Kayıtlar

Teslimiyet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kuran’da Kahr: Ezilenler, Galipler ve Kozmik Adalet

Resim
   “قهر” (Kahr) kavramını Kur’an perspektifiyle hem dilsel hem mecazî açıdan inceleyelim ve bazı şaşırtıcı bağlantılar ortaya koyalım. 1. Dilsel ve kökensel analiz قَهْر (kahr) Arapça’da temel olarak “ezme, zorlama, baskı, galip gelme” anlamına gelir. Kökü ق-ه-ر (Q-H-R) üç harfli köktür ve anlam çerçevesi şöyledir: Galip gelmek / üstün olmak : Bir kimseyi veya gücü tamamen kontrol altına almak. Zorlama / boyun eğdirme : Direnişi kırmak, iradeyi baskılamak. İrade ve güç : “Kahr” aynı zamanda mutlak güç ve iradeyi temsil eder. Kök, insan düzeyinde olursa baskı, zulüm veya zorlayıcı güç anlamında kullanılır; ilahi düzeyde olursa Allah’ın mutlak kudreti ve iradesi bağlamında geçer. Kahr, bir şeyi veya birini normal konumundan daha kötü bir hâle sokmak demektir. Bir insanı olması gereken konumdan daha aşağı bir duruma getirmek, onu kahretmek tir. Kahr, aslında “ikram”ın, yani üstün kılmanın, saygın hâle getirmenin zıddıdır . Örnek olarak Araplar, yiyeceğin pişmesi...

HUT "Doyumsuzluk, Karanlık ve Teslimiyet"

Resim
1. Dilsel Köken ve Anlam Hût (حُوت) kelimesi Arapçada hem “balık” hem de genel olarak “deniz canlısı” anlamına gelir. Klasik sözlüklerde (Lisânü’l-Arab, Tâcü’l-Arûs) “حوت” kökünden gelen kelimenin tekil “balık” için kullanıldığı, çoğulunun “حيتان / حِیْتان” olduğu belirtilir. Arapçada “balık” için asıl kelime “سمك / semek”tir. “Hut” balığın adı değil, doyumsuzluğu ve sürekli yeme özelliği nedeniyle balığa yakıştırılan bir sıfattır. Ancak Arap edebiyatında ve eski Sami dillerinde (özellikle İbranicede “דג dag” ve Akadca’da “nūnu”) “balık” kelimesi sadece hayvan değil, derinlik, bilinmezlik, yutma, kapatma gibi mecazî anlamlar da taşır. 2. Kur’an’da Geçtiği Yerler “Hût” kelimesi Kur’an’da toplam 6 yerde geçer. İki bağlam öne çıkar: a) Yûnus Nebî Bağlamı Sâffât 139-142 – Yunus, dolu gemiye biner, kura çekilir, denize atılır ve “hût” tarafından yutulur. Sâffât 142 – “فَالْتَقَمَهُ الْحُوتُ وَهُوَ مُلِيمٌ” → “Hût onu yuttu, o ise kınanmıştı.” Kamer 48 – “O ...