Bu Blogda Ara

sadece kuran etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sadece kuran etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Haziran 2025 Pazartesi

Kuran Müslümanlığı "ŞEREF DUYARIZ"




Kur’an Müslümanlığı: Tek Ölçümüz, Tek Kaynağımız 📖

Biz Kur’an Müslümanlarıyız.
Din adına konuşulacaksa, tek geçerli söz Kur’an’dır. Allah’ın sözü dururken; insanların yazdığı kitaplara, uydurduğu hikâyelere, rivayet pazarlıklarına, menkıbe masallarına itibar etmeyiz. Çünkü bizim için din, Allah’ın vahyettiği bu kutsal kitapta bütün açıklığıyla mevcuttur.

🔹 Çünkü biz Allah’a misak verdik.
🔹 Bu Kur’an’ı işittik ve bu kitaba itaat edeceğiz.
🔹 Kim gibi? Son Nebi gibi.
🔹 Kim gibi? İbrahim ve beraberindekiler gibi.

Rabbimiz, bu nebilerde bize güzel örnekler olduğunu bildiriyor. Onlar da bizim gibi yalnızca Allah’ın ayetlerine sarıldılar. Onlar:

 “Yalnız sana kulluk ederiz, yalnız senden yardım isteriz.” (Fâtiha 1:5)



dediler. Biz de aynı teslimiyetle yürürüz.


---

Kur’an: Eksiksiz ve Yeterli Kitap 📜

 “Bu kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.” (En‘âm 6:38)


Bu ayet, Kur’an’ın eksiksiz ve tam bir rehber olduğunu ilan eder.
O hâlde başka kaynaklara ihtiyaç duymak, bu ilahi beyana karşı çıkmak değil midir?


---

Kur’an: Tek Ölçümüz, Tek Yönümüz 🧭

İslam, tarih kitaplarının değil, Allah’ın kelamının tanımladığı bir dindir. Din adına anlatılan her şey Kur’an’a arz edilir, onun süzgecinden geçirilir.

📌 Uydurma hadisler, rüyalar, kıssalar, ulemadan gelen tartışmalı yorumlar — bizim için ancak Kur’an’a uydukları kadar değerlidir. Uymuyorsa, reddedilir.

 “Aralarında hükmü yalnızca Allah verir.” (Şûrâ 42:10)



Bu ayet, hüküm koyma yetkisinin sadece Allah’a ait olduğunu ve dinî otoritenin sadece Kur’an olması gerektiğini açıkça bildirir.


---

Kur’an Penceresinden Bakarız 🔍

Biz, at gözlüğüyle değil, Kur’an’ın penceresinden bakarız.
Tarihin tozlu sayfalarından menkıbeler toplayıp ümmeti geçmişe bağlayanlar; dini Kur’an’dan koparıp mezhebe, tarikata esir edenlerdir.

Onların dininde kitap ikinci planda, bizim dinimizde ise tek kaynak.

“Atalarınızın izinden mi gideceksiniz?” (Bakara 2:170)
Biz, ataların değil, Allah’ın vahyinin izinden gideriz.




---

Hakkı da Bâtılı da Kur’an’la Tanırız ⚖️

Doğruyu ve yanlışı belirleyen insanlar değil, Kur’an’dır.
Allah’ın kelamı:

✅ Nur’dur
✅ Furkan’dır (ayırıcıdır)
✅ Hidayettir
✅ Hüküm verendir

 “Bu kitap, hikmet doludur (hakîmdir).”
O halde insanların görüşleriyle değil, Allah’ın sözüyle amel ederiz.




---

Dinimiz, Kur’an Merkezlidir ⭕

Bizim din anlayışımız; kişiler, mezhepler, tarikatlar etrafında değil,
Kelime-i Tevhid etrafında şekillenir:

 “Lâ ilâhe illallah”
Yani: Allah’tan başka hüküm koyucu, yasa yapıcı, hayat belirleyici yoktur.



Resul’e ittiba etmek, onun da bağlı olduğu tek kaynağa uymaktır: Kur’an.

“Ben sadece bana vahyedilene uyarım.” (En‘âm 6:50)



O halde biz de onun izinden giderek vahye uyarız.


---

Kur’an Bize Yeter. Eksiksizdir. 🌟

Bizi “yalnız Kur’an’la yetinmekle” suçlayanlara cevabımız nettir:

Yetinmiyoruz, yetiyoruz.



Kur’an:

✨ Bir zikirdir
✨ Bir şifadır
✨ Bir furkandır
✨ Bir nurdur

(Enbiyâ 21:50, Fussilet 41:44, Şûrâ 42:52)

O bize yeter.
Yetersiz olduğunu söyleyen, Allah’a iftira etmiş olur. Bu ise kabul edilemez.


