdır. Her ikisi de tevhid eksenlidir, ama farklı tarihsel şartlarda, farklı formlarla ortaya çıkmıştır.



Şiʿadan Millete, Takipçilikten Önderliğe

Kur’an’ın diliyle söylemek gerekirse:

Nuh bir başlangıçtır; bir tufanla eskiyi yıkar.

İbrahim bir diriliştir; yıkıntılar üzerine yeni bir tevhid toplumu kurar.


İbrahim’in şîʿa’dan çıkıp imamlığa yükselmesi, sadece tarihsel bir geçiş değil, hakikati arayan her insanın içsel yolculuğuna dair de evrensel bir semboldür. Bu bağlamda Kur’an, bizleri İbrahim’in soyundan olmaya değil, Millet-i İbrahim’e mensup olmaya çağırır:

“Din hakkında mücadele eden kimseler, ancak kendilerine zulmedenlerdir. Allah, halkı ‘Millet-i İbrahim’e’ çağırmaktadır. Çünkü o müşriklerden değildi.” (Hac 78)

Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