KURAN’IN DİLSEL DÜZELTMESİ
KUR’AN’IN KELİMELER YOLUYLA KISSALARI TASHİHİ: DİLSEL DÜZELTME VE ANLATININ ISLAHI
Özet
Kur’an, önceki vahiylerin tahrif edilmesiyle bozulmuş peygamber kıssalarını, yeniden ve sahih biçimde aktarmak üzere indirilmiştir. Bu süreçte Kur’an, yalnızca içerik olarak değil, kullandığı kelimeler yoluyla da anlatıyı tashih eder, yani “düzeltir.” Bu makalede Kur’an’ın kelime seçimi üzerinden gerçekleştirdiği bu düzeltme pratiği incelenecek, ardından Kur’an merkezli yaklaşım terk edildiğinde kıssaların nasıl tekrar bozulduğu gösterilecektir.
Giriş: Kıssaların Değişimi ve Kur’an’ın Müdahalesi
Kur’an’da geçen kıssalar, genellikle Yahudi ve Hristiyan geleneklerinde de yer alan anlatıların bir parçasıdır. Ancak bu geleneklerde zamanla sembollerin çarpıtılması, kişilerde tanrılaştırma, olaylarda mitolojik öğelerin artması gibi tahrifatlar olmuştur. Kur’an ise bu anlatıları düzeltir; hem anlatının içeriğini arındırır hem de kelime bazında seçilmiş kavramlar üzerinden doğrultular. Bu yönüyle Kur’an bir tashih edici metindir.
I. Kur’an’da Kelime Temelli Tashih Yöntemi
Kur’an kıssaları anlatırken dikkatle seçilmiş kelimelerle hem eski anlatıların yanlış anlamlarını düzeltir hem de yeni bir anlam ufku açar. Aşağıda bu yönteme dair örnekler sunulmuştur.
1. “Kelime”yi Sahihleştirme Aracı Olarak Kullanmak
Kur’an’da “kelime” bizzat vahyin özü olarak tanımlanır:
“Bizim kelimelerimiz ona ulaştı.” (Fussilet 41:45)“Allah’ın kelimesi değiştirilemez.” (En‘âm 6:115)
Bu vurgu, anlatının da kelimeler üzerinden inşa edildiğini gösterir. Dolayısıyla kıssaların sahihliği, kelimelerin sahihliğine bağlıdır.
2. Hz. Musa Kıssasında Dilsel Tashihler
Tevrat’ta Firavun’un karşısında Musa’nın zor ikna olduğu, Tanrı ile güreşen bir figür olarak tasvir edildiği görülür. Kur’an ise “kelime düzeyinde” bambaşka bir Musa çizer:
“Ve Musa Rabbine dedi ki: ‘Rabbim! Benim göğsümü aç’…” (Tâhâ 20:25).
Kur’an burada Musa’yı bir görev bilinci ve tebliğ şevki ile tanımlar. Tevrat’taki korkak ve kaçak Musa imajı düzeltilir.
“Git, çünkü seni seçtim.” (Tâhâ 20:13)
Musa'nın görevlendirilmesi bir "seçim" üzerinden anlatılır; zorla değil, iradi ve bilinçli bir yöneliş.
Kur’an, bu düzeltmeleri kıssanın sadece içeriğiyle değil, kelime seçimiyle yapar.
3. Hz. İsa Kıssasında Sözcükle Bozulan Anlatının İslahı
Hristiyan gelenekte İsa “Tanrı’nın oğlu” olarak tanımlanır. Kur’an bu inancı dil üzerinden doğrudan tashih eder:
“O yalnızca Allah’ın kelimesidir” (Nisâ 4:171)
“O yalnızca Allah’tan bir ruh ve kelimedir”
“İsa, Meryem oğlu, bir beşerdir.” (Mâide 5:75)
Kur’an, İsa’ya dair kelimeleri özellikle seçer. O, Allah’ın “kelimesi”dir ama bu kelime “ibda” (yoktan yaratma) içindir; tanrılaştırma değil.
II. Tashih Edilen Kıssaların Tekrar Bozulması: Kur’an’ı Merkezden Çekmenin Sonucu
Kur’an’ın düzeltici kelimeleri dikkate alınmadığında, anlatılar tekrar mitolojik ve tahrif edilmiş formlarına döner. Buna dair örnekler:
1. “Adem ile Havva” Masalına Dönüş
Kur’an’da Âdem’in eşi isimsizdir ve yaratılış tek bir candan başlatılır (Nisâ 4:1). Ancak Kur’an’dan uzaklaşan anlatılarda:
Havva’nın kaburgadan yaratıldığı,
Kadının şeytana ilk uyan olduğu,
Erkeği yoldan çıkardığı anlatılır.
Oysa Kur’an’da şeytan ikisini birden saptırır ve her iki kişilik de sorumludur (Bakara 2:36).
2. “Nuh’un Gemisi”nin Çocuk Hikâyesine Dönüşmesi
Kur’an, Nuh’un tufanını mecazî bir arınma ve kavimle hesaplaşma olarak anlatır:
“O, bir gemiyle yüklendi, bizim gözetimimizde akıp giderdi.” (Kamer 54:13-14)
Ancak Kur’an’dan koparıldığında:
Hayvanat bahçesi gemisi,
Dünya çapında fiziksel tufan anlatısı,
Çocuk masalına dönüşür.
3. Yusuf Kıssasının Ahlakî Derinliğini Yitirmesi
Kur’an Yusuf’u iffetiyle, rüyaların tabiriyle, adaletle yücelten bir kıssa örer. Ancak kültürel anlatılarda:
Aşk hikâyesine indirgenir (Züleyha aşkı),
Kadınlar kurgusal, duygusal figürlere dönüşür,
Anlatının ahlaki ve metafizik derinliği silinir.
III. Kelime Seçimiyle Kur’an’ın İnşa Ettiği Yeni Anlatı Yöntemi
Kur’an, kıssaları kelimelerle tashih ederken aslında anlatının ahlaki-manevî yönünü de yeniden kurar. Bu şu biçimlerde ortaya çıkar:
- Tarih değil ibret: Kur’an “onlarda sizin için ibret vardır” der (Yusuf 12:111)– Bu, kıssaların kronolojik değil ilkeli anlatıldığını gösterir.
Mitoloji değil bilinç: Eski anlatıların mitolojik boyutu atılır; hakikat temelli bilinç öğeleri yerleştirilir.
Mücerret değil evrensel: Kur’an kıssaları belirli bir millete değil, tüm insanlığa seslenir.
Sonuç: Kelimenin Korunmasıyla Anlamın Korunması
Kur’an kıssaları, sadece olayları aktarmak için değil, sahih bir bilinç ve ahlakî yapı kurmak için anlatılır. Bunu da özellikle kelime seçimiyle, önceki anlatılardaki sapmaları düzelterek gerçekleştirir.
Ne zaman ki Kur’an bu düzeltici rolünden uzaklaştırılır, kıssalar tekrar mitolojik, sembolleri bozulmuş, ahlaki özden yoksun şekillere geri döner.
Bu nedenle “kelimelerin muhafazası”, yalnızca dilsel değil, aynı zamanda anlamın korunmasıdır. Kur’an’ın “korunan kitap” (Hicr 15:9) olması da, işte bu kelime ve anlam bütünlüğü ile ilgilidir.
Yorumlar
Yorum Gönder