---

Sözün Başı da Sonu da Kur’an’dır 🕊️

İnancımızda, ibadetimizde, hayatımızda tek başvuru kaynağımız Kur’an’dır.

“Bu (Kur’an), kendisiyle uyarılasınız ve yalnızca bir tek ilah olduğunu bilesiniz diye bana vahyedildi.” (İbrahim 14:52)



Kur’an;
🔹 Batıl inançlardan arındırır
🔹 Bidat ve hurafeyi siler
🔹 Doğruyu gösterir
🔹Geçmiş ümmetlerin hatalarını tekrar etmememiz için pusula olur.

Kur’an, sadece okunan değil; yaşanan, akledilen, izlenilen bir hayattır.






24 Haziran 2025 Salı

DİNİ SULANDIRMAK "geleneksel din anlayışı"🛐




Dini Sulandırmak: Hakikatin Üzerine Örtülen Perde


"Dinlerini parça parça edip grup grup olanlar yok mu! Senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur." (En’âm, 6/159)

Tarih boyunca hakikat, kitlelerin çıkarlarıyla çatıştığında hep tahrif edilmiş, özünden saptırılmış, ilkesel duruşu biçimsel bir tekrar hâline getirilmiştir. Bu yozlaşmanın en belirgin örneği ise dinin sulandırılması, yani özünden uzaklaştırılması, hakikat yükünü taşıyamayacak kadar hafifletilmesi ve nihayetinde etkisizleştirilmesidir.

Kur’an’ın apaçık mesajı, insanı özgürleştiren, aklı ve vicdanı muhatap alan bir çağrıdır. Ne yazık ki zamanla bu çağrı, kişisel menfaatler, köklü gelenekler ve siyasi baskılarla boğulmuş, Kur’an dışı öğretilerle harmanlanarak asli çizgisinden uzaklaştırılmıştır.

Dinin Sulandırılma Biçimleri

Dinin özünden kopmasının dört temel tezahürü vardır:

 * Din, Gelenekle Karıştırıldı: Günümüzde birçok Müslüman, din adına öğrendiği uygulamaların çoğunun Kur’an kaynaklı olmadığını fark etmiyor. Çünkü din, ataların kültürel alışkanlıklarıyla o kadar iç içe geçmiş durumda ki, "Atalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinden gidiyoruz." (Zuhruf 43:22) diyenlerin yolu takip ediliyor. Bu durum, ilahi vahiyle kurulan bağı zayıflatıyor ve körü körüne taklitçiliği teşvik ediyor.

 * Ritüeller, İlkenin Önüne Geçti: Salat, oruç, zekat gibi ibadetler; içeriği boşaltılmış, sadece bedensel veya biçimsel tekrarlar hâline getirilmiştir. Vahiy ile kurulan anlam bağı kopmuş, bu ibadetler yalnızca "yapılması gereken görevler" olarak algılanmaya başlanmıştır. Oysa Kur’an’da salat, öncelikle "vahiy ile bağ kurmak ve öğütleşmek" anlamını taşır. Ancak günümüzde bu kavram, sadece belirli bedensel hareketlere indirgenmiştir.

 * Şirk Unsurları Din Diye Sunuldu: Peygamberin sözleriyle çelişen hadisler, Kur’an’a muhalif yorumlar ve uydurma rivayetlerle din genişletildi; hatta ilahi hükümlerin üzerine beşeri hükümler yerleştirildi. Bu, açıkça şirktir. Kur’an’ın ifadesiyle, "Onlar, alimlerini ve din adamlarını Allah'tan başka rabler edindiler." (Tevbe 9:31) Bu durum, Allah’ın hükmüne ortak koşma anlamına gelir.

 * Sorgulama Engellendi: Din adına konuşanlar eleştirilemez, dokunulmaz hâle getirildi. Oysa Kur’an’ın her sayfası insanı düşünmeye, akletmeye, sorgulamaya çağırır. "Hiç düşünmez misiniz?", "Aklınızı kullanmaz mısınız?" gibi ifadeler onlarca kez tekrar edilir. Ancak sulandırılmış din, sorgulayanı "dinden çıkmakla" suçlayarak zihinsel özgürlüğü kısıtlar.

Çözüm: Kur’an’a Dönüş

Bu derin yozlaşmanın çözümü, din adına gelen her bilgiyi Kur’an’a arz etmektir. Kur’an dışı hiçbir söz, hüküm koyucu olamaz. Allah’ın dediği son sözdür. 

"Bu Kur’an, kendisiyle uyarılsınlar diye indirilmiştir." (İbrahim 14:52).

Dinin saf hâline dönmesi, ancak Kur’an’ın yeniden merkeze alınmasıyla mümkündür. Geleneksel tortuların, kültürel ilavelerin ve mezhebi bağnazlıkların üstüne çekilen perde, ancak vahyin ışığıyla yırtılabilir. Bu, hem bireysel bir bilinçlenme hem de toplumsal bir dönüşüm gerektirir.

UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

22 Haziran 2025 Pazar

Kuranı Değiştir Talebi: Çağlar Üstü Bir İsyan




Kuranı Değiştir! Talebi Üzerine: Toplumların Vahye Direnişi

 “Ya bundan başka bir Kuran getir ya da onu değiştir.”(Yunus 10:15)


Kur’an tarih boyunca yalnızca bir inanç metni değil, aynı zamanda sosyo-ahlaki bir devrim çağrısı olarak yer almıştır. Bu yüzden Kur’an’ın mesajı, çoğu zaman sadece bireysel vicdanı değil, toplumsal düzeni, ekonomik çıkarları ve politik yapıları da hedef almıştır. İşte bu yüzdendir ki, Kur’an'ın indirildiği ilk andan itibaren, ona yönelik tepkiler yalnızca dinsel düzlemle sınırlı kalmamış; aynı zamanda "Bu mesajı değiştir!" şeklinde doğrudan metne müdahale talepleriyle ortaya çıkmıştır.

Vahyin Sarsıcı Gerçeği ve Direniş

Yunus Suresi 15. ayette dile getirilen bu talep, yalnızca tarihsel bir olay değil, aynı zamanda bütün zamanlara seslenen evrensel bir psikolojidir. Kur’an okunduğunda insanlar ikiye ayrılır: Onu “işitip itaat edenler” ve “değiştirilmesini isteyenler”. Bu ayrım, hakikat karşısında gösterilen iki temel tavrı simgeler.

Kuran yalnızca bireysel günahlara değil, toplumsal hastalıklara da karşı çıkar:

Faizle sömürüye,

Yetim malı yemeye,

Sahte ölçü ve tartıya,

Zenginlerin tekelleşmesine,

Kadının metalaştırılmasına,

Din üzerinden otorite kurulmasına.


Bu yönüyle Kuran, toplumun egemen sınıfı ve yöneticileri için tehditkâr bir kitaba dönüşür. Çünkü Kur’an'ın çağrısı, onların kurduğu sömürü düzenini kökten reddeder.

Vahyin Değiştirilemezliği: Allah’ın Yasası

Kur’an kendisini “Allah katından indirilmiş” olarak tanımlar ve “söz değiştirme” yetkisinin hiçbir beşerde olmadığını bildirir:

“Sana vahyolunanı takip et ve onların heveslerine uyma.” (Câsiye 18)

“Hiç kimse Allah’ın sözlerini değiştiremez.” (En‘âm 115)



Vahiy, insan arzularına göre şekillenmez; insan vahye göre dönüşür. Bu yüzden Kur’an, hem bireyi hem toplumu inşa eden sabit bir ilkeler sistemidir. Değiştirilmeye çalışılması, hakikatin değil çıkarların egemenliğini istemektir.

Bugün de Aynı Talep Devam Ediyor

Bugünün dünyasında da farklı biçimlerde aynı talep sürmektedir:

“Kur’an yeterli değil, hadislerle tamamlayalım!”

“Bu ayetler artık çağdışı, yeni yorumlar getirelim!”

“Ekonomik sistemimize uymuyor, te’vil edelim!”


Bu taleplerin özü, aynı ayetteki tutumun modern versiyonudur: “Ya başka bir Kur’an getir ya da onu değiştir.” Ama Allah, bu talebin cevabını çok önceden vermiştir:

“De ki: Onu kendi nefsimden değiştiremem. Ben ancak bana vahyolunana uyarım.”
(Yunus 10:15)



Sonuç: Söz Değil, Teslimiyet

Gerçek iman, Kur’an’ı sadece duygusal bir metin değil, hayatı şekillendiren ilahi bir rehber olarak kabul etmektir. Direniş değil teslimiyet, değiştirme çabası değil ayetlere boyun eğmek, hakiki imanın ölçüsüdür.

Kuran değişmez. Değişmesi gereken, onunla yüzleşmekten kaçan insanlar ve toplum düzenleridir.


---

UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz



26 Mayıs 2025 Pazartesi

17 Mayıs 2025 Cumartesi

Hadis Usulsüzlüğü 1 ♨️ Nebi ne vasiyet etti?


Veda Haccı'nda Hz. Peygamber'in (s.a.v.) ümmetine bıraktığı mirasla ilgili farklı rivayetleri sened ve metin açısından karşılaştırmalı olarak inceleyelim: