Kayıtlar

yön verme etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kuranda HALİL "derin iz bırakma"

Resim
Halîl ve İmam: Kur’an’da İbrahim’in İki Sıfatının Birleşen Anlamı 1. Giriş Kur’an’da Hz. İbrahim’e atfedilen iki özel sıfat vardır: Halîl (خليل) — Nisa 125 İmam (إمام) — Bakara 124 Genelde halîl, “Allah’ın dostu” olarak çevrilir. Ancak kelimenin kök anlamı ve bağlam dikkate alındığında bu, İbrahim’in liderlik ve önderlik vasfını gölgeleyen eksik bir çeviri olur. Kur’an, İbrahim’in hem iz bırakan (halîl) hem de yol gösteren önder (imam) oluşunu tek bir bütün olarak sunar. 2. Halîl Kelimesinin Kökeni Halîl , sadece sevgi ve yakınlığı değil,  derin iz bırakma ,  yön verme  ve  çığır açma  gibi daha güçlü anlamları içinde barındırır. Halîl  kelimesi  mübalağa ism-i fail  kalıbındadır. Kökü:  خ ل ل [hll] Esas anlamı:  “Bozmak” Bu anlamdan türeyen farklı kullanımlar: Yiyeceklerin ekşimesi veya bozulması Meyve suyunun şaraplaşması İki nesnenin veya iki kişinin arasının açılması Çölde kum üzerinde  iz bırakmak Çölde yeni bir yol...

TA HARFİ "istikamet" ط

Resim
Tâ (ط) Harfi: İlahi Müdahale, Saf Bilinç ve Doğrudan Eylem 🔠 Giriş: Tâ Harfinin Varlık Dili İçindeki Konumu Tâ (ط) harfi , Kur’an’da hurûf-u mukattaa olarak “Ṭâ-Hâ” ve “Ṭâ-Sîn-Mîm” gibi gruplarda yer alan nadir harflerden biridir. Bu harf, yalnızca ses değil, aynı zamanda anlam ve yön bildiren bir işaret olarak değerlendirilir. Sembolik anlam dünyasında Tâ; ilahi eylemin, yönlendirmenin, temizliğin ve bilinçteki duruluğun simgesidir. 1️⃣ Tâ – İlahi Eylemin Sembolü Köken: Arapça “ṭahâra” (طَهَرَ) fiilinden türeyen anlamlar, “temizlik, arınmışlık, lekesizlik” içerir. Aynı zamanda “ṭā‘a” (itaat) ve “ṭarîq” (yol) gibi kelimelerle de etimolojik bağ taşır. Anlam Derinliği: İlahi müdahale: Allah’ın doğrudan müdahalesiyle gerçekleşen yön değişimleri. Tarihe yön verme: Peygamberler vasıtasıyla ortaya çıkan köklü dönüşümler. İlahi doğrultu: Sapmadan ilerleyen ilahi hat (istikamet). Kur’ânî Temsil: Ṭâ-Hâ Suresi: “Ṭâ-Hâ, Biz bu Kur’an’ı sana sıkıntıya düşesin diye indirmedik.” (20:1–2)...