Bu Blogda Ara

neden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
neden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Haziran 2025 Pazar

Kâbe’ye Neden Örtü Örterler ? 🕋




🕋 Kâbe’ye Neden Örtü Örterler? Altın Oluklar, Süslü Kapılar Neden? Bu Zihin Neyi Gizler?


---

1. Kâbe’nin Örtülmesi: Şeffaf Hakikatin Gizlenmesi

Kur’an’da Kâbe, “el-Beyt” yani “ev” olarak tanımlanır. Ve bu evin özelliği, “mübârek” ve “hidayet kaynağı” oluşudur (Âl-i İmrân 96). Fakat dikkat edin: Kur’an'da geçen bu ev sade, gösterişsiz, herkesin yöneldiği açık bir mekândır.

Ama tarih içinde Kâbe:

Örtülmüş,

Altınlarla süslenmiş,

Kapısı yükseltilmiş,

İçeri girilmez hale getirilmiş.


Bu değişim, sadece estetik değil, zihinsel ve teolojik bir dönüşümün dışavurumudur.


---

2. Örtmek: Evi Yüceleştirmek mi, Evi Saklamak mı?

Kâbe’ye örtü örtmek bir anlamda onu “çıplaklıktan kurtarmak” gibi sunulur. Ama çıplaklık burada aslında doğallık ve açıklık demektir.

Kur’an’da “örtmek” (كفر, kufr) kelimesi zaten hakikati gizlemek anlamına gelir. Dolayısıyla örtü, sadece fiziksel değil anlamsal bir örtmedir.


> Bu, Kâbe’nin Allah’a değil, otoriteye, gösterişe ve şekilciliğe yönlendirilmesidir.




---

3. Altın Oluklar ve Süslü Kapılar:

Bunlar neyi anlatır?

Tanrısal olanla insan yapımı olanı karıştırmak.

Allah’ın evi olarak tanımlanan sade ve açık mekâna kraliyet sarayı görünümü vermek.

Hac ibadetini bir tören, gösteri, ihtişam alanına çevirmek.


> Tıpkı Firavun’un sarayı gibi, altın ve debdebe, tevhidin özünü değil, dünyaya ait iktidarın estetiğini temsil eder.




---

4. Kapının Yükseltilmesi:

Kâbe’nin kapısı yerden yükseğe alınmıştır. Bu bile başlı başına bir “erişilmezlik” mesajıdır.

Kur’an’da Allah'ın evi “tüm insanlar için kurulan ilk ev”dir (Âl-i İmrân 96).

Ama kapının yükseltilmesi, oraya ancak “belirli yetkililer”in ulaşabilmesi, tevhidin eşitliğine karşı bir hiyerarşi üretir.



---

5. Bu Zihin Ne Yapıyor?

Tevhidi, ritüele indirger.

Sade olanı, kutsal ambalajlarla paketler.

Açık olanı, örtüp gizemli kılar.

Hidayet merkezi olan bir yapıyı, turistik ya da politik bir mekâna çevirir.



---

🌑 Sonuç: Bu Zihin Ne Gizler?

Allah’ın evini, Allah’tan uzaklaştırır.

Hakikati, biçime boğar.

İnsanlara yönelişi, iktidara yönelişe dönüştürür.

Sade hakikati, süslenmiş hurafelere ve otorite yapılarına kurban eder.


---


UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

3 Haziran 2025 Salı

İblis; ALLAH'dan Başkasına Secde etmeyen❓️


"İblis, Allah’a değil, Adem’e secde etmeyi reddetti. Bu bir kibir miydi, yoksa ‘tevhid’ iddiasıyla yapılan bir yanlış mıydı?"


UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

18 Mayıs 2025 Pazar

Kur’an’da miras payları ✂️

✂️ Kur’an’da miras payları 


Kur’an’da miras payları ve kavvâmlık (erkeğin sorumluluğu) konuları genellikle Nisa Suresi ekseninde ele alınır. Bu iki konu bazen yanlış biçimde kadının değersizleştirilmesi veya erkeğe üstünlük tanınması gibi yorumlara neden olmuştur. Ancak Kur’an bağlamında dikkatli bir tahlille bu meseleler adalet, sorumluluk ve hak çerçevesinde yeniden anlaşılabilir. Aşağıda iki başlığı ayrı ayrı ele alıp sonra aralarındaki ilişkiyi değerlendireceğim:



17 Mayıs 2025 Cumartesi

Bir Mekân Neden Mukaddes Olur ? 🕋

🕋Bir Mekân Neden Mukaddes Olur?



---

Bir Mekân Neden Mukaddes Olur? — Kur’an Temelli Bir Yaklaşım

1. Giriş: Kutsallık Kavramının Kaynağı

Kur’an’da “kutsal” veya “mukaddes” anlamına gelen en temel kök ق-د-س (k-d-s) köküdür. Bu kökten türeyen “mukaddes”, “temiz, arındırılmış, saf ve saygın” anlamlarını içerir. Ancak Kur’an, bir mekânın kutsiyetini coğrafi ya da fiziksel üstünlüğe değil, o mekânın vahiy, tevhid ve arınma ile ilişkisine bağlar.

