Bu Blogda Ara

hadisler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hadisler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Haziran 2025 Pazar

HAK DİNE KARŞI TİYATRO 🎭





Onların Dinleri: Gösteri, Zan ve Aracılığa Dayalı Bir İnanç Tiyatrosu

Giriş: Din mi, Tiyatro mu?

Kur’an, bazı dinî yapı ve anlayışları "onların dini" olarak tanımlar; bunlar hakikate çağıran değil, göz boyayan, korku ve umut sömürüsüyle insanları tahakküm altına alan inanç sistemleridir. Bu tür yapılar, insandaki en zayıf eğilimleri hedef alır: mucize beklentisi, gösteri arzusu, kolay kurtuluş hayali ve başkasına sorumluluk devretme isteği. Allah’a doğrudan yönelmek yerine, araya simgeler, kişiler, yapılar ve kurumlar sokarak hakikatin üstünü örter. Kur’an, bu yapıları keskin bir eleştiriyle ifşa eder.


---

1. Mucize Dini: Göz Büyüsü ile İnşa Edilen İman

Onların dinleri duymak değil, görmek ister. Kalple değil, gözle inanmak isterler. Gözle görülür bir “mucize” olmadan iman etmezler. Oysa Kur’an, mucize talebini inkârın bahanesi olarak gösterir. Nahl 35’te şöyle denir:

 “Resûllere düşen, yalnızca apaçık tebliğdir.”



Tarih boyunca Musa’dan asa, İsa’dan çamurdan kuş, Muhammed’den göğe çıkma veya yerden pınar fışkırtma istenmiştir. Bunlar, hakikati arayan değil, izlemek isteyen bir zihniyetin ürünüdür. Mucize, iman üretmez; sadece gösteri tatmini sağlar. Kur’an bu yüzden “ayet” (işaret, delil) kavramını kalbe ve akla hitap eden içsel bir çağrı olarak sunar.


---

2. Göğe Merdiven: Yukarıda Aranan Tanrı

Onların tanrısı yeryüzünde bulunmaz, göğe çıkar. Firavun’un şu sözleri bunu yansıtır:

“Ey Hâmân! Bana yüksek bir kule yap, belki göklere çıkarım da Musa’nın Tanrısını görürüm.” (Mü’min 36–37)



Bu yaklaşım, tanrıyı fiziksel bir konuma yerleştirme çabasıdır. Tanrı'yı göğe yerleştiren bu inanç, O’nu yeryüzü adaletinden, vicdanlardan ve kelâmından uzaklaştırır. Oysa Kur’an, Allah’ın ayetlerini yeryüzüne yaymıştır. Onların dini göğe merdiven yaparken, Kur’an insanın kalbinde bir anlam kapısı açar.


---

3. Aracı Dini: Şefaat Ticareti ve Din Adamı Sınıfının İstismarı

“Onların dininde” insan Allah’a doğrudan yönelemez. Araya aracı koyarlar: veli, evliya, ruhani lider, din adamı, tarikat şeyhi, aziz… O olmadan dua edilmez, ibadet eksik kalır, affa ulaşılmaz. Kur’an bu zihniyeti şöyle eleştirir:

“Onlar, Allah ile kendi aralarına şefaatçiler koyarlar; ‘Bunlar bizi Allah’a yaklaştıracak’ derler.” (Zümer 3)



Bu anlayış, dini ruhban sınıfının tekelinde bir pazara dönüştürür. Kur’an ise herkesi doğrudan Allah’a muhatap kılar. Hiçbir aracı, simsar, şefaatçi veya kurum gerekli değildir. Tevbe 34 şöyle der:

“Hahamların ve rahiplerin çoğu insanların mallarını haksız yollarla yerler ve Allah yolundan alıkoyarlar.”




---

4. Sihirli Dernekler ve Güçlü Adamlar: Efsane Dini

Onların dininde anlatılar hakikatin önüne geçer. Kahramanlar, ejderhayla savaşanlar, devasa güçleri olan seçilmiş kişiler, mistik tarikatlar, sır taşıyan dernekler... Bu tarz kurgular, gerçekliği bastırır. Kur’an buna karşı şöyle seslenir:

“Sana Ashâb-ı Kehf’i ve Rakîm’i mi soruyorlar? Rableri onları en iyi bilendir.” (Kehf 9)



Bu ayet, detaylara saplanan ve efsaneye tapan din anlayışını uyarır. Hikâyeler, hakikatin değil, hatırlamanın aracıdır. Fakat onların dini, anlatıyı amaca dönüştürür.


---

5. Tuğladan Göğe Kule: Materyal Güçle Kutsallık Arayışı

Onların dini fiziksel yapılarla güç arar. Tanrı’ya yakınlaşmak için devasa mabetler, ihtişamlı saraylar, altın süslemeler inşa ederler. Firavun’un kule talebi ya da Nemrut’un Tanrı’yla savaş hayali bu yapının ürünüdür. Kur’an ise basit bir metaforla bu zihniyeti çürütür:

“Evlerin en zayıfı, örümcek evidir.” (Ankebut 41)



İnanç, göğe tuğla dizmek değil, yere adalet kurmaktır. Gösterişli yapılar, sarsılmaz sanılır ama içi boştur. Onların dini kaleye örtü örter; Kur’an ise kalbi arındırır.


---

6. Zan ve Hurafe: Bilinmezliğe Tapmak

Bilmediğini yücelten bir zihniyet... Zan, hurafe, hikmetli görünen ama temelsiz inançlar... Kur’an, zanla inşa edilen dini böyle uyarır:

 “Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Zan ise hakikat adına hiçbir şey ifade etmez.” (Yunus 36)



Gizemli olduğu için “kutsal” sanılan, sorgulanmayan her şey bu yapıya hizmet eder. Hak din, açıklığı ve sorgulamayı esas alır.


---

7. Nesne Dini: Kitap, Mekân, Emanet Fetişizmi

Onların dini nesneleri kutsar: dokunulmaz kitaplar, yalnızca izlenen ama anlaşılmayan metinler, kutsal taşlar, elbiseler, emanetler... Oysa Musa'nın kavmi buzağıya taparken Kur’an bunu açıkça eleştirir:

“O (buzağı), onlara bir beden gibi göründü ama konuşmazdı.” (Taha 88)



Hak din nesneleri değil, işaret ettikleri anlamı önemser. Onların dini şekli yüceltir, içeriği unutur.


---

8. Başarının Dini: Zenginliği İlahi Onay Sanmak

Zengin olan, güçlü olan, saygın olan Allah tarafından sevilmiştir inancı... Karun şöyle der:

“Bu servet bana sahip olduğum bilgi sayesinde verildi.” (Kasas 78)



Oysa Kur’an, servetin bir sınav olduğunu öğretir. Onların dini, dünyevi başarıyı ahiret onayı zanneder. Kur’an ise bu illüzyonu yıkar.


---

9. Tören Dini: Biçimin Ruhu Boğduğu Bir İbadet

Törenler, ritüeller, seremoniler... İbadet anlamdan kopunca bir gösteriye dönüşür. Salât şekle dönüşür, kurban ruhsuzlaşır. Oysa Kur’an der ki:

“Namaz kötülükten alıkoymazsa, amacını yitirmiştir.” (Ankebut 45)



Hak din, davranışa dönüşmeyen ibadeti reddeder.


---

10. Zaman Putçuluğu: Sayılar ve Günlerin Kutsanması

Onların dini rakamlarla uğraşır: 19’un sırrı, 7’nin kutsallığı, o gece, bu gün… Fakat Kur’an şunu söyler:

“Geceyi gündüze, gündüzü geceye çeviren Allah’tır.” (Al-i İmran 27)



İman bir sayıda değil, bir tutumda yaşar. Gün kutsal değil; yaptığın iş kutsaldır.


---

11. Kimlik Dini: Eylem Yerine Etiketle Dindarlık

“Biz Müslümanız” der ama Kur’an’ın ahlakı yoktur. Din bir etiket, bir kimlik olur. Kur’an bu zihniyeti şöyle teşhir eder:

“Onlar, ‘Biz atalarımızı böyle bulduk’ derler.” (Bakara 170)



Ataların dini, hak dinin en büyük düşmanıdır.


---

Sonuç: Onların Dinleri ve Hak Din Arasındaki Derin Fark

Kur’an, sahte din anlayışlarını "atalar dini", "zan dini", "mucize dini" ya da "aracı dini" gibi ifadelerle yerer. Onların dini, Allah’ı değil; Allah adına konuşanları kutsar. Ayeti değil; kerameti över. Sözün hakikatini değil; gösterinin etkisini sever.

Oysa hak din yalındır, doğrudur, aracısızdır:

 “Allah’a, dinini yalnız O’na has kılarak kulluk edin.” (Zümer 2)



Onların dininde merdivenler, kuleler, şefaatçiler, simyacılar vardır. Ama hak dinde sadece Allah ve sen varsın. Aracısız, pazarlıksız, gösterisiz bir hakikat... Sadece senin kalbin ve Rabbinin kelâmı…


---

UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

24 Haziran 2025 Salı

DİNİ SULANDIRMAK "geleneksel din anlayışı"🛐




Dini Sulandırmak: Hakikatin Üzerine Örtülen Perde


"Dinlerini parça parça edip grup grup olanlar yok mu! Senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur." (En’âm, 6/159)

Tarih boyunca hakikat, kitlelerin çıkarlarıyla çatıştığında hep tahrif edilmiş, özünden saptırılmış, ilkesel duruşu biçimsel bir tekrar hâline getirilmiştir. Bu yozlaşmanın en belirgin örneği ise dinin sulandırılması, yani özünden uzaklaştırılması, hakikat yükünü taşıyamayacak kadar hafifletilmesi ve nihayetinde etkisizleştirilmesidir.

Kur’an’ın apaçık mesajı, insanı özgürleştiren, aklı ve vicdanı muhatap alan bir çağrıdır. Ne yazık ki zamanla bu çağrı, kişisel menfaatler, köklü gelenekler ve siyasi baskılarla boğulmuş, Kur’an dışı öğretilerle harmanlanarak asli çizgisinden uzaklaştırılmıştır.

Dinin Sulandırılma Biçimleri

Dinin özünden kopmasının dört temel tezahürü vardır:

 * Din, Gelenekle Karıştırıldı: Günümüzde birçok Müslüman, din adına öğrendiği uygulamaların çoğunun Kur’an kaynaklı olmadığını fark etmiyor. Çünkü din, ataların kültürel alışkanlıklarıyla o kadar iç içe geçmiş durumda ki, "Atalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinden gidiyoruz." (Zuhruf 43:22) diyenlerin yolu takip ediliyor. Bu durum, ilahi vahiyle kurulan bağı zayıflatıyor ve körü körüne taklitçiliği teşvik ediyor.

 * Ritüeller, İlkenin Önüne Geçti: Salat, oruç, zekat gibi ibadetler; içeriği boşaltılmış, sadece bedensel veya biçimsel tekrarlar hâline getirilmiştir. Vahiy ile kurulan anlam bağı kopmuş, bu ibadetler yalnızca "yapılması gereken görevler" olarak algılanmaya başlanmıştır. Oysa Kur’an’da salat, öncelikle "vahiy ile bağ kurmak ve öğütleşmek" anlamını taşır. Ancak günümüzde bu kavram, sadece belirli bedensel hareketlere indirgenmiştir.

 * Şirk Unsurları Din Diye Sunuldu: Peygamberin sözleriyle çelişen hadisler, Kur’an’a muhalif yorumlar ve uydurma rivayetlerle din genişletildi; hatta ilahi hükümlerin üzerine beşeri hükümler yerleştirildi. Bu, açıkça şirktir. Kur’an’ın ifadesiyle, "Onlar, alimlerini ve din adamlarını Allah'tan başka rabler edindiler." (Tevbe 9:31) Bu durum, Allah’ın hükmüne ortak koşma anlamına gelir.

 * Sorgulama Engellendi: Din adına konuşanlar eleştirilemez, dokunulmaz hâle getirildi. Oysa Kur’an’ın her sayfası insanı düşünmeye, akletmeye, sorgulamaya çağırır. "Hiç düşünmez misiniz?", "Aklınızı kullanmaz mısınız?" gibi ifadeler onlarca kez tekrar edilir. Ancak sulandırılmış din, sorgulayanı "dinden çıkmakla" suçlayarak zihinsel özgürlüğü kısıtlar.

Çözüm: Kur’an’a Dönüş

Bu derin yozlaşmanın çözümü, din adına gelen her bilgiyi Kur’an’a arz etmektir. Kur’an dışı hiçbir söz, hüküm koyucu olamaz. Allah’ın dediği son sözdür. 

"Bu Kur’an, kendisiyle uyarılsınlar diye indirilmiştir." (İbrahim 14:52).

Dinin saf hâline dönmesi, ancak Kur’an’ın yeniden merkeze alınmasıyla mümkündür. Geleneksel tortuların, kültürel ilavelerin ve mezhebi bağnazlıkların üstüne çekilen perde, ancak vahyin ışığıyla yırtılabilir. Bu, hem bireysel bir bilinçlenme hem de toplumsal bir dönüşüm gerektirir.

UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

22 Haziran 2025 Pazar

Kıyamet Günü Ortaklar ve İddiaları: Gerçek Şirk Nerede Başlar?




Kıyamet Günü Ortaklar ve İddiaları: Gerçek Şirk Nerede Başlar?

Kuran-ı Kerim, kıyamet gününde yaşanacak dehşet verici manzaraları ve insanların sorgulanma süreçlerini net bir şekilde ortaya koyar. Bu sorgulamaların en can alıcı noktalarından biri de, şüphesiz, şirk meselesidir. En'am Suresi'nin 22. ve 23. ayetleri, o gün ortak koşanların nasıl bir durumla karşılaşacaklarını ve ne tür mazeretler ileri süreceklerini çarpıcı bir şekilde tasvir eder:

"O gün onların hepsini toplayacağız. Sonra ortak koşan kimselere 'İddia ettiğiniz ortaklarınız nerede?' diyeceğiz." (En'am-22)

Bu ayet, mahşer gününün o çetin anında, Allah'tan başkasına ibadet eden, O'na ortak koşanların yüz yüze kalacakları büyük sorguyu gözler önüne serer. Onlar, dünyada kendilerine şefaatçi ya da aracı edindikleri "ortaklarını" arayacak, ancak onları bulamayacaklardır. Bu soru, sadece putlara tapanları değil, Allah'ın mutlak birliğine gölge düşürecek herhangi bir düşünce veya eylemde bulunan herkesi kapsayan evrensel bir sorgudur.

Ayette geçen "ortaklar" kavramının yalnızca cansız putlarla sınırlı olduğu düşüncesi, büyük bir yanılgı ve tehlikedir. Zira şirk, sadece bir taşa, ağaca veya heykele tapmakla sınırlı değildir. Şirk, Allah'ın koyduğu hükümlerin ötesinde hükümler koymaya kalkışmak, O'na ait olan yetkileri başkalarına atfetmek veya Allah'tan başka varlıklara, kutsal kişilere ya da metinlere Kur'an'ın önüne geçecek bir otorite atfetmekle de ortaya çıkabilir.

İkinci ayet ise bu durumdaki insanların çaresizliğini ve inkarlarını gözler önüne serer:
"Sonra onların 'Allah'a yemin ederiz ki biz Rabbimize ortak koşanlar değildik.' demekten başka onların bahaneleri olmayacak." (En'am-23)
Bu ifade, şirke bulaşmış olanların dahi kıyamet günü kendilerini nasıl inkar edeceklerini gösterir. Onlar, dünyada yaptıkları şirkin farkında bile olmayabilirler, ya da yaptıkları eylemlerin şirk olduğunu kabul etmeyebilirler. 

Bu durum, özellikle günümüzde Kur'an'a muhalif hadisleri Kur'an'ın önüne koyarak veya Kur'an'la çelişen rivayetlere iman ederek dinde yeni hükümler uyduranlar için ciddi bir uyarı niteliğindedir.

Ne yazık ki, tarih boyunca ve günümüzde birçok insan, Kur'an'ın açık ve net ilkelerine rağmen, çeşitli rivayetleri veya geleneksel yorumları dinin asli kaynağı gibi kabul etmiş ve Kur'an'ın ruhuna aykırı uygulamalara yönelmiştir. Kimi zaman peygamberlere, velilere veya dini önderlere, Allah'ın vasıflarına ortak koşacak derecede ulviyet atfedilmiş, kimi zaman da Kur'an'da olmayan ibadet şekilleri veya hükümler dinin bir parçası gibi algılanmıştır.

Bu durumdaki kişiler, o gün geldiğinde, "Biz Rabbimize ortak koşanlar değildik" diye yemin etmekle yetineceklerdir. Çünkü onlar, kendilerini samimi birer mümin olarak görmüş, belki de iyi niyetle hareket etmişlerdir. Ancak Allah katında şirk, niyetten bağımsız olarak, O'nun mutlak birliğine ve Kur'an'ın eksiksizliğine gölge düşüren her türlü eylem ve inancı kapsar.

Dolayısıyla, bu ayetler bize çok önemli bir ders vermektedir: Gerçek şirk, sadece putperestlikle sınırlı değildir. Allah'ın kelamına, yani Kur'an'a tam olarak teslim olmadan, başka kaynakları Kur'an'ın önüne koyarak veya Kur'an'a aykırı rivayetlere dayanarak dini anlamaya çalışmak, farkında olmadan şirke düşme riski taşır.

Kıyamet günü "ortak koşanlardan değildik" bahanesi, o günün çetin sorgusunda kimseye bir fayda sağlamayacaktır. Asıl olan, dünya hayatında iken Kur'an'a sıkı sıkıya sarılmak, onun ışığında doğru yolu bulmak ve Allah'ın birliğini tam anlamıyla kavramaktır.

UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

19 Haziran 2025 Perşembe

UYDURULAN DİN VE HADİSLER ÜZERİNE YAZILAR 📬

 



UYDURULAN DİN VE HADİSLER ÜZERİNE YAZILAR


·  ALEMLERE RAHMET OLARAK GÖNDERİLEN NEDİR ? 🌍

·  Allah ve Resulüne ait GANİMETLER

·  Allah’a ve Rasûl’e İtaat: Kur’ânî Bir Analiz 👀

·  Allah’ın Açıklamadıklarından Din Üretmek: Sınırı A...

·  ALLAHI TEK ANMAK

·  ATALARIMIZI UYAR BULDUĞUMUZ DİNİ 🗿

·  BUHARİ HADİS KİTABI (tenkit) 📙

·  Darüsselam Fıtrat Ortak Paydası 🌐

·  Din Baronları "Ayetleri etkisiz kılmaya çalışanlar"

·  DİN ORGANİZE SANAYİSİ 🏭

·  Dinci ve Dinsiz Yobazlık 🎭

·  DİNDE AYRIŞMA 🖇

·  DİNDE HADİS SORUNU 🛐

·  DİNDE KURUMSALLAŞMA

·  Ehli sünnet UYDURMASI nedir ? 🔏

·  FARKLI DİNİ OLUŞUM NEDENLERİ? 📜

·  Gelenek Dininden Kurtulmak 🎞

·  HADİS KALBURCULARI 📥

·  Hadis Kuyusu: Gerçekten Rahmet mi, Yoksa Fırtına m...

·  Hadis Usulsüzlüğü 1 ️ Nebi ne vasiyet etti?

·  Hadis Usulsüzlüğü 2 ️ Son Nebi Sonrası Tutumlar

·  HADİS VE SAMİRİ ZİHNİYET 👣

·  Hikmet Nedir? İlahi Denge, Derinlik ve Yol Göster...

·  İçiniz Rahat Olmasın

·  İnkârcıların Peygamberden Beklentileri 🤬

·  İnsana Verilen Sorumluluk, Zulmün Kaynağı ve İlahi...

·  İnsanın İki Eliyle 👐 Oluşturduğu Şeyler

·  İslam algımız ne olmalı ?

·  İSLAMIN NİHAİ HEDEFİ

·  Kavramların Tahrifi, İmanın Tahribi

·  Kendilerini "Ehl-i Sünnet" diye isimlendirenlere

·  Kırılma Noktası: İslam’ın Bozulan Yolu ve Çıkış Re...

·  KİTAP YÜKLÜ EŞEK BENZETMESİ 🦓

·  Kur’an İlkeler Doğrultusunda Oluşan Kültürel Formlar

·  Kur’an Okumanın Zararları

·  Kur’an yetmez diyen İFTİRACILAR!

·  Kur’an: Sayfaya Değil, Zamana Yazılmış Kitap 📖

·  Kur’an’a Eş Koşan Müşrikler

·  Kur’an’dan Dersler Çıkarmak -1 💫

·  Kur’an’dan Dersler Çıkarmak -2 💫

·  KURANA HADİS VE SÜNNET 🗞

·  KUR'AN'DA ÖĞÜT ve Pedagojisi 🗣

·  Kuranda Rasulün Görevi 📩

·  Kurtuluş şefaatte değil 😔

·  Kutsalı Okumak mı, Kutsalla Kendini Onaylamak mı? 💠

·  MİSAK ; İşittik ve İtaat ettik 🧾

·  MİSAKIMIZIN FARKINDA MIYIZ ? 👂 İşittik ve itaat e...

·  NAMAZ KILMAYI KİM ÖĞRETTİ? 🧲

·  Nebi ve Rasul: İlahi Mesajın Taşıyıcıları ve Tebli...

·  Nebî’ye Yönelik Uyarı: Vahyin Terbiye Edici Dili

·  Nebiler Dinin Erbabı mıdır ? 📬

·  Neden İkiyüzlü Bir Toplum Olduk?

·  Resûl’e İtaat Edin, Nebi’ye Tâbi Olun

·  RESULE UYMAK 📬

·  SADECE KUR'AN ️ Diyenlerin Haklı Argümanları

·  Samiri ve "Rasul İzi" 👣

·  Sen neden aldandın?

·  Senin kıyametin ne zaman koptu?

·  ŞANLI ATALAR DİNİNİN MASALLARI 🗿

·  Şeytanın Yedi Yöntemi

·  ŞEYTANİ TELKİNLER TARİKATLARI 🔯

·  ŞİRK Her Şeyin Yanıltıcı Gücü 🔥

·  Tağut’un Gölgesinde Şirk Düzeni, Tevhid’in Işığınd...

·  TAPMAK NEDİR? ( “Abd” (عبد) Kavramının ) 🛐

·  TEVHİD TOPLUMUNUN YENİDEN İNŞASI 1

·  TEVHİD TOPLUMUNUN YENİDEN İNŞASI 2

·  TEVHİD TOPLUMUNUN YENİDEN İNŞASI 3

·  Toplumun Katılığına Karşı Hakikatinin Sızıntısı

·  ÜCRET Almayanlara Uyun Kur’an’da Nebevî Duruş 🧭

·  ÜMMETE ÖZELEŞTİRİ

·  Yetime Baktın mı? Kur’an’da Salât ve Sosyal Vicdan

·  Zanna Dayalı Din: Kur’an’da Şirkin Bilgi Temeli 🎬