Kayıtlar

isimlendirme etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kuran'da Sema'nın Sırları

Resim
Göğe İsim Vermek: Kur'an'da Sema'nın Sırları Kur'an, varoluşu sadece bir fiziksel gerçeklik olarak değil, aynı zamanda anlam yüklü bir metin olarak sunar. Bu metnin en temel eylemlerinden biri isim vermektir . Bir şeye isim vermek, onu bir etiketten öte, varlık sahnesindeki hakikatiyle buluşturmaktır. Âdem kıssasında geçen "Allah, Âdem’e bütün isimleri öğretti" (Bakara 31) ayeti, insanın evrendeki her varlığın anlam kodlarını çözebilme yeteneğini ve bu sayede meleklere üstünlüğünü simgeler. İşte bu anlam verme ve anlama eyleminin en görkemli tecellilerinden biri, göğe, yani sema 'ya verilen isimde gizlidir. 1. Sema: Yüksek Olanın İsmi Arapça'da "sema" kelimesi, "yüksek olmak, üstün olmak, yücelmek" anlamlarına gelen "s-m-w" kökünden türemiştir. Bu kelime, Kur'an'da sadece fiziksel bir gökyüzü değil, aynı zamanda varoluşun üst düzlemi, kozmik düzeni ve ilahi yasaları ifade eder. Rahman Suresi'nin 7. ayetinde ...

MELEKLERİN İSİMLENDİRİLMESİ

Resim
Kur’an Bağlamında Meleklerin Dişilikle İlişkilendirilmesi ve Müşrik İsimlendirmelerin Teolojik Tahlili Giriş Kur’an-ı Kerim, meleklerin mahiyetine ve işlevlerine dair geniş bir perspektif sunarken, onların dişil olarak isimlendirildiğine veya tasvir edildiğine dair herhangi bir ifade içermez. Tam aksine, müşriklerin melekleri Allah’ın kızları olarak nitelendirmesi Kur’an tarafından kesin bir dille reddedilir. Bu çalışma, Kur’an’daki ilgili ayetleri tahlil ederek meleklerin dişil olarak algılanmasının tevhid inancı açısından neden bir sapma olduğunu ve müşriklerin dişil putlara verdikleri isimlerin sembolik anlamlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Kur’an, isimlerin sadece bir tanımlama aracı olmadığını; aynı zamanda insanın varlıkla kurduğu ilişkiyi, hakikat algısını ve nihayetinde teolojik yönelimlerini yansıttığını vurgular. Bakara Suresi 2:31’de geçen “Allah Adem’e bütün isimleri öğretti.” ifadesi, insanın kavramsallaştırma gücünün vahiy temelli bir öğretiye bağlı olması gerektiğin...

İNSAN MELEKLER VE SECDESİ🔎

Resim
" MELEKE, MELİK, MELEKLER, MELÂİKE" Kavramlarının Anlam Derinliği Arapça م-ل-ك (M-L-K) kökünden türeyen "Meleke", "Melik", "Mülk", "Melikût" ve "Melek" kelimeleri, Kur'an'ın kavramsal zenginliğini ve insanın varoluşsal serüvenini anlamak için anahtar niteliğindedir. Bu kök, "güçle sahip olma, egemenlik, hükmetme, içsel denetim" gibi anlamlara gelerek, hem ilahi kudreti hem de insandaki potansiyel yetileri ifade eder. " Melek" Kelimesi: Görünenden Ötesi "Melek" kelimesi, Kur'an'da genellikle görünmeyen ancak düzenleyici, yönlendirici, taşıyıcı ve ilahi iradeyi tecelli ettiren güçleri temsil eder. Cibrîl (vahiy iletici), Mîkâîl (rızık ve doğa olayları), İsrâfîl (kıyamet ve yeniden diriliş) gibi isimleri anılan melekler, bu fonksiyonların somutlaşmış halleridir. Kur'an'da meleklerin söz söylemesi, yönlendirmesi, koruması, vahiy getirmesi, yazması ve insanlara eşlik etmesi gibi...

İsimlendirme Üzerinden Kur’an Okuması 💬

Resim
 💬 İsimlendirme Üzerinden Kur’an Okuması Kur’an’da İsimlendirme (Tesmiyye) Üzerine Kur’an, dilin en temel işlevlerinden biri olan isimlendirme (tesmiyye) olgusunu sadece bir etiketleme aracı olarak değil, aynı zamanda bilgi üretimi, anlam inşası ve ontolojik yönelim açısından da son derece derin bir zeminde ele alır. Kur’an’da “isim” (ism) kavramı, yalnızca nesnelere verilen adları değil, aynı zamanda bir varlığın kimliğini, işlevini ve yaratılış amacını da içerir. Bu nedenle Kur’an’daki isimlendirme pratikleri, insanın evrendeki konumunu ve sorumluluğunu anlamak açısından merkezi bir öneme sahiptir. UYARI / HATIRLATMA Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür. Lütfen her ifadeyi  Kur’an’ın bütünüyle  değerlendirin;  ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın.  Hakikatin tek ölçüsü  Allah’ın kitabıdır.  Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir. Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten u...

Kendilerini "Ehl-i Sünnet" diye isimlendirenlere ♨️

Resim
“Ehl-i Sünnet” adıyla yaygınlaşan geleneksel mezhep anlayışını Kur’an süzgecinden geçirdiğimizde, şu şekilde yeniden düzenlenmiş ve detaylandırılmış bir sonuç karşımıza çıkar: