Bu Blogda Ara

21 Haziran 2012 Perşembe

YASAK MEYVE ? 🍎

 🍎 YASAK MEYVE ?




UYARI / HATIRLATMA

Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.
Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz
Yazımıza devam edelim.

ÂDEM KISSASI ve KAVRAMSAL ÇÖZÜMLEME

A‘râf 7/19–27:

“Ey Âdem! Sen ve eşin cennete yerleşin, dilediğiniz yerden yiyin; ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.”
Şeytan, onların örtülmüş çirkinliklerini ortaya çıkarmak için vesvese verdi ve dedi ki:
“Rabbinizin bu ağacı size yasaklaması, sizin iki melek (veya melik) olmamanız ya da ebedî kalıcılardan kılınmamanız içindir. Gerçekten ben sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim” diye yemin etti.
Böylece onları aldatarak saptırdı. Ağaçtan tattıklarında, çirkinlikleri kendilerine açığa çıktı ve üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar.
Rableri onlara şöyle seslendi: “Ben sizi bu ağaçtan men etmemiş miydim? Ve şeytanın sizin apaçık düşmanınız olduğunu söylememiş miydim?”
Dediler ki: “Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, elbette hüsrana uğrayanlardan oluruz.”
Allah dedi ki: “Birbirinize düşman olarak inin. Yeryüzünde bir süreliğine sizin için bir yerleşim ve geçimlik olacaktır.”
“Orada yaşayacak, orada ölecek ve oradan diriltilip çıkarılacaksınız.”
Ey Âdemoğulları! Biz sizin çirkinliklerinizi örtecek bir elbise ve size süs sağlayacak bir giyim indirdik. Takva elbisesi ise daha hayırlıdır. Bu, Allah’ın ayetlerindendir. Umulur ki düşünüp öğüt alırsınız.
Ey Âdemoğulları! Şeytan, anne ve babanızı elbiselerini sıyırtarak çirkinliklerini göstermek ve onları cennetten çıkarmak suretiyle aldattığı gibi sizi de saptırmasın. O ve yandaşları, sizi göremeyeceğiniz yerden görürler. Gerçekten Biz şeytanları iman etmeyenlerin dostları kıldık.



1. CENNET

Kur’ân’da geçen "cennet" kelimesi her zaman ahiret yurdunu ifade etmez. Özellikle Bakara/265, Kehf/32-40 gibi ayetlerde cennet, "yeşilliklerle örtülü, sulak toprak parçası" anlamında kullanılır. Âdem kıssasında geçen cennet de bu anlamdadır ve yeryüzünde, maddî bir mekâna işaret eder. Ahiret cenneti ise Kur’an’da, ebedîliğin, günahsızlığın, yasaksızlığın olduğu bir yerdir (örneğin: Duhân/51–57, Tûr/17–28). Bu bağlamda, Âdem’in cenneti geçici ve dünya mekânlıdır.

2. ŞECER (AĞAÇ)

“Şecer” kelimesi Kur’an’da sadece biyolojik ağaçları değil, aynı zamanda mal, servet, ihtilaf gibi soyut anlamları da taşır (Nisâ/65). Hicaz Arapçasında buğday, arpa, hurma gibi ürünlere de “şecer” denir. Dolayısıyla burada geçen “yasak ağaç”, mecazî anlamda dünyevî mal/metayı temsil eder. Bu, Kehf/19’daki “varık” (para) kelimesiyle ve Ta-Hâ/120’deki “şeceretü’l-huld” (ebedilik ağacı) ifadesiyle de örtüşmektedir. İblis’in Âdem’e sunduğu “ağaç” mecazî bir anlatımla, onu mala, eşyaya ve egemenliğe yönlendirmeye çalışmıştır.

3. ÇİRKİNLİKLER (سَوْآتِهِمَا – Sevâtehümâ)

“Sev’et” kelimesi kök itibariyle “çirkinlik, kötülük” anlamındadır. Kur’an’da sadece cinsel organları değil, genel anlamda ahlaki zaafları, içsel kötülükleri ifade eder (Mâide/31). Şems/8’de “fücûr” (kötülüğü açığa çıkarma) kavramıyla da bağlantılıdır. Âdem’in yasağı çiğnemesiyle, içindeki bencillik, istifçilik, arzular gibi çirkin yönler görünür hale gelmiştir. Bu, onun ilk defa kendisiyle yüzleşmesidir.

