Kayıtlar

bir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

FETİH 2 "Kur’an’da Zalim Krallar ve Direniş"

Resim
🧭 1. Kur’an’da Zalim Krallar ve Direniş Kur’an’da kendini melik (krallık iddiasında bulunan) olarak tanımlayan ve zulmeden yöneticilere karşı halkı özgürleştirme teması örneklerle işlenmiştir: ➤ a. Firavun – Musa örneği: Firavun kendini ilahî bir otoriteye sahip kral (melik) olarak ilan etmiştir (Bkz: Nâziât 79:24 – “Sizin en yüce rabbiniz benim”). Hz. Musa, Allah’tan aldığı emirle bu zulme karşı bir hak mücadelesi başlatmıştır. Bu mücadele, Kur’an’da bir kurtuluş hareketi olarak sunulur. Amaç: İsrailoğulları'nı boyunduruktan kurtarmak , yani özgürleştirmektir. “(Musa dedi:) Ben size Rabbinizden apaçık bir delille geldim. Artık İsrailoğulları’nı benimle gönder!” (A’râf 7:105) Bu örnekten şu çıkarım yapılabilir: Zalim, baskıcı ve kendini ilahî otoriteyle özdeşleştiren yönetime karşı çıkmak , Kur’an’da bir tür tevhidî direniş olarak meşrudur.

Bir Mekân Neden Mukaddes Olur ? 🕋

Resim
🕋Bir Mekân Neden Mukaddes Olur? Bir Mekân Neden Mukaddes Olur? — Kur’an Temelli Bir Yaklaşım 1. Giriş: Kutsallık Kavramının Kaynağı Kur’an’da “kutsal” veya “mukaddes” anlamına gelen en temel kök ق-د-س (k-d-s) köküdür. Bu kökten türeyen “mukaddes”, “temiz, arındırılmış, saf ve saygın” anlamlarını içerir. Ancak Kur’an, bir mekânın kutsiyetini coğrafi ya da fiziksel üstünlüğe değil, o mekânın vahiy, tevhid ve arınma ile ilişkisine bağlar. 2. Ayetlerde Mukaddes Mekân Örnekleri ve Temel İşlevler 2.1. Mescid-i Harâm (Kâbe/Beyt) "Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ev, Bekke'dekidir; bereketli kılınmıştır ve âlemler için bir hidayet kaynağıdır."  (Âl-i İmrân 3/96) Bu ayette Kâbe'nin kutsallığı şu nedenlere bağlanır: İlk vahiy merkezi olması (ilk kurulan Beyt), Bereketli kılınması (simgesel değil, işlevsel anlamda), Hidayet merkezi olması (Allah’ın yolunun öğretildiği bir merkez). Bu yönüyle Mescid-i Harâm, tevhidin ve Allah’a yönelişin somutlaştığı bir şeâir (Allah’ın semb...

Ortak Mülkiyetin İlahi Sınavı; Secere ve Nâgatullah 🌳🐪

Resim
🌳🐪🏙️ Secere, Nâgatullah ve Beytullah: Toplayıcılıktan Tarım, Hayvancılık ve Şehirleşmeye Kur’anî Bir Bakış Kur’ân’ın kıssalarında yer alan semboller, insanlık tarihinin sosyo-ekonomik ve kültürel evrelerini derin bir hikmet ile yansıtır. Bu bağlamda, secere (ağaç) insanın doğrudan doğayla ilişki kurduğu toplayıcılık ve avcılık dönemini, nâgatullah (Allah’ın devesi) tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan toplulukları, Beytullah (Allah’ın evi) ise şehirleşmenin ve ortak yaşamın temelini simgeler. Bu semboller üzerinden Kur’an, insanlık tarihinin geçirdiği dönüşümleri ve bu dönüşümler sırasında ortaya çıkan toplumsal adalet ilkelerini güçlü bir anlatımla gözler önüne serer. 🌳 Secere: Doğadan Toplayıcılığa ve İlkel Mülkiyet Anlayışına Kur’an’da Âdem ve Havva’nın cennette bir ağaca (secere) yaklaşmaları şu şekilde anlatılır: “Ey Âdem! Sen ve eşin cennette yerleşin, orada dilediğiniz gibi yiyin, ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.” (Bakara, 2:35) Burad...

KUR'AN'DA ÖĞÜT ve Pedagojisi 🗣

🗣 KUR'AN'DA ÖĞÜT ve Pedagojisi: Kur’an’da sıkça geçen “öğüt” (Arapça: ʿiẓ / mewʿiẓa) kavramı, mesajın temel işlevlerinden biridir. Kur’an kendisini “öğüt”, “zikr” (hatırlatma), “tezkire” (uyarıcı hatırlatma), “hüda” (rehberlik) gibi kavramlarla tanımlar. 1. Öğüt (ʿIẓ / Mewʿiẓa) Nedir? Öğüt, bir kişiye yararına olacak şeyleri hatırlatmak, onu zarardan sakındırmak ve doğru yola teşvik etmektir. Kur’an’daki öğüt, sadece nasihat değil; varoluşun anlamını, insanın kendisini ve hakikati hatırlamasını sağlayan bir farkındalık çağrısıdır. Kur’an’da öğüt genelde şunlarla ilgilidir: Allah’ın birliği (tevhid), Ahiret hayatı (hesap ve karşılık), Nefsani arzulara karşı uyarılar, Toplumların tarihinden ibret alınması, Akletmeye ve düşünmeye çağrı. --- 2. Ayetlerden Örnekler ve Öğüt Teması a) “Kur’an bir öğüttür” vurgusu: > “Bu Kur’an, insanlara bir açıklama, Allah’tan korkanlara da bir rehber ve bir öğüttür.” (Âl-i İmrân 3:138) > “Biz Kur’an’ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Öğüt al...

Bir Hakikat Var AHLAK 💎

 💎 Bir Hakikat Var AHLAK Doğru olan;  Otobüste yaşlılara yer verilmelidir. Sadece yaşlılar değil aslında, yolculuğu ayakta geçiremeyecek kim olursa olsun o şahsa yer verilmelidir. Bu doğru bir davranıştır çünkü zamanın birinde biz de oturmaya ihtiyaç duyabiliriz. Ahlaklı olmak bunu gerektirir. Birileri kalkmıyor, yer vermiyor diyerekten yer verecek gücümüz de varken "onlar vermiyorsa ben de vermem" demek doğruyu katletmektir. Doğru olan;  Darda kalmışla yolda kalmışa el uzatılmalıdır. Bir gün kendimizin de başına gelebileceği akıldan çıkarılmamalıdır. "Artık yardım edilecek zaman değil", "kimseye güven olmuyor" deyip yardım etmemek, el uzatmamak bir doğrunun katline yardımcı olmaktır. Eve alamıyorsak bile bir tas çorba verip bilmediği yerlerde ona yol göstermek bile yeterlidir. Borç dahi veremiyorsak yanında durmak gereklidir. Ahlak bunu gerektirir. Doğru olan;  Bir kişiye sebepsiz, onu incitmeden maddi yardım da bulunmak/infak etmek ge...