Kayıtlar

tevhid etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Peygamberi Putlaştırmak: Tevhidin Sessizce Yıkılışı

Resim
Peygamberi Putlaştırmak: Tevhidin Sessizce Yıkılışı İnsanlık tarihi, Allah’ın gönderdiği elçilerin getirdiği vahyin zamanla nasıl bozulduğunun hikâyesidir. Kur’an, bu bozulmanın ana sebebini açıkça ortaya koyar: Elçiyi yüceltmek, onu Allah’a yaklaşmanın aracı kılmak, dinin merkezine yerleştirmek. Bugün İslam coğrafyasında bu hatanın farklı bir kopyası yaşanıyor. Nebî ve sahabesini iki elleriyle “Allah’a yaklaştırıcı” olarak takdim edenler, aslında farkında olmadan Kur’an’ın kırdığı putları yeniden dikiyorlar. --- 1. Din Allah’ındır, Kimsenin Tekeli Değildir Kur’an, peygamberin konumunu şöyle açıklar:  “Allah’ın, kendisine Kitap, hüküm ve peygamberlik verdiği bir insanın, sonra insanlara ‘Allah’ı bırakıp bana kullar olun’ demesi söz konusu değildir. Ama ‘öğrettiğiniz ve okuduğunuz Kitap sebebiyle Rabb’e bağlı (rabbanî) olun’ der. Size melekleri ve peygamberleri Rab edinmenizi de emretmez. Siz Müslüman olduktan sonra size inkârı emreder mi?” (Âl-i İmran 79–80) Bu ayet, dinin şahıslar...

TEVHİD: TEK KAYNAK, TEK OTORİTE

Resim
TEVHİD: TEK KAYNAK, TEK OTORİTE Kur’an’dan Ayrılan, Tevhid’den Ayrılır 1. Tevhid, Tekliktir — Teklik, Tek Kaynaktır Kur’an’ın en temel mesajı “Lâ ilâhe illallah”tır. Bu cümle sadece put kırmakla ilgili değil; bilgi, hüküm ve ölçüde tek otoriteyi kabul etmek demektir. “Hüküm yalnız Allah’ındır. O, yalnız kendisine kulluk etmenizi emretti. Dosdoğru din budur.” (Yusuf 40) Kaynak çoğaldığında, ilahlar çoğalmış demektir. Bu da tevhid değil, şirk olur. --- 2. Tevhid, Vahyin Tekeli Demektir Kur’an, tek vahiy kaynağına bağlı kalmayı emreder: “Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku. O’nun sözlerini değiştirecek kimse yoktur. Ondan başka sığınak da bulamazsın.” (Kehf 27) Allah’ın sözleri tamamlanmıştır. Üzerine ekleme yapan, kendi sözünü de “ilahî” kategoriye sokmuş olur. Bu, Kur’an’ın “şirk” diye damgaladığı şeydir. --- 3. Nebîler Rab Değildir — Görevleri Kitaba Çağırmaktır Tevhid, elçilerin de yalnızca Allah’ın kulu ve peygamberi olduğunu bilmeyi gerektirir. “Allah’ın kendisine Kitap, hüküm ...

Fatiha, "Gazaba uğrayanlar" ve "Sapmışlar"🔯✝️

Resim
Kur’ân’daki "Yahudî" ve "Nasrânî" kavramlarını, Fâtiha Suresi bağlamında değerlendirmek oldukça anlamlıdır. Çünkü Fâtiha Suresi, tüm Kur’ân’ın özeti niteliğindedir ve insanlık tarihindeki temel inanç sapmalarına karşı hakikatin yönünü gösteren bir duadır. Bu bağlamda Yahudiler ve Nasranîler, Fâtiha’nın son ayetinde geçen  "gazaba uğrayanlar"  ve  "sapmışlar"  şeklinde nitelendirilen iki tarihsel-dinî prototipin örnekleridir. --- 🕋 Fâtiha Suresi (1:1–7) Özellikle son ayet: اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ (6) "Bizi doğru yola ilet." صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ، غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ (7) "Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna; gazaba uğrayanlarınkine ve sapmışlarınkine değil." --- 🧭 Kavramsal Yaklaşım: 1. “Gazaba uğrayanlar” (el-mağdûbi aleyhim): Kimdir? Kur’an’ın genel bağlamı dikkate alındığında, bu ifade en çok Yahudiler için kullanılır. Çünkü: Bilgiye ve vahye sahip olmalarına rağ...

İblis; ALLAH'dan Başkasına Secde etmeyen❓️

Resim
"İblis, Allah’a değil, Adem’e secde etmeyi reddetti. Bu bir kibir miydi, yoksa ‘tevhid’ iddiasıyla yapılan bir yanlış mıydı?" UYARI / HATIRLATMA Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür. Lütfen her ifadeyi  Kur’an’ın bütünüyle  değerlendirin;  ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın.  Hakikatin tek ölçüsü  Allah’ın kitabıdır.  Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir. Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz 🗝 KONU BAŞLIKLARI 🔻

FETİH 3 "Cihat Bir Özgürlük Mücadelesidir"

Resim
Cihat ve Fetih: Kur’an Bağlamında Zulme Karşı Mücadele mi, Yayılmacı Bir Savaş mı? Giriş: Cihat, Fetih ve Tartışmalı Anlamlar Cihat ve fetih, İslam tarihinde hem en çok yanlış anlaşılan hem de en çok istismar edilen iki kavram olmuştur. Modern dünya, bu iki terimi genellikle askerî şiddetle, yayılmacılıkla ve zorla din dayatmasıyla özdeşleştirir. Oysa Kur’an’a yakından bakıldığında, bu kavramların esas anlamlarının tamamen farklı, hatta çoğu zaman bu algıların tam zıttı olduğu görülür. Bu yazıda, Kur’an’da cihat kavramının temel boyutları ve askerî eylemlerle ilişkisi , özellikle zulme karşı özgürleştirici müdahale bağlamında ele alınacak, meşruiyet sınırları Kur’an çerçevesinde tartışılacaktır.

FETİH 2 "Kur’an’da Zalim Krallar ve Direniş"

Resim
🧭 1. Kur’an’da Zalim Krallar ve Direniş Kur’an’da kendini melik (krallık iddiasında bulunan) olarak tanımlayan ve zulmeden yöneticilere karşı halkı özgürleştirme teması örneklerle işlenmiştir: ➤ a. Firavun – Musa örneği: Firavun kendini ilahî bir otoriteye sahip kral (melik) olarak ilan etmiştir (Bkz: Nâziât 79:24 – “Sizin en yüce rabbiniz benim”). Hz. Musa, Allah’tan aldığı emirle bu zulme karşı bir hak mücadelesi başlatmıştır. Bu mücadele, Kur’an’da bir kurtuluş hareketi olarak sunulur. Amaç: İsrailoğulları'nı boyunduruktan kurtarmak , yani özgürleştirmektir. “(Musa dedi:) Ben size Rabbinizden apaçık bir delille geldim. Artık İsrailoğulları’nı benimle gönder!” (A’râf 7:105) Bu örnekten şu çıkarım yapılabilir: Zalim, baskıcı ve kendini ilahî otoriteyle özdeşleştiren yönetime karşı çıkmak , Kur’an’da bir tür tevhidî direniş olarak meşrudur.