4. CENNET YAPRAĞI (وَرَق الْجَنَّة – Varaku’l-Cenne)

“Varak” kelimesi klasik Arapça’da sadece yaprak değil, aynı zamanda “gümüş para, mal, zenginlik” gibi anlamlara da gelir (bkz. Kehf/19). Bu anlamıyla, Âdem ve eşinin cennet yapraklarıyla örtünmesi, maddî değerleri kullanarak günahlarını örtmeye çalışmasını, başka bir ifadeyle kendilerini yeniden güvenli hissetme çabasını simgeler.

5. TATMAK (ذَوْق – Zevk)

Tatmak kelimesi Kur’an’da deneyimleme, içine girme, yaşama anlamında da kullanılır. Âdem ve eşi ağacı “tattıklarında”, yani bu yasağın çekiciliğini deneyimlediklerinde, içlerinde gizli olan fücûr harekete geçmiştir.

6. BEDA (بَدَا)

“Beda” kelimesi, “ortaya çıkmak, belirginleşmek” anlamındadır. Âdem’in ve eşinin iç dünyalarında saklı olan çirkinliklerin, yasağı çiğnedikleri anda açığa çıkması bu kavramla ifade edilir (A‘râf/22). Bu, insanın potansiyel kötülüğünün bir imtihanla yüzeye çıkışıdır.

7. İNHİTAT (اِهْبِطُوا – İhbitû)

“İhbitû” kelimesi, sadece mekânsal bir inişi değil, dereke olarak düşüşü de ifade eder. “Alçalmak, itibar kaybı yaşamak, dünyaya inmek” anlamlarına gelir. Bu düşüş, ahlaki bir düşüştür: yasaktan sonra gelen pişmanlık ve tövbe süreci başlamıştır.

8. ELBİSE (لِبَاس – Libâs)

Elbise, fiziki örtüden çok, “ahlaki koruyuculuk” anlamında kullanılmıştır. Kur’an’da “takva elbisesi” (libâsu’t-takvâ) ifadesi, gerçek korunmanın Allah’a saygıdan geldiğini bildirir. Maddi örtü, çirkinliği gizlese de onu ortadan kaldırmaz.

9. İNZÂL (إِنزَال – İndirme)

“İndirme” (inzal), sadece fizikî olarak yukarıdan aşağıya değil, işlevsel bir bahşetme anlamı da taşır. Elbise (libas) ve süs, birer “inzal” nesnesi olarak verilmiş; yani insanın dünya hayatında kullanması için yaratılmıştır.

10. HULD (خُلْد)

“Huld”, ebedîlik anlamına gelir. Şeytan, Âdem’i kandırırken ona “huld ağacı”nı teklif etmiştir. Bu, insanın temel zaafı olan ölümsüzlük, kalıcılık ve egemenlik arzusunu simgeler (Tâ-Hâ/120). Kur’an'da huld, genellikle cehennem ya da cennet gibi ebedîlik yerleri için kullanılır (Bkz. Duhân/51-57, Vâkıa/10-40).


Kur’an’da yer alan Âdem kıssasını temsilî (sembolik) bir anlatım olarak ele almakta ve kıssada geçen temel kavramların Kur’an bütünlüğü içerisindeki anlam ağlarını incelemektedir. Âdem’in yaratılışı, cennetteki konumu, yasak ağaçla imtihanı, şeytanla karşılaşması, elbiselerin soyulması ve yeryüzüne inişi gibi olayların, bireysel ve kolektif insanlık durumlarını temsilen anlatıldığı savunulmaktadır. Cennet, bir mekân olmaktan çok bir masumiyet hâlini; yasak ağaç, bilinçle gelen sorumluluğu; şeytan, nefsî dürtüleri; elbise ise insanın içsel örtüsünü ve ahlaki bilincini simgeler. Bu bağlamda çalışmada, kıssada geçen kelimeler sistematik olarak Kur’an’daki diğer kullanımlarıyla karşılaştırılmış, sembolik anlamları üzerinden yorumlanmıştır. Amaç, Âdem kıssasını tarihsel bir anlatıdan öte, insanın fıtratıyla, özgürlüğüyle ve kullukla olan ilişkisini derinlemesine anlamaya yönelik bir okumaya zemin hazırlamaktır.


İLGİLİ YAZILAR 🔻

 

·       SURELER "şaşırtan tespitler"

·       KISSALAR 🌀

·       ADEM : İlk İnsan Değil, İlk Vahye Muhatap Halife 👤

·       Adem ve BEYTÜL MAL🔥 "Bizim sınavımız" 🍃

·       ADEMİN İKİ OĞLU 👯‍♂

·       Ademoğullarının Kurban ile Yüzleşmesi 🐏

·       Kuranda Adem Kıssası 🍎

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder