Kayıtlar

fitne etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

FİTNE "sınanma" 🔥

Resim
🔥 Kur’an’da Fitne: Yakmak, Sarsmak, Saflaştırmak! "Fitne, öldürmekten beterdir" – Peki neden? Kur’an’da “fitne” kavramı; sadece kargaşa, bozgunculuk ya da isyanla sınırlı olmayan, çok daha derin, sarsıcı ve çok boyutlu bir anlam evrenine sahiptir. Öyle ki, Bakara 191 gibi ayetlerde doğrudan şu ifade yer alır: “Fitne, öldürmekten daha kötüdür.” وَٱلْفِتْنَةُ أَشَدُّ مِنَ ٱلْقَتْلِ Bu ifade, bizi sarsması gereken bir gerçeği vurgular: Ölüm değil, bozulma daha büyük tehlikedir. Peki neden? 🧪 Fitne: Eriterek Ayıklamak – Kavramın Kökeni Arapça'da “fitne” (فِتْنَة), köken itibariyle “yakmak, potaya atmak, saflaştırmak” anlamındadır. Lisanü’l-Arab gibi klasik sözlüklere göre, altın ve gümüş gibi değerli madenler, içlerindeki yabancı maddelerden (cüruf) arındırılmak için ateşte eritilir. İşte bu işlem “ fitne ”dir. Yani “fitne”, değersiz olanı ayıklamak ve öz’ü ortaya çıkarmaktır. Bu kökten gelen “fettân” kelimesi: Maden ustası anlamına geldiği gibi, ...

Ahlaki Yargı, Empati ve Sınanmışlık Bilinci Üzerine

Resim
Ahlaki Yargı, Empati ve Sınanmışlık Bilinci Üzerine Günah ve Sınav: İnsanın Zaaf Alanları Kur’an, insanın zaaflarla donatıldığını açıkça bildirir:  “İnsan zayıf yaratılmıştır.” (Nisâ 4/28) Bu zayıflık, fiziksel ya da zihinsel bir eksiklik değil, sınanma potansiyeli olan yönlere işarettir. Her birey farklı alanlarda imtihana tabi tutulur: Kimisi öfkesini kontrol etmekte zorlanır, kimisi şehvetini, kimisi mal ve güç hırsını dizginlemekte. Bu çeşitlilik, insanların aynı günahlar üzerinden değil, kendi zaaf noktaları üzerinden sınandığını gösterir. --- Masumiyetin Koşullu Görünürlüğü Bir kişinin belli bir günaha bulaşmamış olması, onun mutlak anlamda masum olduğu anlamına gelmez. Belki de o kişi, o günah ile sınanacak zemine hiç çıkmamıştır. Örneğin, yoksullukla sınanmayan birinin hırsızlıktan uzak durması, ahlaki erdemden çok şartların lütfu olabilir. Bu, şöyle bir Kur’anî uyarıyla örtüşür:  “Eğer Allah insanlara rızkı bol bol verseydi, kesinlikle yeryüzünde azarlardı. Ancak O, d...

Müddessir Suresindeki "19" BÖLÜM 2

Resim
"Sekar: Ateşte Peki̇şen Tablet ve Müddessir Suresi’nin Gizli Hafızası" Saygıdeğer Okuyucular, Bugün sizlerle, Kur’an’ın gizemli ve bir o kadar derinlikli bir suresi olan Müddessir Suresi üzerinden, tarihsel, yazınsal ve vahyî bir iz sürmeye çalışacağız. Kur’an’da geçen “üzerinde on dokuz vardır” ifadesi, çoğu zaman mistik ya da matematiksel bir diziyle ilişkilendirilmiştir. Ancak biz bu ifadeyi, Mezopotamya uygarlıkları bağlamında yeniden yorumluyoruz. Zira, bu coğrafyada yazı, kil tabletler üzerine yazılırdı. Tabletler önce kurutulur, ardından ateşte fırınlanarak kalıcılaştırılırdı. Bu süreç, Kur’an’da Sekar olarak geçen, yakarak ortaya çıkaran ve hiçbir şeyi bırakmayan anlamlarına gelen ateşi bize hatırlatıyor. İşte burada, levvâha ve beşer kelimeleri devreye giriyor. Çünkü “levvâha” sadece cehennem değil; yüzeyi kavrulmuş bir yazı levhası, yani pişmiş bir tablet olabilir. Ve 30. ayet diyor ki: "Üzerinde 19 vardır." Peki neyin üzerinde? Önceki ayetlerle bağlantıl...

Müddessir Suresindeki "19" BÖLÜM 1

Resim
🔹 Giriş Kur’an’da sayılar, sadece niceliksel bilgi aktarmak için değil; çoğu zaman sembolik, denetleyici veya bilinç açıcı öğeler olarak karşımıza çıkar. Bu sayılar aracılığıyla Kur’an, insanın sadece aklını değil; dikkatini, ön yargılarını ve teslimiyetini de test eder. Özellikle Müddessir Suresi 30. ayette geçen “Üzerinde on dokuz vardır” ifadesi, bu özelliği en vurucu şekilde ortaya koyar. Benzer şekilde Kehf Suresi'nde Ashâb-ı Kehf'in sayısını tartışan zihniyet, Kur’an tarafından eleştirilmektedir. --- 🔹 Müddessir Suresi: "19" Sayısı ve Mecazî Katmanlar "Onun üzerinde on dokuz vardır." (Müddessir 30) Bu ayet, ilk bakışta cehennem bekçilerinin sayısını bildiriyor gibi görünse de, hemen ardından gelen ayet bu sayının aslında bir imtihan aracı, bir zihin ayıklayıcısı olduğunu belirtir: "Biz cehennemin bekçilerini ancak melekler kıldık; sayılarını da inkârcılar için bir deneme kıldık..." (Müddessir 31) Burada 19 sayısı, sıradan bir bilgi değil;...

MUHAMMED SURESİ "işler”i boşa çıkaran tek sure"

Resim
🌪️ 1. Kur’an’da “âmâl = işler”i boşa çıkaran tek sure: “O inkâr edenlerin işlerini Allah boşa çıkarmıştır.” (Muhammed 47:1) Bu, Kur’an’da çok nadir geçen bir ifade tarzıdır. Genellikle “günahkârlar cezalandırılır” şeklinde geçer. Ama burada doğrudan "amellerin iptali" (أَضَلَّ أَعْمَالَهُمْ) vurgusu vardır. Bu şu demektir: İnsanın yaptığı iyi işler bile, niyet ve bilinç yozlaşmışsa sıfırlanabilir.   🧠 2. Bilgi ile eylem arasında bağ kuran ayet: “Onlar Kur’an üzerinde hiç düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerine kilit mi vurulmuş?” (Muhammed 47:24) Kur’an’da “kalplerin mühürlenmesi” çok yerde geçer, ama burada ilk defa bu doğrudan Kur’an'ı düşünmemekle bağlantılıdır. Bu ayet, düşünmeyen bir toplumun sadece iman değil, vicdan ve akıl işlevlerinin de kilitlendiğini söyler. 🧬 3. Yeryüzünde bozgunculuk ifadesinin “iman” eksenli tanımı: “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.” (47:22) Buradaki “bozgunculuk” sadece maddî anarşi değil. Ayet bağlamında ...