4 Mayıs 2025 Pazar

KONUŞMAMA 2 Psikolojik Perspektif 😖

😖 KONUŞMAMA 2 Psikolojik Perspektif

---

1. Psikolojik Perspektif: Sessizliğin Zihinsel Arınma İşlevi

Modern psikolojiye göre, konuşmama ve sessizlik, bireyin içsel dünyasıyla yüzleşmesini kolaylaştırır. Sürekli konuşmak, zihni dışa bağlar; sessizlik ise farkındalığı içe çeker. Özellikle “mindfulness” (bilinçli farkındalık) temelli terapilerde, sessizlik uygulamaları zihinsel arınma amacıyla önerilir.

Meryem örneğinde görülen konuşmama, doğum gibi fiziksel ve ruhsal olarak sarsıcı bir olaydan sonra travma sonrası içsel düzeni yeniden kurma girişimi olarak da yorumlanabilir.

Zekeriya örneği ise, beklenmedik bir mucize karşısında “düşünmeden konuşma” refleksini baskılamak ve tepkisel değil bilinçli bir duruş sergilemek açısından değerlidir.


Psikolojik çıkarım: Sessizlik, duygusal dengeyi yeniden kurmak için kullanılan doğal bir savunma ve uyum mekanizmasıdır.


---

2. Nörolojik Perspektif: Dilin Askıya Alınması ve Beyin Dinlenmesi

Nörolojik açıdan konuşmak, beynin prefrontal korteks, Broca ve Wernicke alanlarını etkin şekilde kullanmasını gerektirir. Ancak konuşma kesildiğinde, bu merkezlerin yükü azalır ve beyin, varsayılan mod ağı (default mode network) denen sistemle kendilik farkındalığına geçer.

Sessizlik dönemlerinde beyin, dış dünyadan ziyade içsel düşünce, geçmiş anılar, benlik ve anlam arayışı gibi süreçleri işler.

Meryem ve Zekeriya gibi peygamberî figürlerin, böyle bir suskunluk sürecinde ilahi mesajı içselleştirmeye daha hazır hâle gelmeleri mümkündür.


Nörolojik çıkarım: Konuşmama, beynin tefekkür ve yüksek bilişsel farkındalık moduna geçmesini kolaylaştırır.


---

3. Bilinç Kuramları: Sessizlik ve Öznel Farkındalık

Bilinç felsefesi açısından sessizlik, sadece dışsal bir eylemsizlik değil, öznel deneyimin yoğunlaşmasıdır. Konuştuğumuzda, anlam dışarı akar; sustuğumuzda, anlam içeri çöker.

Meryem’in susması, onun sadece toplumla değil, kendisiyle de yüzleştiği, benliğini ilahi mesajla hizaladığı bir bilinç sürecidir.

Bu durum, "içsel tanıklık" olarak bilinen metabilişsel bir konumlanmaya işaret eder.


Örneğin, Jean-Paul Sartre ve Martin Heidegger gibi filozoflar, sessizliği “varoluşun yankısı” olarak tanımlar. Meryem ve Zekeriya'nın suskunluğu, işte bu yankıyı dinlemeye benzer.

Felsefi çıkarım: Sessizlik, insanın kendi varoluşunu duyumsadığı bir farkındalık alanı açar.


---

4. Modern Terapötik Uygulamalar: “Sessizlik Detoksu”

Günümüzde birçok terapist ve eğitimci, “konuşmama inzivası” gibi pratiklerle bireylere içsel durgunluk kazandırmaya çalışır. Budist gelenekteki Vipassana meditasyonları, günlerce konuşmadan kalmayı esas alır ve bu süre zarfında zihinsel berraklık ve şefkat geliştiği gözlemlenir.

Kur’an’daki konuşmama orucu da bu anlamda bir “nübüvvet temelli sessizlik detoksu” olarak görülebilir: Allah’ın kelâmını içte yankılatan, dış kelimeleri susturan bir ruhsal hizalanma.


---

Sonuç: Kur’anî Sessizlik, Zihinsel Tevhiddir

Kur’an’da geçen konuşmama orucu, modern psikoloji ve nörobilimle uyumlu olarak:

Ruhsal dengeyi sağlar,

Düşünsel derinliği artırır,

Benlik farkındalığını yükseltir,

İlahi kelâmın yankısını netleştirir.


Bu yönüyle Kur’an’daki sessizlik, sadece bir davranış değil, zihinsel ve ontolojik bir tevhid pratiği olarak anlaşılabilir: Sözün sahibi Allah’tır; kul susarak bunu kabul eder.


---